Obezite Tedavisinde Egzersizin Rolü, Obezite ve Egzersiz
Obezite, vücutta aşırı yağ depolanması sonucu ortaya çıkan tablodur, başka bir deyişle fizyolojik gereksinimden daha fazla kalori alımı veya alınan kalorinin tüketilmemesi sonucu ortaya çıkan bir denge sorunudur. Fizik egzersiz azlığı sadece şişmanlığa gidişi kolaylaştırmakla kalmaz, koroner kalp hastalığı riskini de artırır. Obezler daha az hareket etme eğiliminde olan hastalardır. Çok kısıtlı diyetlerle hızlı kilo verdirirken ağır egzersiz yaptırmak doğru değildir. Bu dönemde hastanın yaşına, yaşantısına, birlikteki diğer hastalıklar ve fizik durumuna uygun egzersizler (yürüyüş, bahçe işleri, yüzme gibi) önerilmelidir. Diyet gibi egzersiz de obezlerin kolay uydukları öğütlerden değildir.
Obezite tedavisinde bir alışkanlık haline getirilir ise hem hastanın kilo vermesinde hem kilo verdikten sonra bunun korunmasında hem de komplikasyon riskinin azalmasında önemli faydalar sağlar. Ancak obezite tedavisine ilişkin literatürler gözden geçirildiğinde, kilo kaybı sağlamada diyete göre daha az etkin olduğu görülmektedir (1-3). Egzersiz diyet ile birleştirildiğinde yağ kaybını artırmakta ve yağsız doku (lean) kitlesini korumaktadır. Egzersizin kilo kaybına olan etkisinin mekanizmaları:
1- Enerji harcanması,
2- İştah ve yiyecek alımının düzenlenmesi,
3- Akut ve kronik metabolik etkiler,
4- Vücut kompozisyonundaki değişikliklerdir (4).
İki tip egzersiz vardır: anaerobik, aerobik, sürat koşusu veya ağırlık kaldırma anaerobik egzersiz şekline örnek verilebilir. Genellikle kısa sürelidir fakat aşın bir kuvvet harcanmasını gerektirir. Hızlı kasılan (tip II) kas liflerinin aktivitesi ön plandadır. Kas kasılması bu kas liflerinin sürekli kasılmaları ile ortaya çıkmakta, kontraksiyonun devamı için somatik sinirlerin devamlı uyarımı ve ATP yapımı gerekmektedir. Buradaki kasılma isometrik bir kasılmadır. Kas kontraksiyo-nu kasın uzunluğunda değişiklik olmaksızın ortaya çıkar. Gerçek isometrik egzersizde kaslar bir dirence karşı kasılırlar. Anaerobik egzersizin anahtar özelliği, kısa sürede daha fazla enerjinin yapılmasının gerekliliğidir. Bunun için gerekli olan enerji, kasın kendi e-nerji depolarından yani fosfokreatin ve glikojenden sağlanır. Aerobik egzersiz daha uzun süreli fakat daha az kuvvet harcanarak yapılır. Uzun mesafe koşulan, yüzme ve kayak aerobik egzersiz tipindeki egzersizlerdir. Aerobik egzersizde sadece kasdaki depolanmış enerji kullanılmaz, vücudun diğer enerji kaynakları (yağ dokusundaki yağ ve karaciğer glikojeni) da kullanılmaktadır. Bu yedek e-nerji kaynaklarının kan yolu ile kaslara taşınması gerekir ve dolaşım sisteminde buna uyan adaptasyonlar olmalıdır. Kas lifleri ön planda oksidatif (Tip I) (maksimum etkinlik için yağ asidi ve glukoz gibi substratların tamamen oksidize olduğu) liflerdir.
Egzersiz konusunda force (güç), work (iş), enerji kavramlarının bilinmesinde yarar vardır. Güç kas kontraksiyonunun dayanaklılığı i-le ilişkilidir. Fizikte bir maddeyi haraket ettirebilme anlamında kullanılmaktadır. Birimi Newton (N) dur. Bir maddeyi yer çekimine karşı kaldırıyorsak bir güç harcıyoruz demektir. Bu kaldırma gücü; maddenin kg olarak kütlesinin yer çekimine karşı yaptığı ivme (yaklaşık 98 m/s2 ) ile çarpımına eşittir. İş, maddeye belli bir mesafede uygulanan güçtür. Bir maddeyi belli bir yüksekliğe kaldırmak örnek sayılabilir. Enerji, iş yapabilme kapasitesidir. Enerji ve işin birimi jo-ul’dür. Bir joul 1 nevvtonluk gücü 1 metre boyunca ilerletme işidir.
70 kglık bir kişinin 2.5 m yüksekliğindeki bir basamağı 2 saniyede çıkıyor ise;
kazanılan potansiyel enerji: kütle (kg) x gravity x yükseklik (m) formülünden
70 x 9.8 x 2.5 = 1715 joul’dür
güç = yapılan toplam iş / zaman formülünden
güç= 1715 / 2 = 858 j/s veya 858 w dır.
65 w hafif, 130 w orta derecede, 200 w ise ağır egzersiz demektir.
65 gr çikolata yaklaşık 1230 kj (294kcal) içerir. (1 cal= 4.18 j dür). 70 kg olan bir kişi 1000 m tırmanırsa 75 x 9.8×1000= 735000 j= 735 kj iş yapar. Fakat vücud kimyasal enerjinin ancak %25’ini eksternal işe dönüştürebilmektedir. Bu yüzden toplam enerji harcanması bunun 4 katıdır (3000 kj). Bu da yol boyunca 2. bir çikolata daha yenebileceğini göstermektedir. Yağ depolarında 540 MJ enerji saklıdır ve bu, 200 dağ tırmanışını ek enerji almaksızın sağlayabilir.
Kullanılan enerjinin % 25’i işe dönüşürken %75’i ısıya dönüşür. Bu ısı, direk veya indirek kalorimetri yöntemleri ile ölçülebilir.