Haşişomanide Demansiyel Tablo
Mazhar Osman Uzman 1884 – 1951
MEMLEKETİMİZDE GÜNLÜK konuşmalarda kendisinden en fazla bahsedilen hekim Mazhar Osman’dır. Denilebilir ki Mazhar Osman adını duymayan ve bilmeyen yoktur. Bunun böyle oluşu, kendisinin Türkiye’de ilk defa “delilerin” akıl hastası olarak telakki edilmesi lazım geldiğini halka öğretmiş olmasıdır.
Anadolu’nun muhtelif yerlerinden zincirlere bağlanarak Toptaşı Tımarhanesi’ne getirilen ve bir köşeye atılıp kendi hallerine bırakılan “delileri” bir hasta olarak karşısına alarak tedavi etmeye çalışırken ona herkes gülüyordu.
Mazhar Osman, o sıralarda birçok Avrupa memleketlerinde dahi yerleşmemiş böyle bir görüşü ve modern psikiyatriyi Türkiye’ye ilk defa sokmak suretiyle layık olduğu şöhrete erişen bir Türk hekimidir. Onu dünyadaki akıl hekimleri içinde de tanımayan yoktur. Haşişomaninin demans prekos tablosu husule getirdiğini ilk defa tıp alemine tanıtan odur. Yalnız yabancı dilde 200’den fazla makale ve kitap yayınlamışın-. Türkçe olarak medikal ve paramedikal konulardaki yazıları sayılamayacak derecede çoktur.
1884 yılında Trakya Savaşı’nda. Sofulu’da doğmuştur. Üsküdar
İdadisi’nden mezun olduktan sonra, evvela mühendis olmaya niyetli iken istemiye istemiye Tıbbiye’ye girmiştir. I904’de Askeri Tıbbi-ye’den mezun oldu. Bütün ideali nisaiyeci olmaktı. Fakat bu arzusuna da nail olamayarak dahiliyeye girdi. Bir ara Gülhane’de asabiye ve akliyeye merak ederek o branşa geçişi arkadaşları arasında bir zeka intiharı olarak karşılanmıştır. Daha sonra Almanya’ya gidip Kraepelin. Alzheimer ve Spielmeyer gibi hocaların yanında çalışmıştır. Türkiye’ye dönüşte Fransız Akliye Hastanesi Başhekimliği’ne getirildi. Nihayet 1927’de Mazhar Osman’ın, yıllarca rüyalarına giren akıl hastanesinin nüvesini teşkil etmek üzere Bakırköy’de eski bir süvari kışlası emrine verildi.
O tarihten sonra da ülkemizde modern psikiyatri anlamı yerleşmiş oluyordu.
Mazhar Osman büyük idealini gerçekleştirirken pek çok ilim adamı da yetiştirdi. Kendisine teklif edilen milletvekilliği ve bakanlık gibi makamları kabul etmeyerek doktorluğundan ve akıl hastalarına karşı olan bağlılığından ayrılmadı. Her sabah Cağaloğlu’ndaki evinden kalkarak Bakırköy’e gider, saat 07.30’ta kliniğinde vazifesine başlardı. Profesör vekilleri ve asistanlarından da aynı vazifeşinaslığı bekler, hatta onların kendisinin kliniğe gelişinden ne kadar evvel uyandıklarını kontrol için teker teker yataklarını yoklayarak sıcak veya soğuk olduğuna bakardı. Disiplin ve metodlu çalışma başlıca amacı idi.
Mazhar Osman 1950’den sonra hastalandı. Buna rağmen hiçbir ilmi toplantıyı kaçırmıyordu. Böylece hayatının son günlerine kadar kendini ilme vermiş bir insan olarak 30 Ağustos 1951’de İstanbul’da vefat etti. Oğlu Lahut Uzman Amerika’da çok ünlü bir ilim adamı idi. Mazhar Osman ismi el’an kendisi hayatta imiş gibi ağızdan ağıza dolaşmaktadır.