Görüntüleme Yöntemleri
Mammografi ve ultrasonografi standart tanı araçlarıdır. Bu görüntüleme yöntemlerinin birara-da her iki memeye uygulanması kuraldır. Fizik muayene bulgularının ön planda olduğu hastalarda görüntüleme yöntemleri yardımcı iken, fizik muayene bulgularının zayıf veya hiç olmadığı hastalarda ve tarama çalışmalarında görüntüleme ön plana çıkar. Özellikle mammografinin 35 yaşın altındaki kadınlardaki tam değeri, memenin yoğun olması nedeniyle çok düşüktür, bu yaş grubundaki hastalarda öncelikle ultrasonografiye başvurulur.
Ultrasonografi
Hangi yaş grubunda olursa olsun, memede palpe edilen kitlelerde ultrasonografi kitlenin solid veya kistik olduğunu göstermede büyük tanı değeri taşır (Şekil 25/3 ve 25/4). Renkli Doppler ultrasonografi ise kitle çevresinde ve içindeki damarlanma hakkında bilgi vererek kimi zaman tanıda önemli ipuçları sağlar. Ultrasonografinin ön plana çıktığı bir diğer hasta grubu ise gebelerdir. Hiçbir sakıncası olmadan rahatlıkla uygulanabilir.
Mamografi
Mammografinin günümüzde en önemli rolü kadının fark edemediği veya başvurduğu hekimin fizik muayene ile bulamadığı lez-yonları ortaya koyabilmesidir. Nitekim 40 yaşma gelen her kadından istenen ilk mammografiler; risk grubuna giren kadınlarda 40 yaşından sonra her yıl tekrarlanması gereken mammografiler; hormon replasman tedavisi gören menopozdaki kadınlardan istenen yıllık izleme mammografileri sayesinde başta kanserler olmak üzere birçok lezyon erken dönemde ortaya konulabilmektedir. Mikrokalsifi-kasyon kümeleri, düzensiz alanlar, yapısal distorsi-yon, büyüme eğilimindeki selim oluşumlar, artan yoğunlaşma alanları, asimetrik yoğunlaşma alanları bunların başlıcalarıdir. Son yirmi yılda in situ kanser tanısında görülen artış tümüyle bu yaklaşımın sonucudur.
Mammografi ve/veya ultrasonografide belirlenen şüpheli lezyonlardan radyoloji uzmanları bu görüntüleme yöntemlerinin yardımı ile ince iğne aspirasyon biyopsisi veya “core” biyopsi / tru-cut biyopsi yapabilmektedir. Bu şekilde, lezyonun selim nitelikte olduğunun ortaya konulması ile gereksiz cerrahi girişim önlenmektedir.
Galaktografi
Memebaşı akıntılarında, akıntının olduğu delikten yerleştirilen bir kanülden opak madde verilir. Doluş defektleri görüntülenir.
İşaretleme
İnvaziv radyolojinin meme hastalıkları ile uğraşan cerrahlara bir diğer katkısı ise işaretlemedir. Ultrason veya mammografi ile yeri belirlenen şüpheli alana yerleştirilen özel bir ince tel kılavuzluğunda yapılan cerrahi girişim ile gereksiz genişlikte doku yerine sadece şüpheli alan, etrafında bir miktar normal doku ile birlikte çıkarılmaktadır.
Nükleer magnetik rezonans (NMR): Günümüzde daha çok yoğun memelerde, özellikle gençlerde birden fazla kanser odağının aranması ve meme koruyucu cerrahi girişim geçirmiş kanserli hastalarda ameliyat yerinde nüksün belirlenmesinde ön plana çıkmaktadır.
Diğer görüntüleme yöntemlerinden lenfografi, lenfosintigrafi özellikle memenin iç yarısında gelişen kanserlerde a.mammaria interna lenf zinciri tutulumunu araştırmak amacıyla yapılır.