Obezitenin Genel Özellikleri, Obezite Derneği
Tanım, Sıklık, Tanı, Sınıflandırma, Tipleri, Dereceleri ve Komplikasyonları
Tanımı:
Obezite, vücutta yağ dokusu oranının artması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Diğer bir deyişle şişmanlık, vücutta aşın miktarda yağ depolanmasıdır (1). (Obezite Merkezi)
18 yaşındaki erkeklerde vücut ağırlığının yaklaşık % 15 – 18’ini, kızlarda ise % 20-2 5’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Yaşla bu yağ oranı artmaktadır. Erkeklerde yağ miktarı total vücut ağırlığının % 25’ini, kadınlarda % 30’unu aşarsa şişmanlık söz konusudur (2).
Kadavralarda yapılan doğrudan ölçümlerle normalde erkeklerde yağın, vücut ağırlığının yüzde 15,8 + 7,39 (8,5 – 23)’unu, kadınlarda yüzde 26,0 + 31,5’ini oluşturduğu saptanmıştır (3).
Sıklık ve Dağılım:
Obezite gelişmiş ülkelerin orta ve az gelirli kesimlerinde, gelişmekte olan ülkelerin ise orta ve yüksek gelir düzeyli tabakalarında daha çok görülür. Çok yoksul kesimlerde pek görülmez. Türkiye’de varlıklı ailelerin çocuklarında şişmanlık fazla görülmektedir. Ayrıca şişmanlığa orta tabaka insanlarında ve kasaba halkında daha sık rastlanmaktadır. ABD ve diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinde yoksul sayılan sınıflarda şişmanlık iyice yaygındır (%30). Türkiye için bu geçerli değildir. Çünkü gelişmiş ülkelerin yoksul sınıfları bizim orta tabaka gibi beslenir (4). Obezite Ppt
Şişmanlık aynca iş adamı, yüksek düzey bürokrat, yöneticiler ve iş çeviricilerde de sıktır. Hemen bütün dünyada böyledir. İş gereği öğle-akşam yemeği buluşmaları, oturgan (sedanter) yaşam, sürekli iş ve karar vermenin yarattığı stres ve işlerin yoğunluğundan diyet planlamalarına, dinlence-eğlence şeklindeki sporlara vakit ayıramama ve alkol bu tip şişmanlık sebepleridir.
Şişmanlık her yaşta görülmektedir. Yaşla şişmanlık artarak orta yaşta doruk düzeyini bulur. Ancak 55 yaşından sonra azalmaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri gebelik ve doğumlardır. Gebelik esnasında alınan kiloların bir kısmı doğumdan sonra verilemeyerek vücutta kalmaktadır. Gebelik süresince kadın 12 kg. kadar alır. Bunun 4 kg*ı yağlanmadır. Kuşkusuz kadınların daha kolay kilo almalarının bir nedeni östrojenin yağ dokusunu arttırıcı etkisidir. Ayrıca kadınların çoğu ev dışında pek hareket etmez. Çoğu, eve kapalı olarak yaşamaktadır. Aksine, ev dışında kabul günlerindeki bol ikramlar ise şişmanlatmaz da ne yapar?
Kısa ve orta boylularda, uzun boylulara göre daha fazla rastlanmaktadır. (Türkiye Obezite)
Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’daki istatistiklere göre, erişkin kadın ve erkeklerde % 10-12 arasında şişman bulunmaktadır.
Obezite ölçümü ve tanısı: Obezite Hakkında
Kişinin şişman olup olmadığına, yalnızca bakarak da karar verilebilir. Yani alışkın bir göz sadece inspeksiyonla tanı koyabilir. Ancak tanının objektif ölçülerle kanıtlanması gerekir.
Şişmanlık, vücuttaki yağ miktarı oranının artışı olduğuna göre, bu miktarın ve tüm vücut ağırlığına göre yağ oranının ne derece arttığını göstermek için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Doğrudan ölçüm (Direct Carcas Analyse) , canlı insan vücudu üzerinde mümkün değildir. Ancak kadavra üzerinde uygulanabilir. Klinikte yağ miktarını saptamak için uygulanan yöntemler dolaylı ölçümlerdir (Tablo 1).
Vücuttaki yağ oranını ölçen yöntemler arasında klinikte en çok kullanılanlar, boy ve ağırlığa dayanan yöntemler ile deri kıvrım kalınlığıdır.
Boy ve ağırlığa dayanan yöntemlerden klinikte çok kullanılanı göreceli ağırlıktır. Yaşa, cinse, vücut yapısına göre değişmek üzere her boy uzunluğu için en uzun ömür beklentisi veren ideal kilolar saptanmıştır. Bu ideal kilolar uzun yılların araştırmaları sonucu ABD’deki Hayat Sigorta Şirketleri tarafından saptanmıştır. Hatta zamanla değişikliğe uğramıştır. Yani zaman içinde ideal kilo değerleri değişmiştir. Bunları ancak listelerden çıkarmak, bulmak mümkündür.
İdeal vücut ağırlığı tablolarından (cetvellerinden) değerlendirme yaparken kişinin yaşına, cinsine, boy ve vücut yapısına göre kilosunun, idealine göre yüzde kaç aştığından söz edilir. Örnek olarak ideal vücut ağırlığı 75 kg olan bir kişinin o anda ölçülen kilosu 100 kg i-se 100-75= 1= 0,33 şeklinde hesaplanır. Kişinin ideal vücut ağırlığı boyuna, cinsine ve vücut yapısına göre ideal kilo cetvellerinden okunur. Bu sonuca göre o kişi ideal kilosunu 1/3 oranında, başka bir değişle % 33 oranında aşmıştır denir veya o kişi ideal kilosunun % 133’ündedir denir.
İdeal kilonun % 10 fazlası ve % 10 eksiği normalin üst ve alt sınırlandır. Daha düşük kilolar zayıflık, daha fazla kilolar şişmanlık olarak kabul edilirler.
İdeal kilonun % 10’dan fazlasını bazı yazarlar hafif şişmanlık sınırları içine alırken, bazıları da % 10-20 arasındaki fazlalığı “topluluk” deyimi ile bir ara bölge olarak kabul ederler. Şişmanlık sınırını ise % 20’den itibaren başlatırlar.
Bugün için sağlık yönünden zararlı olan şişmanlık sınırı kesin olarak bilinmiyor. Ancak mortalite riski de % 20 şişmanlıktan itibaren başlıyor. Bu nedenle şişmanlık sınırı olarak ideal kiloyu % 20 aşma kabul ediliyor.
Boy ve kiloya dayandırılan ikinci yöntem “vücut kitle indeksi”dir. Buna BMI (Body Mass Index) veya Quetelet indeksi de denmektedir. Kişinin o anda ölçülen, yani aktüel ağırlığının , boyunun metre cinsinden rakamının karesine bölünmesi ile hesaplanır. Örnek olarak, 70 kg ağırlığı olan ve 170 cm boyundaki bir kişinin vücut kitle indeksi,
BMI= 70/(1,7)2 = 70/2,89 = 24,22 kg/m2 olarak bulunur. (Obezite com)
Yapılan çalışmalara göre, BMI boydan bağımsız olarak vücut yağ miktarı oranı ile daha sıkı bir yakınlık göstermektedir. Garrow ve Webster’e göre BMI, bugün için vücut yağ yüzdesinden çok boyla ilişkili vücut yağının bir ölçümüdür ve obezitenin daha iyi bir göstergesidir. BMI’in hesaplanması göreceli ağırlığa göre daha zor ve karışıktır. Ancak yorumu daha basittir. BMI, 22 olduğu zaman minimum mortalite ve en uzun ömür beklentisinden söz edilmektedir. Bu beklenti her iki seks için de geçerlidir.
Klinikte sık kullanılan bir diğer obezite ölçümü ise deri kıvrım kalınlığıdır. Deri kıvnmı kalınlığı ölçümleri, en sık triseps üzerinde, subskapular bölge, suprailiak bölge ve abdominal bölgelerden yapılmaktadır. Deri kıvnmı kalınlığı ölçümü bazı bakımlardan daha az hatalı sonuçlar vermektedir. Şöyle ki; kaslannı çok geliştirmiş ağır yapılı bir sporcu göreceli kilo ve BMI ölçümlerinin her ikisi ile de şişman görülebilir. Ancak deri kıvrımı kalınlıkları ile şişman olmadığı ortaya konabilir. Bu nedenle sporcuların şişmanlıkları deri kıvrımı kalınlıkları ile değerlendirilmeli ve izlenmelidir. (Türkiyede Obezite)
Şişmanlığın değerlendirilmesinde deri kıvrım kalınlığının ölçümü daha yeni bir yöntemdir. Deri kıvrımı kalınlığını ölçmek için özel pergeller kullanılır. Ölçüm şöyle yapılır. Ölçüm yapılacak yerin yeterince açık olması gerekir. Yani hasta, ölçüm yapılacak yer bakımından soyunmuş olmalıdır. Deri, ölçüm yapılacak yerden yaklaşık 1 cm uzakta baş ve işaret parmaklan arasında, derialtı yağ dokusu ile birlikte tutularak bir kıvrım yapacak şekilde kaldırılır.Böylece deri pergel uygulanacak yerde altındaki kaslardan uzaklaştırılmış olur. Ölçüm yapılacak yere pergel uygulandıktan, yani deri pergelin uçlan veya dudakları arasına kıstırıldıktan sonra parmaklar o bölgeden çekilir. Deri yan-lızca pergelin uçları arasına sıkışmış olarak kalır ve o anda ibredeki değer okunur. Pergelin uçlarının deri kıvrımı üzerindeki toplam dokunma yüzeyi 20-40 mm2 olmalıdır. Bu kurallar ölçüm standardizas-yonu için öne sürülmektedir. Ölçümlerden emin olmak için aynı yerden daima iki ölçüm yapılmalıdır. Pergeldeki ibreler, 0,5 mm kadar kalınlıktaki deri kıvrımları için duyarlıdır. Obezite Yardım.
Deri kıvrım kalınlığı şu bölgelerde ölçülebilir:
1. Triseps üzerinde: Omuz ile dirsek (akromion ile olekranon) arasında, kolun arka yüzünde, triseps kası üzerinde bir yer seçilir. En çok ölçüm yapılan yer burasıdır. Deri kıvrımı kolun uzun eksenine paraleldir.
2. Subskapular bölge: Kürek kemiğinin alt ucunun altında, sırtta, derinin doğal kıvrımı doğrultusunda ölçülür. Bu bölge ölçüm için i-kinci sıklıkta seçilen yerdir.
3- Suprailiak bölge: Crista iliaca üzerinde, orta koltuk altı çizgisinin kestiği yerden ölçüm yapılır. Deri kıvnmı derinin doğal kıvrımına göre uygulanır.
4. Biseps üzerinde: Kol aşağı sarkık durumda bisepsin üzerinde ve orta yerindeki deriden ölçüm yapılır. Deri kıvrımı kolun uzun eksenine paraleldir.
5. Abdominal bölge: Göbeğin sağında veya solunda orta koltuk altı çizgisinin kestiği yerle göbek arasında orta yerden ölçüm yapılır. Ancak bu yerden ölçüm az kullanılır. Sporcularda ise buradan yapılan ölçümler daha sağlıklı sonuç verir. Deri kıvrımı doğal kıvrılma yatkınlığına uygun olarak seçilir.
Yukarıdaki ölçüm yerleri arasında en çok kullanılan triseps üzerinden yapılan ölçümlerdir. Yalnızca triseps üzerinde deri kıvrımı ölçmeye göre, üç-dört yerden birlikte ölçüm yapmanın bir üstünlüğü gösterilmemiştir. Ancak belirli bir kişi izlenirken farklı yerlerde farklı azalmalar olabilir düşüncesiyle birkaç yerden ölçüm yapılabilir. Bu özellikle sporcularda önemlidir. (Obezite Araştırma)
Normalde deri kıvrımı kalınlığı, kadınlarda biraz daha fazladır.
Deri kıvrımı kalınlığının hangi rakamların üzerinde patolojik sayılacağı yani şişmanlık için hudut rakamlar geniş olarak araştırılmıştır
Genelde triseps üzerindeki ölçüm, erişkin bir erkekte 19 mm’yi, erişkin bir kadında da 30 mm’yi aşıyorsa, subskapular ölçümde erişkin bir erkekte 22 mm’yi, erişkin bir kadında 27 mm’yi aşıyorsa şişmanlıktan söz edilebilir.
Deri kıvrımı kalınlığı ile vücut yağ oranı arasındaki ilişki de araştırılmıştır. Tablo 4’de bu ilişki, erkek ve kadınlarda ve yerine, yaşlara göre verilmiştir.
Pergelle ölçülen deri altı dokusu kalınlığı ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans ile de ölçülebilir. Bu yöntemlerle vücut derinliklerindeki, örneğin retroperitoneal yağ dokusu kalınlığı da ölçülebilir. Ancak bu yöntemlerle obezite değerlendirilmesi henüz geniş bir kullanım alanı bulmamıştır.
İzotop yöntemi, kondüktivite yöntemi, nötron aktivasyon analiz yöntemi gibi diğer yöntemler de henüz laboratuar araştırma yöntemleri arasındadır. Henüz rutin klinik uygulamaları yoktur.
Dual photon absorbsiometreden son zamanlarda söz edilmekte i-se de, bu yöntem de rutin kullanım alanına girmemiştir.
Obezitenin ölçüm yöntemleri arasında bulunan bel/kalça oranı, abdominal (android) ve gluteal (gynoid) tipteki şişmanlıkların ayrılmasında kullanılmaktadır. Bu oranlardan Obezitenin tiplendirilmesi bölümünde bahsedilecektir. Obezite Hastaları.
Obezitenin etiolojik sınıflandırılması:
Obezitenin çeşitli nedenleri olabilir.
Çeşitli nedenler şişmanlığın sebeplerini oluşturmaktadır. Ama tüm bu sebeplerin şişmanlığa neden olabilmeleri için birleştikleri bir nokta vardır. O da kişinin aldığı kalorinin, gereksiniminden veya harcadığından fazla olmasıdır. Genel olarak hastalar fazla yemediklerini, buna rağmen şişmanladıklarını söylerler ve kendilerinde hormonal veya metabolik bir bozukluk bulunduğunu zannederler. Hastaların bir kısmı, fazla yemediklerini söylemelerinde haklı olabilirler. Ancak buna rağmen yediklerinin yine de gereksinimlerinden veya harcadıklarından fazla olduğuna bu hastaları inandırmak gerekir. Ayrıca genelde unutulan bir nokta da insanın yaşlandıkça metabolizmasının yavaşladığı, hareketlerinin azaldığı ve sonuçta a-lınan enerjinin harcanandan fazla gelmeye başladığıdır.Tüm bunların hastalara anlayacakları cümlelerle anlatılması gerekir.Aslında çok basit bir hesaplama ile gereksinimden fazla olarak günde yenilen bir dilim ekmeğin 50 kalori, bunun trigliserid yani yağ olarak ağırlığı 6 gr., bunun da beraberinde 4 gr. su tutacağı düşünüldüğünde günde 10 gr., yıl sonunda 3,5 kg alınabilineceğidir.Bu tempo ile gidildiği zaman 10 yıl ister fazladan yenilsin ister az harcansın enerjinin yağ şeklinde depolandığını, bunun da şişmanlığa neden olduğu hastalara anlatılmalıdır. Bir de sigarayı bırakan bir kişi kilo alabilir. Sigara fazladan bir oksidasyona neden olarak metabolizmayı hızlandırır. Bunun günlük kalori karşılığı yaklaşık 200 kalori kadardır. Yani sigarayı bırakan bir kişinin kilo almaması için günlük aldığı kalorisini 200 kalori kadar kısması gerekir. Ayrıca kişinin sigarayı bıraktığı için nohut, çekirdek v.s. gibi şeyler yemeğe başladığını da unutmamak gerekir. Bu da ayrıca şişmanlamaya yol açar.