Mikroanjiopati
Küçük damarların (çapı 30 ‘dan küçük olan) lezyon-ları anlamına gelen mikroanjiopati yaygındır, fakat başlıca üç organı etkileyerek, klasik diabetik üçlemesini oluşturur: retinopati, glomerülopati ve nöropati.
Temel histolojik lezyon kapiller bazal membranın ve arteriollerin subendotelyal tabakasının kalınlaşmasıdır. Retinal ve renal tutulumun ağırlığı, bu organlarda kapiller anastomozlar bulunmamasına bağlıdır. İlk histolojik lezyonların hastalığın seyrinde çok erken ortaya çıkmasına rağmen, klinik belirtiler genellikle hastalığın başlangıcından 10 ila 15 yıl sonra ortaya çıkar.
Komplikasyonların sıklığı, kan glükoz bozukluğunun ağırlığı ve hastalığın süresi ile ilişkilidir. Ancak aynı kan glükoz kontrolüne sahip diabetiklerde mikroanjiopati riski çok değişkendir. Bu nedenle, hiperglisemi tek neden değildir ve henüz pek aydynlatılmamış olan kişisel sistemik ve lokal, ağırlaştırıcı ya da koruyucu faktörler de etyopatogenezde rol oynayabilir.
Mikroanjiopati gelişiminde yer alan başlıca patojenik faktörler şunlardır: kanama ve pıhtılaşma ile ilgili bozukluklar (trombosit hiperaktivitesi), hormonal bozukluklar (özellikle retinopati üzerine büyüme hormonunun zararlı etkisi), biyokimyasal bozukluklar (polyol yolunun kuvvetlenmesi, proteinlerin enzimatik ve non-enzi-matik glikozilasyonu). Hipertansiyon retinal ve özellikle renal mikroanjiopati seyri üzerinde önemli ağırlaştırıcı bir rol oynar.
Diabetin mükemmel kontrolü, ilerlemiş olan mikroanji-opatik komplikasyonlann gerilemesini sağlayamaz. Bu nedenle, lezyonların hala geri çevrilebilir olduğu bir evrede mikroanjiopatinin çok erken belirtilerinin araştırılması gereklidir: gözde, vitreus fluorometresi ile saptanabilen kan-retina bariyerinin yıkılması ve mavi-sarı ekseninde renk görme bozuklukları; böbrekte, artmış mikroalbuminüri.