Mezoterapi günümüzde daha çok bölgesel zayıflama yöntemi olarak bilinse de, aslında teknik başağrısından gastrite, romatizmadan bel fıtığına pek çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.
Selülit ve bölgesel incelmeye talep arttıkça yeni yeni teknolojiler ve kavramlarla tanıştık. Mezoterapi de bu alanda adından en çok söz ettiren teknik oldu son yıllarda. Ama mezoterapiyi sadece estetik ile eşleştirmek onu hafife almak demek. Çünkü mezoterapi; migrenden romatizmaya, bel ve boyun fıtığından gastrite kadar hastalıkların tedavisinde ve ağrıların dindirilmesinde başvurulan bir teknik.
Mezoterapiyi, ilk kez 1952 yılında bir Fransız doktor (Michel Pistor) ağrı tedavisinde kullanmış. O günden bu yana Avrupa’da yaygın olarak bu yöntemden yararlanılıyor. Mezoterapinin ülkemizde ise 18 yıllık bir mazisi var. Bölgesel bir tedavi yöntemi olan mezoterapide, ilaç, tedavi edilecek bölgeye 4-6 mm uzunluğundaki çok küçük iğnelerle, tek veya karışım halinde enjekte ediliyor.
Bölgesel bir uygulama…
Bu yöntemle hastalıklar, lokal olarak uygulanan mikroenjeksiyonlar yoluyla tedavi edilebiliyor veya kontrol altına alınabiliyor. Yöntemin diğer klasik ilaç tedavilerine göre üstünlüğü, ilaçların küçük dozlarda ve bölgesel olarak verilmesi. Uzman hekimler tarafından uygulandığında yan etkileri önemsiz sayılabilecek kadar az. Bir başka önemli avantajı da, hastalığın yerleştiği alanla tedavi uygulama alanının birbirine yaklaştırılması. Anlattıklarımıza bakarak her şeyin çok güzel olduğunu düşünmenizi istemiyoruz. Çünkü başvurduğumuz uzmanlar mezoterapinin ülkemizde gelişigüzel kullanılmasından ve yanlış kişiler tarafından uygulanmasından şikayetçi. Bu durumda da ciddi sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz.
Her şeyden önce bir ilaç tedavisi olan mezoterapinin mutlaka bir doktor tarafından yapılması gerekiyor. Ülkemizde maalesef uygulama çoğunlukla güzellik uzmanları tarafından yapılıyor. Hangi ilacın, hangi dozda ve hangi bölgeye enjekte edileceği konusunda en iyi karar verebilecek kişi bir doktor elbette.
Hangi sorunda başvuruluyor?
Mezoterapi estetik amaçlı olarak selülit başta olmak üzere, bölgesel kilo vermede, cildin yaşlanmasını ve saç dökülmesini önlemede ve çeşitli cilt problemlerinin giderilmesinde başarıyla uygulanıyor. Bu yönteme boyun ve bel fıtığı ağrılarında, artrit gibi tüm eklem hastalıklarında, spor travmalarında, migren ve psikomatik hastalıklarda da sıklıkla başvuruluyor.