Menopoz sağlıklı kadınların 45-50 yaş aralığında yaşadığı bir dönemdir. Adetten kesilerek, ruhsal ve fiziksel özelliklerinde değişiklikler başlar. Bu değişiklikler bazı kadınlarda daha yoğun yaşanırken, bazılarında ise çok hafif hissedilir. Kadınlarda adet kanamalarının 35 yaşından önce kesilmesine erken menopoz denir. Menopozun en sık rastlanan belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, aşırı duygusallık, baş ağrıları, uykusuzluk, gerginlik, kas ve eklem ağrıları, kas güçsüzlüğü, sersemlik hissi, kalp çarpıntısı, nefes darlığı sayılabilir.
Menopozda vücut bileşenlerinde kemik erimesi (osteoporoz), damar sertliği (ateroskleroz), gelişme eğilimi ve kalp hastalıkları, vücut yağ oranında, özellikle abdominal bölge yağında artması en önemli değişiklikler arasındadır.
Menopoza giren kadınların çoğunda kilo alındığı gözlemlenmiştir. Menopoz dönemini daha sağlıklı geçirmek ve menopozun olumsuz belirtilerini yaşamamak için beslenmeye dikkat edilmesi gerekmektedir.
Özellikle erken menopoz yaşayan kadınlarda kilo alma riski daha fazladır. Bu dönemde kadınların vücudunda östrojen hormonu yağ hücreleri içinde saklıdır. Menopoz belirtileri hissedilmeye başladığında vücut, artık üretemeyeceği bu mucize hormonu korumaya almak için özellikle karın ve kalça bölgesinde yağlanmayla sağlamaya çalışır.
Daha önceleri karın ve kalça yağlanması olmayan kadınlar bile, erken menopoz döneminde bu bölgelerde yağ depolamaya eğilimlidir. Bu nedenle bu dönemde beslenme düzeni değiştirilmeli, gerekirse bir uzmandan yardım alınması yararlı olacaktır.
Menopoz döneminde Kilo almayı önlemek için neler yapılmalı?
Posadan zengin besinler tüketilmeli.
Azar azar ve sık sık beslenilmeli.
Kızartma, kavurma, hamur işi, tatlılar, çikolatadan sınırlı tüketilmeli hatta gerekirse tamamen uzak durulmalı.
Tüm besin gruplarını içeren bir diyet oluşturulmalı.
Az yağlı beslenilmeli.
D vitamini ihtiyacı karşılamak için güneş ışınlarından düzenli olarak yararlanılmalı.
Menopozda görülen östrojen azlığı bitkisel östrojenlerle giderilebilir.
Östrojen içeren besinler;
Bitkisel östrojen kaynağı besinler olan kuru fasulye, yeşil mercimek, yağlı tohumlar (fındık, badem, ceviz, keten tohumu vb.), sarımsak, soğan ve soya tüketmelidir. Vücut ödeme daha yatkın olduğu bu dönemlerde tuzdan kaçınılmalıdır.
En önemli bitkisel östrojen kaynağı keten tohumudur. Ancak memede kitle öyküsü olan kadınlarda bu bitkinin dikkatli kullanılması gerektiğini gösteren araştırmalar bulunuyor. Günde 1 tatlı kaşığı keten tohumunu öğüterek yoğurda, salatalara veya yiyeceklerin üzerine serperek tüketebilirsiniz. Sıcak yemeklere keten tohumu katılmamalıdır.
Anoson da doğal östrojen kaynağıdır. Bu dönemdeki uykusuzluk şikayeti, gaz ve hazımsızlığa da iyi gelir. Maydanoz ve yeşil yapraklı sebzeler çok iyi kalsiyum kaynağıdır.
Plastik, deterjanlar, tarım ilaçları gibi çevresel kimyasallardan mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır.
Osteoporoza dikkat!
Halk arasında kemik erimesi olarak da adlandırılan bu durum kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile kendini gösterir. Korunmak için alkollü ve kafeinli içeceklerden uzak durulmalı. Kemik oluşum hücrelerini olumsuz etkileyen alkol, kalsiyum emilimini de engelleyebilir.