Sağlam vücutta mide karın boşluğunun ortasol kesiminde bulunur. Bu doğal yerinden daha aşağıya kaymasına mide düşüklüğü (gastroptoz) denilir. Mide çeperinin yalız kaslarının kolay yıpranabilir ve güçsüz olması, mideyi gövde boşluğunda tutan bağların esnekliğinin az olması gibi doğuştan gelen bazı koşullar mide düşüklüğüne uygun bir ortanı hazırlar. Böyle bir kimsenin ileride birtakım özel durumlarla karşılaşması, örneğin birkaç defa gebe kalması, ikiz doğurması, karın boşluğu için de şu veya bu nedenle sıvı birikmesi, aşırı ve hızlı zayıflaması, uzun kas çabaları göstermesi, karın ameliyatı geçirmesi vb., midenin düşmesine yol açabilir.
Mide düşüklüğü genellikle ince uzun ve güçsüz yapıda, göğüs kafesi dar, karın boşluğunda göbeğin hemen üzerinde ve en alt kaburgaların altında kalan kesimi dar olan kimselerde görülür. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazladır. Çoğunlukla mide gevşemesiyle ve böbrek, bağırsaklar ve kalınbağırsak düşüklüğü ile birlikte olur.
Hafif durumlarda mide düşüklüğü hiç farkedilmeyebilir. Ağır durumlarda sindirim bozuklukları yapar. Hasta yemekten sonraki ilk saatlerde bel düzeyinin altında, yani düşük midenin bulunduğu yerden ağırlık ve gerilme duyar. Sindirim uzun sürer, zor ve ağrılı olur. Geğirme ve esnemeler sıklaşır; zaten düşük bir mideyi taşımakta olan bağlar mide yemekle dolduğundan yükleri artar ve bel bölgesinin arka kesimi ağrır.
Sindirimle ilgili bütün bu sıkıntılar mekanik nedenlere dayandığından, yani yemekle ağırlaşmış midenin daha da düşmesinden ileri geldiğinden hasta ayaktaysa bu sıkıntılar fazlalaşır; oturunca azalır. Bu nedenle ağır durumlarda hastanın yemekten sonra 2-3 saat yatması uygun olur.
Mide düşüklüğünün iştah üzerinde doğrudan doğruya bir etkisi yoktur. Bazı kimselerde iştah kapanır, bazılarında normaldir. Ancak iştah normal olsa bile hasta sıkıntı çekmemek için kendiliğinden az yer. Çoğunlukla kabızlık çeker.
Sindirimle ilgili bu sıkıntılardan başka hastada sürekli bir yorgunluk, baş ağrısı, yüze ateş basması, kalp çarpıntısı, anormal nabız atışı, baş dönmesi, uykusuzluk, sinirlilik, bazen nevrasteniye varan huysuzluk, aksilik, melankoli gibi durumlar da görülür. Kadın hastalarda adet sancılı ve düzensiz olabilir. Röntgen filmi midenin boru gibi bir biçim alarak aşağı doğru uzadığını ortaya koyar. Tedavi üç noktada yoğunlaştırılır:
1 — Elden geldiğince mide yukarıda tutulur. Bunun için hastanın özel bir korse giymesi ve yemeklerden sonra bir iki saat yatması, yatarken de gövde ve göğüs kesiminin kalçadan daha alçak bir düzeyde bulunması gerekir. Hasta gece de böyle yatarsa iyi olur. Gövde kesimini çalıştıran jimnastik yapılması da yararlıdır. Örneğin, yatar durumdan oturur duruma elleri kullanmadan geçme hareketim tekrarlamak yararlıdır. Bu jimnastik gövdenin ön çeperindeki kasları güçlendirir. Böylece güçlenen kaslar midenin düşüşüne karşı koyar.
2 — Mide çeperi kaslarının gücü ve kasılma yeteneği artırılır. Bu amaçla kas güçlendirici, yağlandırıcı ilaçlar (striknin, fosfor, arsenik esaslı ilaçlar, B1 vitamini, böbreküstü bezi salgıları vb.) kullanılır. Masaj ve ışın tedavisine başvurulur.
3 — Uygun bir besin rejimi izlenir. Sindirimi güç yiyeceklerden, gaz yapan maddelerden, gazlı içkilerden kaçınılır. Hastanın çok yiyip içmesi önlenir; bir gündeki yemek sayısı çoğaltılarak hastanın bir defada az besin alması sağlanır.