Obezitede Davranış Tedavisi
Davranışları modifiye etmeye yönelik yöntemler uzun süredir obe-zite tedavisinde etkili olarak kullanılmaktadır. Bu amaca yönelik ilk programlar yaklaşık 30 yıl öncesine dayanmaktadır (1,2). Bu yaklaşım önce davranış modifikasyonu olarak adlandırılmış, zamanla aynı yöntem için davranış tedavisi terimi kullanılmaya başlanmıştır. Son yıllarda ise düşünce yapısı, tutum ve duygulan da kapsayacak şekilde bilişsel (kognitif) davranış tedavisi terimi benimsenmiştir. Bu yaklaşımların ortak temel amacı yaşam tarzında değişim sağlayacak yeme ve egzersiz değişikliğinin geliştirilmesidir. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsünün (NIH) obezite konusu ile ilgili önerilerinde obezite tedavisinde birinci ve en önemli adımın yaşam tarzı değişikliği olduğu belirtilmektedir (3).
Tarihsel Gelişim
Ferster ve ark (1) ile Stuart ve ark. (2) obezite tedavisinde davranış terapisini ilk uygulayan araştırmacılardır. Stuart ilk bildirisinde öğrenme prensiplerinin yeme davranışı, gıda alımı ve egzersiz değişiklikleri üzerine etkisini tanımlamaktadır. Stuart ve ark.’nın çalışmasında 10 obez hastaya davranış tedavisi uygulanmış, bu dönemde 2 hasta tedaviyi terk etmiş, kalan 8 hasta 9 kilodan daha fazla ağırlık kaybetmiştir. Bu hastaların üçü 18 kilodan fazla kilo kaybı gerçekleşen hastalardır. O tarihte obezie başedilmesi çok güç olan bir sağlık sorunu olarak görüldüğünden Stuart’in ilk bulguları şüphe ile karşılanmıştır. 1972’de Stuart ve Davis (4) “Şişman Bir Dünyada Zayıf Olma Şansı” (Slim Chance in a Fat World) adlı bir el kitabı yayımlamışlardır.
1970’lerde davranış tedavisi genelde 6-10 kişilik gruplar halinde, haftada bir toplantı olmak üzere 12-16 hafta boyunca uygulanmıştır. Bu uygulamalarla ortalama kilo kaybı 4-5 kg olmuştur (5,6).
Araştırmalar ilerledikçe 1-5 yıl gibi uzun süreli izlem sonuçları elde edilmiş ve buna göre aktif tedavi sırasında verilen kiloların geri alındığı görülmüştür. Bunun üzerine kilo koruma yöntemleri üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Aile üyelerinin katılımı, ara görüşmeler, daha uzun süreli aktif tedavi, telefon ile iletişim ve parasal pekiştirme gibi faktörler araştırılmıştır. (Obezite Resimleri)
Davranış Tedavisi Yöntemleri
Davranış tedavisi temel öğrenme ilkesi üzerine kurulmuştur. Bu ilkeler insan ve hayvanların nasıl öğrendikleri, davranışlarının yol açacağı sonuçlar hakkındaki beklentileri ve çevresel gereksinimlere yanıt olarak nasıl davranış değişikliği oluşturduklarını inceleyen çok sayıdaki araştırmaya dayanmaktadır.
Bu ilkelerin obeziteye uygulanabilmesi için öncelikle obezitenin biyolojik temeli ile davranışlar arasındaki ilişki belirlenmelidir. Davranış tedavisi öneren görüşlerin çoğu, obeziteyi, bazal metabolizma ve aktivite ile harcanan enerjiden daha fazla enerjinin yeme davranışı ile alınması sonucu ortaya çıkan pozitif enerji dengesi olarak tanımlamaktadır. Total tüketilen enerjinin alınan enerjiyi aşması halinde oluşan negatif enerji dengesi ise kilo kaybına yol açacaktır. Obezitede davranış tedavisinin asıl hedefi yemenin azaltılması ve aktivitenin arttırılmasıdır. (Obezite Nedenleri)
Davranış teorisine göre, yeme davranışı gıdaların hedonik (haz verici) özellikleri ve açlık hissini azaltmaları ile pekişir ve güçlenir. Fazla yemenin yol açacağı negatif sonuç, yani kilo alımı geç ortaya çıkacağı için tat ve tokluğun yol açtığı erken pozitif pekiştirmenin yanında etkisi daha hafif kalmaktadır. Egzersiz; kısa dönemde özellikle de obez kişiler için yorgunluk, rahatsızlık ve zorlamaya neden olarak itici gelmekte, ancak uzun dönemde zindelik, kilo kaybı ve daha iyi bir sağlık durumuna yol açmaktadır. Bu nedenle, egzersiz ile sağlanan aktivite artışı o anda olumsuz görünmekte fakat oldukça geç dönemde olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenlerle pekiştirme ve güçlendirme gibi temel motivasyon prensipleri yemeyi arttırırken aktiviteyi azaltmakta ve yavaş yavaş kilo alınması sonucu zamanla kronik obeziteye neden olmaktadır.
Bu davranışların çeşitli çevresel ve biyolojik uyaranlarla güçlendiği düşünülmektedir. Televizyon seyrederken atıştırmak ve işten sonra egzersiz yerine istirahat etmek örnek olarak verilebilir. Davranış tedavisinde amaç bu alışkanlıkları sistematik bir yaşam tarzı değişimi ile sürdürmektir.
Temel davranış teorisi, birçok kişinin yaşam tarzı değiştiğinde bunun doğal pekiştirmelerle, örneğin daha düşük kilonun mutluluğu ve artan kendine güvenle sürdürebileceğini öngörmektedir. Ancak, son veriler enerji regülasyonu ile ilgili biyolojik faktörlerin doğal pekiştirme gücüne ağır bastığını göstermektedir. Bu nedenle, son yıllarda davranış tedavisini farmakolojik tedavi ile kombine eden yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır.
Davranış Tedavisinin Uygulanma Şekli
Obezite için davranış tedavisi genellikle bir terapistin yönetiminde, 10-12 kişiden oluşan gruplarla, haftada 1-2 saatlik oturumlar halinde 12-20 hafta boyunca uygulanır. Çoğu programda arada destek toplantıları da yapılmaktadır. Bazı programlar başlangıçta parasal bir katkı da almaktadır, çünkü küçük bir depozito bile hastaların programa devamını arttırabilmektedir. Halk arasında bu tedavinin bazı teknikleri uygulamaktan ibaret olduğu düşüncesi vardı. Ancak bu tedavi, aslında yaşam boyu davranış değişikliğini sağlamayı amaçlayan bir süreçtir.