Obezite ve Hipertansiyon
Obezitede kan basıncı sıklıkla artar. Bir çalışmada kardiak debi (I/dk) normalin üst sınırında bulunurken, kardiak index (I/m2) normal sınırlarda saptanmıştır. Sol atrial volüm,ventriküler volüm, arka duvar kalınlığı, interventriküler septum kalınlığı hep normalin üst seviyesinde ya da üstünde bulunmuştur. Heyden ve arkadaşlarına (18) göre obezitenin kontrol altına alınmasıyla hipertansiyon, beyazlarda %48, zencilerde ise %28 oranında kaybolur. Her 1 mmHg diastolik basınç azalması ise miyokard infarktüsü riskini %2-3 oranında azaltır. Framingham çalışmasında her iki cinste şişmanlık ile kan basıncı arasında yakın bir ilişki gösterilmiştir (19). Ayrıca çalışmanın başında kilosu fazla olan bireylerde hipertansiyon gelişme oranı kilosu fazla olmayanlara göre daha sıktır. Çocukluk ve adolesan çağda da aşırı kilo ile kan basıncı yüksekliği birlikte seyreder. Kan basıncı yüksek çocuklar total popülasyondaki çocuklardan 3 misli daha fazla obez olma eğilimindedirler. Hem kilo fazlalığı olan kişilerde hem de normal kilolu bireylerde kilo vermek kan basıncını düşürmektedir. Düşük kalorili ve tuzsuz diyetlerin bunda etkin olduğu düşünülmüştür. Ancak normal tuz alımı ile birlikte düşük kalorili diyet yaparak zayıflayan bireylerin de kan basınçlarında anlamlı düşüşler kaydedilmiştir.
Messerli obezite ve hipertansiyonunun birlikte kardiak fonksiyonlar üzerine olan etkisini incelemiştir (20). Obezite olmaksızın hipertansiyon söz konusu olduğunda kalpte ventrikül duvarlarının kalınlaşması ile giden konsantrik hipertrofi oluşur Obezite etkisi ekzantrik dilatasyondur. Obezite ve hipertansiyonun birlikteliği ventrikül duvarlarında kalınlaşmaya, kalp volümünde artışa sebep olarak kalp yetmezliği olasılığını arttırır. Hipertansiyonsuz ve hipertansiyonla giden obezitedeki kardiak değişiklikler farklıdır
Obezlerdeki hipertansiyon ile sempatik aktivite değişikliği arasında sıkı bir ilişki vardır. Obez bireylerde insülin infüzyonu yapıldığında sempatik sinir uyaranlarının normal kilolulardan çok daha fazla olduğu bulunmuştur.Hipertansiyon ile tip II diyabet, bozulmuş glukoz toleransı, hipertrigliseridemi ve hiperkolesterolemi sıklıkla birlikte görülür. Obez ve hipertansiflerdeki hiperinsülinemi varlığı insülin direncini gösterir. Ferranini,vücut ağırlığına yanıt olarak periferik vasküler dirençteki değişiklikleri ve kan basıncını belirleyen faktörleri analiz ettiğinde kilo artışına bağlı kan başmandaki artışın kardiak debi ile orantılı olmadığını göstermiştir (21). Kardiak debi ile orantılı olmayan bu hemodinamik değişikler sempatik aktivitedeki artışa bağlanmıştır.
Deneysel çalışmalarda kronik insülin infüzyonuna verilen yanıt türe bağlı farklılıklar gösterir. Yağı yüksek diyet ile beslenerek kilo aldırılmış köpeklerde hiperinsülinizmin kan basıncını artkıncı etkisi saptanmaz. Oysa sıçanlara yedi gün süre ile insülin infüzyonu yapılacak olursa kan basınçlarında kalıcı bir artış ortaya çıkar insanlarda insüli-ne verilen yanıtın köpeğe mi, yoksa sıçana mı benzediği bilinmemektedir. Obez hipertansiflerde kilo verme ve egzersiz ideal tedavidir. Ancak bunu başarmak uzun sürebilir. Bu dönemde farmakolojik tedavinin eklenmesi gerekir. Antihipertansifler içinde tiazid grubu di-üretikler ve b-blokerler insülin direncini arttırıcı özelliğe sahiptir. Ayrıca karbonhidrat ve lipid metabollizması üzerine istenmeyen etkileri vardır. Kalsiyum kanal blokerlerinin ise insülin üzerine etkilesi yoktur. ACE inhibitörleri ve a-1 blokerler üzerinden etkili olan antihipertansifler glukoz kulanımını arttırırlar. ACE inhibitörleri içinde yan ömrü uzun ve lipofilik aktivitesi yüksek olan trandolapril obez hasta grubu için iyi bir seçenektir. Tek doz alınımını takiben 24. saatte oluşturduğu ACE inhibisyonu totale yakındır. Hipertansif obez-lerde yapılan çalışmalarda trandolaprilin BMI’e bakılmaksızın hastaların %85’inde tansiyonu kontrol etmede başarılı olduğu gözlenmiş, kolesterol, trigliserid ve kan glukozunda da önemli düşmeler gözlenmiştir (22). Trandolaprilin etkisi 24 saatten uzun sürmektedir (23). Yetmişikinci saatte dahi önemli ölçüde inhibisyon devam etmektedir. Vadi-tepe oranlan enalapril, lisinopril ve trandolapril için % 50’den fazla olup diğer tüm ACE inhibitörleri için bu oran % 50’nin altındadır.