Vücudun ihtiyaç duyduğu yağları içeren ama şişmanlatmayan yemiş hangisi? Hangi bitkiler doğal östrojen içerir? Tarkan Güveloğlu bitki ve bazı besinlerdeki doğal koruma gücünü anlatıyor.
İnsanımız kendine iyi gelen besinlerin önemini bilmiyor. Nerede zararlı besin varsa onu tüketiyor: Cipsler, makarnalar, kızartmalar. Oysa birçok insanın az yediği besinler gençliğin ve sağlığın kaynağını barındırıyor, hücreleri koruyor. Yüksek miktardaki koruma sistemi yaratan maddeler bulunduran bazı bitki ve sebzeler ciltte ve bedende yenilenme yaratıyor.
Yeşillerin anası
Yıpranmış hücrelerin yenilenmesini sağlayan besinlerden biri lahana. Aslında bu sebzeyi yeşil besinlerin anası olarak da adlandırabiliriz. Son zamanları moda besin olan “Brüksel lahanası”nın yerine yüze yüz yerli olan yeşil lahanamıza itibarını geri verebiliriz. Eski Romalılar’da hekimler lahana ile tedavi edip, birçok hastalığı onunla gideriyorlardı. Eski kitaplarda lahanayı göklere çıkaran metinler var. Hatta o günden bu zamana kadar gelen bir de atasözleri var: “Evinin bahçesine lahana eken her hane sahibi, aktar dükkânım var diyebilir!”. İşte lahananın sağlığa etkisi sayısız… Aynı zamanda yaşlanmayı önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum da içeriyor. Bu madde sağlıklı bir cilt verir. Gençleşmek için tüketilmesi gereken besinler arasında yer alan lahanayı mutlaka tüketmelisiniz.
Doğal östrojenler
Tabiatın gücündeki yüksek koruma etkisi bunlarla sınırlı değil. Bitkilerde büyümeyi ve gelişmeyi hızlandıran “östrojen hormonu”na benzeyen hormonlar da var! Biraraştırmaya göre, kırsal yerlerde hayvan çiftliği olanlar bazı yonca türlerinin etkisini fark etmiş. Bu yoncayı yiyen atların tüyleri çok parlak bir hale gelmiş. Bazı otlar da koyunların doğurganlığını artırmış. İşte bu bitkilerdeki östrojenin varlığının küçük bir örneği.
Östrojen üreten bedenlerin sağlıklı bir cilt ve parlak bir görünümleri olduğunu unutmayalım. Bu nedenle soya fasulyesi, soğan, kuru fasulye, bezelye, mercimek, brüksel lahanası, zeytinyağı, ay çiçek yağı, susam, sarımsak, pirinç, ketentohumu, yerfıstığı, armut ve ahududu ve böğürtlenin evinizde özel bir yeri olsun!
Bu yağ kilo aldırmıyor!
Yer fıstığı hakkında pek çok bilimsel çalışma yapılmış. Kalorisi yüksek olarak bilinir ama yanlış. Yerfıstığında hesaplanan kaloriden çok daha azı var. Çünkü bu besin tüketildiğinde yağların hepsi emilmiyor barsaklardan. Kilo aldırmamasının nedeni de bolca bitkisel lif içermesi. Bu bitkisel lifler özellikle ardından bolca su alındığında bu suyu sünger gibi emip, kitle etkisi ile barsak hareketlerini hızlandırıyorlar. Her gün biravuç kabuklu fıstık tüketin.
Limon kabuğu ile sıkı cilt
Cildi sıkıştırıcı özelliği olan limon, bol su içerdiği için toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Cildin pürüzsüz ve sıkı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. O nedenle çaylara sıktığınız limonların kabuğunu atmayın, yiyin. Her gün bir çeyrek limon kabuğu yemek, sıkı bir cildin anahtarıdır.
Hücre koruyucu maddeler içeriyor ve böylelikle yaşlılığın doğrudan hücrelerde durdurulmasını sağlıyor yeşil çay, artık günlük bir içecek olarak işte evde yanınızda mutlaka bulunsun.
Bitkisel ekstreler, güçlü ve etkili bakım yaratıyorlar. Çünkü bitkilerde yüksek miktardaki koruma sistemi yaratan maddeler bulunuyor. Yıpranmış hücrelere koruma sağlıyorlar. Örneğin gül ya da orkide gibi çiçeklerde bu koruma etkileri çok yüksek. O nedenle her zaman yüzünüzü gül suyu ile temizlemenizi öneriyorum. Hem temizler hem onarır gül bitkisi.
Bu arada iyi bir cilt için bazı besinleri yememeniz gerekiyor! Makarna ve patatesteki fazla miktarda karbonhidrat cildi bozuyor. Karbonhidratı azaltalım, protein ağırlıklı besinleri daha fazla yiyelim. Çünkü cildi sorunlu ve yaşlı görünüme sahip olan kadınlar protein alımında sorun yaşayanlardır. Protein, vücutta teker teker aminoasitlere dönüşür. Bunu sonucunda kolajen lifleri, elastik lifleri ve hormonlar oluşur.