KİVİ : Doğal vitamin deposu kivinin, yaşlanmayı durdurmaktan beynin daha iyi çalışmasını sağlamaya, stresten kalp krizini önlemeye ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye kadar birçok faydasının olduğu belirtiliyor. Kivideki düşük sodyum ve yüksek potasyum içeriği kalp basıncı üzerinde olumlu etki yapıyor. Kalp ve damar sağlığı açısından kolesterolün düşürülmesinde etkili bir madde olan pektin kivide bol miktarda bulunmaktadır. Antioksidan C ve E vitaminlerinin damar tıkanmasını önleyici etkileri ile kivi tam bir kalp dostudur. Lifli yapısı ile yiyeceklerin bağırsaklardan düzgün geçişine yardımcı olur. Bu özelliği ile zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. Ayrıca, vücudun vitamin ve mineral kaybının hızla dengelenmesi için mükemmel bir gıdadır. Bir adet kivi altı adet portakala bedeldir.
ÇAY : Siyah veya yeşil olsun, çayın her türlü kanser riskinin azaltılmasında etkili olduğu bilinmektedir. Çayın içinde bulunan “polifenol” maddesinin antioksidan özelliği nedeniyle kanserden korunmaya yardımcı olduğu tespit edilmiştir. Çay, kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini % 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran % 60’a kadar çıkıyor. Günde iki fincan çay içmenin cilt kanserine yakalanma riskini azatlığı, limonlu çayınsa bu riski daha da düşürdüğü ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalarda günde iki fincan yeşil veya siyah çay içen deneklerin cilt kanserine yakalanma riskinin yüzde 65’e kadar azalabildiği belirlendi. Çaya limon katmanın ise bu içeceğin kanserden koruyucu özelliğini daha da artırdığı tespit edildi. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor. Yeşil çay (Çin çayı) bildiğimiz normal çayın mayalanmamış, harmanlanmamış doğal şeklidir. Antioksidan bakımından çok zengin, ucuz ve kalorisiz bir kaynaktır. Kanser ve kalp hastalığı ile mücadele etmeye yardımcı olur. Damar çeperi fonksiyonlarını geri getirerek kalp krizi riskini % 44’leri bulan oranlarda düşürür. Kolesterolü kontrol altına tutar. Güçlü bir cilt dostudur. Kilo vermeye yardım eder. Dolaşımı hızlandırır, böbrekleri çalıştırır, kanı temizler, bağırsakları çalıştırır, gazı giderir ve ağız kokusuna neden olan bakteri plağını çözer. Günde 3-4 fincan yeşil çay içmenin, uzun vadede kansere karşı koruyucu olduğu bilimsel olarak ispat edilmiştir. Günde 3-4 fincan yeşil çay içmek ; daha sağlıklı olmak, hastalıklara yol açan serbest radikalleri temizlemek ve vücuttaki toksinleri atmak, zayıflama hızını artırmak gibi pek çok yarar sağlayacaktır. Tadı buruk olduğu için çok kaynatılması ve aşırı koyu yapılması yeşil çayın tadını bozar. Gece yatarken içildiği takdirde uyku düzenini bozabilir. Bazı ilaçlarla birlikte kullanılırsa ilaçların etkisini değiştirebilir. Bu nedenle ilaç kullananların yeşil çay ve benzeri ürünleri doktora danışmadan içmemeleri gerekir. Genelde hiçbir bitki çayı çok acı ve koyu içilmemelidir. Ayrıca piyasada tablet ve şurup olarak da satılmakta olup, bu haldeyken dikkatli alınması gerekmektedir. Bir kapsül yeşil çay üç fincan yeşil çaya eşdeğerdir ve bir fincan yeşil çaydaki kafein miktarının beşte birinden az kafein içerir. Tansiyon problemleri olanların mutlaka dikkatli tüketmesi gerekir.
KABAK ÇEKİRDEĞİ : Kabak çekirdeğinin içinde östrojen etkisi yapan madde yüksek oranda bulunmaktadır. Kadınları menopozun yan etkilerinden koruduğu gibi, meme kanseri oluşumuna da engel olduğu düşünülmektedir. Erkekleri ise prostat kanserinden korur ve prostat büyümesine bağlı belirtileri azaltır. İçinde aynı zamanda antioksidan çinko ve selenyum vardır. İçerdiği demir nedeniyle kansızlığa iyi gelir. Kalp-damar sistemi için gerekli olan Omega-3 yağ asidini içerir. Soğuk algınlığı süresinin kısaltılmasında yararlı olduğu gözlemlenmiştir. Her gün 3-4 çorba kaşığı dolusu tuzsuz kabak çekirdeği yiyerek doğal yolla birçok faydalar temin edilebilir.
NAR : Nar suyu en yüksek antioksidan etkiye sahip meyve sularından biridir. Her gün içilecek bir bardak nar suyunun kan damarlarında oluşan sertleşmeyi azalttığı ve kalp sağlığını geliştirdiği belirtilmektedir. Nar, tansiyonu olumlu bir şekilde düzenler, bağışıklık sistemini güçlendirir, kolesterol ve kan şekerini regule eder ve artmasını engeller. Bol bulunduğu mevsimde bolca tüketilmelidir. Yeni bazı çalışmalar nar suyunun yeşil çay ve kırmızı şaraba nazaran 3 kat daha fazla antioksidan etkiye sahip olduğunu göstermektedir.Nar suyu çıkarmak zahmetli geliyorsa ayıklayarak da tüketebilirsiniz. Burada nar ekşisi ile ilgili bulduğum bir bilgiyi iletmekte fayda görüyorum. Piyasada %97 Glikoz, %3 sitrik asit (E-330) karışımı ısıtılarak rengi nar ekşisine benzer bir karışım hakiki nar ekşisi olarak satılmaktadır. Türkiye’nin yıllık nar ekşisi satışı 600 ton olup gerçek nar ekşisi üretimi ise 15-18 tondur. Ülkemizde denetim olmadığından etiketler doğru yazılmamakta ve tüketiciler aldatılmaktadır. Bu nedenle hakiki nar ekşisini bulmaya çalışılmalıdır.
GİNKO BİLOBA : Belleği güçlü tutar. Bunama ve Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılır. Kılcal damarlardaki kan dolaşımına yardımcı olur. Beyin ve omuriliğe giden oksijen ve besin maddelerini artırır. Dolaşım üzerinde olumlu etkileri olan, güçlü yaşlanma geciktirici özelliği olan antioksidan bitkidir. Görme yeteneğini korur hatta iyileştirir. Astım gelişmesini önleyebilir ya da yavaşlatabilir. Kronik baş dönmesi (vertigo), kulak çınlaması ve varis gibi sorunların tedavisinde kullanılır. Damar sertliğini hafifletir, yorgunluğu giderir, konsantrasyonu güçlendirir. Beyindeki kan dolaşımının sağlıklı olmasını sağlar. Daralan damarlar yüzünden beyne az kan gitmesi gibi durumlarda işe yarar. Kan dolaşımını artırdığı için hafif ereksiyon şikayetlerinde faydalı olduğu yapılan çalışmalarda ispatlanmıştır. Çok pis kokar onun için çayını içmek çok zordur. Normal bir ginko ekstresi kokusuzdur. Ekstrenin yüzde 24 flovoglikosit içeriği olmalıdır. Toksitesi ve yan etkisi yoktur. Günde 80-120 miligram yeterlidir. Günlük doz olarak iki- üç defa 40-60 mg.lık tablet veya kapsül alınabilir.
GİNSENG : Asya ve Amerika’da yetişen bu bitkinin ekstresi, yaşlılığa karşı en çok kullanılan ürünlerden biridir. Etkili bir uyarıcı olup, beyin fonksiyonlarını düzeltir, seksüel gücü artırır. Güç ve dayanıklılığı artırır, stresle mücadele eder, tansiyon yüksekse sağlıklı bir düzeye düşürür, sağlıksız derecede düşükse de yükselterek güvenli bir ölçüye getirir. Her gün alınacak bir ilave madde değildir. Pahalıdır bu nedenle bilinen marka alınmalıdır. Anksiyete, hipertansiyon, uykusuzluk ve sinirlilik gibi yan etkileri vardır. Amerikan ginsengi panax guinguefolıus olarak adlandırılır. Panax ginseng Çin ve Kore’de, Panax Japanicus Japonya’da ve eleutberococcus Sibirya ‘da yetişir. Sibirya’da yetişen aslında ginseng değildir, fakat benzer etkilere sahip yakın bir akrabadır. Çin ginsengi en güçlü form olarak bilinir. Amerikan ginsengi daha yumuşaktır ve yaygındır. Kapsülleri günde üç defa bir adet alınır.Yemekten bir saat önce alınmalıdır. C vitamini ginsengin emilimini etkileyebilir bu nedenle eğer C vitamini kullanılıyorsa ginseng’den 2 saat önce veya sonra alınır.
ECHİNACEA (Ekinezya-Kirpi otu) : Bağışıklık sistemini güçlendirir. Karaciğerin koruyucusudur. Soğuk algınlığı, nezle, grip, öksürük, bronşit, her türlü virüs ve enfeksiyona karşı çok popüler bir bitkisel ilaç olup, kronikleşen ve sık sık tekrarlayan solunum yolları enfeksiyonları için de önerilmektedir. Sıvı, hap ve kapsül halinde satılır. Tek başına ya da C vitaminiyle birlikte günde 500-1500 mg. alınabilir. Kış aylarında 2-3 aylık kürler yapılabilir.
ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ EKTRESİ : Güçlü bir anti-aging maddesidir. Kan damarlarını güçlendirmede ve damarlarda varis oluşumu ile mücadelede bir benzeri yoktur. Zayıflamış kan damarlarının yapısını güçlendirir. Kalp koruyucudur, kansere karşı direnç sağlar, HDL ve LDL seviyelerini düzenler, cinsel gücü destekler, diş eti kanamalarını ve ciltteki kırışıklıkları önler, görme gücünü artırır ve kataraktan korur, tansiyonu regule eder, bilinen en güçlü antioksidanlardan biri olup bu etkisiyle de yaşlanmayı yavaşlatır. Üzüm çekirdeği ekstresinin 30-100 mg’lık kapsülleri mevcut. Hastalıklardan korunmak için günde 1-2 kapsül alınabilir. Bir hastalığınız varsa dozu iki katına çıkartabilirsiniz. Şimdiye kadar üzüm çekirdeği ekstresinin fazla alınması ile ilgili bir yan etki bildirilmemiştir. Kapsül yerine bir avuç ya da fincan kara üzüm kurusu da yiyebilirsiniz. Kara üzümü ya da kurusunu yerken çekirdeklerini çiğneyiniz, böylece etkisi de artmış olacaktır. Ayrıca yağı ve çekilmiş olarak da piyasada üzüm çekirdeği satılmakta olup üzerinde belirtilen tarifine göre tüketilebilir.
KETEN TOHUMU : İyi bir omega-3 yağ asidi kaynağıdır. Kalp ve damar sağlığı için koruyucudur. Kolesterol düzeyini azaltır, kan basıncı ayarlamasını kolaylaştırır. Bol miktarda lif içerir, bu nedenle kabızlığa ve hemoroite karşı son derece yararlıdır. Sağlıklı cilt ve tırnak oluşumunu destekler. Solunum yolları iltihabına, zatürreye, bronşite ve astıma, nefes darlığı ve balgam söktürmeye, boğmacaya, diş temizliği ve parlaklığına, harici şiş ve urlara, saçı beslemeye, saç dökülmesine, kabakulak ağrısı ve şişkinliklere, romatizma ve adale ağrılarına iyi gelir. Erkeklerde cinsel gücü artırır, prostat büyümesini azaltır, üreme sorununu düzenleyebilir. Tohumundan elde edilen yağı damar sertliğini azaltır, kalp sağlığını destekler, harici yara, ağrı ve sancılar ile romatizmaya iyi gelir. Lapası kabakulak ve çıbana iyi gelir. Tohumu diğer hastalıklar için dövülerek toz halinde yutulur. Hafif kavrulmuş taze keten tohumunu öğüterek salata veya yoğurda ilave edebilirsiniz. Ayrıca bala karıştırılarak da yenir. Genelde günde 1-2 kez bir çay kaşığı likit keten tohumu yağı veya kavrularak öğütülmüş tohumu ya da 100mg.lık kapsüllerinin alınması yeterli olur.
SAW PALMETTO (Testere palmiyesi) : Saw Palmetto Güney Amerika’da yetişen küçük palmiye ağacı meyvesidir. Amerikan yerlileri tarafından idrar yolları rahatsızlıkları ve prostat tedavisinde kullanılmıştır. Prostat büyümesini önler , büyümüş prostat tedavisi için tavsiye edilen bir ekstredir. Prostat sorunlarının azaltmak için doktor kontrolünde günde iki kez 160 mg. kullanımı yeterli olabilir. Prostat büyümesine bağlı sorunlar, basit iyi huylu prostat irileşmesinde de, prostat bezi kanserinde de aynıdır. Bu nedenle, bu tür sorunları olanların Saw Palmetto’ya başlamadan önce, prostat kanseri olasılığı yönünden doktora başvurmaları gerekmektedir.
ZENCEFİL (GİNGER) : Mide bulantısı bir sorun olduğunda zencefil her yerde bulunabilecek en iyi ilaçtır. Taşıt tutması ve sindirim bozukluğuna karşı kullanılması onaylanmıştır. Kanser, kalp hastalığı ve migrene karşı da kullanılır. Romatizmal kas ve eklem ağrılarını azaltır. Alerji, nezle ya da soğuk algınlığı sonucu oluşmuş burun, boğaz ve solunum sistemi belirtilerini iyileştirir. 100-300 mg. dozlarında hazırlanmış standardize edilmiş ekstrelerinden günde 1-2 kez alınabilir.
SARIMSAK : Doğal aspirindir. Antibiyotik olarak da başarı ile kullanılır. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir, kötü kolesterole karşı savaşır, LDL kolesterolü düşürür, tansiyonu sağlıklı bir düzeye düşürür, kanser hücrelerinin büyümesini engeller, beyin yaşlanmasını önler, vücudu koruyan hücreleri destekler, bağırsakları yumuşatır, mikropları öldürür, hazmı kolaylaştırır, balgam söktürür, ateş düşürür, kireçlenme, kalp krizi, kanser, bronşit, astım gibi solunum yolu hastalıkları, mide ülserleri ve tüberkülozu önler. Pıhtıları çözer ve pıhtılaşma süresini uzatır. Kalp için çok değerlidir. Kan dolaşımını her yönden düzenler. Atardamarları bir ölçüde sağlıklı hallerine döndürebilir. Her gün en az bir diş sarımsak yenilmesi önerilmektedir. Sarımsak kokusunu gidermek için bir tutam maydanoz veya birkaç tane kahve çekirdeğinin yeterli olacağı aklınızda bulunsun. Kokusu nedeniyle sıradan sarımsağı yiyemeyenler için kokusundan arındırılmış ve kimyası biraz değiştirilmiş ürünler tavsiye edilmektedir.
SOYA FASULYESİ : Soya fasulyesi ve ürünleri erkekleri başta kalp-damar hastalıklarından ve prostat kanserinden koruyucudur. Kadınları meme kanserinden korumakta, menopoza girdiklerinde şikayetlerini azaltmakta olup, kemiklerin zayıflaması ve kırılma özelliklerinin artmasına (osteoporoz) mani olmaktadır. Soya tüketimi ile kalp-damar hastalıklarında azalma sağlanmakta, yaşlanma daha yavaş seyretmekte ve toplam kolesterol düşürülmektedir. Soya fasulyesi alıştığımız tarzda kuru fasulye gibi az etli veya tavukla pişirilip yenebilir. Zeytinyağlı pilaki gibi pişirilip soğuk yemek olarak veya haşlanıp salata üzerine konularak tüketilebilir. Soya peyniri(torfu) tatsız, tuzsuz, beyaz peynir renginde ve kıvamındadır. Soya filizi tek başına veya salatalara katılarak çok kısa zamanda tüketilmelidir. Soya sosu sos olarak yemeklerde kullanılır. Çok tuzludur bu nedenle yemeğe ayrıca tuz ilave edilmemelidir. Soya eti kıyma ve kuşbaşı olarak süper marketlerde satılmaktadır. Kuru sünger gibi ve tadı tuzu yoktur. Sevdiğiniz herhangi bir sosa yatırırsanız kısa zamanda onun tadını alır ve bilinen et kıvamına gelir. Etle yaptığınız her yemekte kullanabilirsiniz. Soya unu soya fasulyesinin öğütülmesi ile elde edilir ve unlu mamullerin üretiminde kullanılır. Haşlanmış soyadan elde edilen kremalı bir sıvı olan soya sütü besleyici özelliğinin yanında laktoz içermemesi nedeniyle inek sütüne alerjisi olanlar için de iyi bir alternatiftir. Soyanın ayrıca yoğurdu, tempeh ve miso adında yemekleri de mevcuttur.
ÖNEMLİ NOT : Sağlıklı yaşam trendi doğrultusunda reçetesiz satılan vitamin, mineral ve diyet ürün pazarı son yıllarda büyük büyüme göstermektedir. Sektörün hızlı büyümesine paralel olarak birçok besin kapsüle girmiş ve girmeye devam etmektedir. Kapsüle giren destek ürünlerinin hangi durumlarda ve nasıl kullanıldığı çok önemlidir. Bu ürünlerin gelişigüzel kullanılması halinde olumsuz etkileri ile karşılaşılması da kaçınılmazdır. Destek ürünlerinin kullanımı yaşam kalitenizi artırdığı gibi sağlıksız durumlara da neden olabilir. Bu nedenle özellikle kapsüle giren destek ürünleri mutlaka bir uzman kontrolünde kullanılmalıdır.