İslam dininin kutsal kitabı olan Kuranın kelime kökünün üzerinde farklı görüşler vardır. Genel bir bakışla, “vahiylerin yazıyla tesbit edilmiş bütünü” anlamına geldiği kabul edilebilir. Ancak,bu anlam Kuranın kendi için geçerli değildir. Hz. Peygambere gökten indirilen kutsal kitapda.Kurana en mutlak anlamıyla “el-Kitab”,yani “Kitap”deyimi yakıştırılmıştır.
Kuran islam dininin temel ilkelerini, Hz. Muhammede gönderilen (vahiy halinde gelen)tanrısal buyrukları insanlığa bildiren kitaptır. Müslüman ların kutsal kitabı Kuran Arapça ve bu dilin Kureyş lehçesiyledir. 114 süre, kutsal kitabın 114 zaman bölümünde inişini belirtir.
Kuran, Hz. Muhammed kırk yaşına bastığında, Allah tarafından “Peygamberlik” gönderilince inmeğe başlamıştır. Kuranda söyleyen,konuşan Tanrının kendisidir.Dolayısıyla.Kuran “KelamuAllah”,yani “Allahın Sözü” dür. Tanrının buyruğudur. 144 sure,66 ayeti kapsar (ihtiva eder).
Hz. Peygamber okuma yazma bilmediği için, vahiy halinde inen ayetler hafızasına işlenip kalırdı. Hz. Muhammed de bunları unutmaz,yıllarca sonra tek hecesi farketmeksizin aynını tekrarlardı. Müslümanlar bu ayetleri ezberlerler ,okuma yazmasını bilenler de yazılı haliyle tesbit ederlerdi. Zamanla vahyedilen (vahiy halinde inen) ayetler ezberlenirken,bunları ezberleyenler “hafız” diye tanımlanmışlardır. Aradan zaman geçtikçe bu hafızlardan bazıları savaşlarda şehit düştüler ,bazıları da ecelleriyle öldüler. Bu durumda ayetleri ezbere bilenlerin sayısı azalmağa başlamıştı. Papirüslere, kemik ve tahtalara, pişirilmiş tuğlalara, deri üzerine yazılmış sureleri bir arada toplamayı ilk düşünen Halife Ebubekir oldu.Her sure kağıt, ya da kurutulup işlenmiş deri üzerine yazılmaya başlandı. Böylece Kuranın ilk olarak bütün halinde yazılı şekli ortaya çıktı ve buna “sayfalar” anlamına “suhuf adı verildi. Halife Ebubekirin ölümünden sonraki Halife Ömer de aynı işi sürdürdü. Belirli bir süre.Kuran nüshaları çok kişinin elinde suhuflar halinde kaldı. Ömerden sonra halife olan Osman, Kuranın tek kitap olarak düzenlenmesini emretti. Yazılı bütün nüshalar bir araya getirildi. İncelemeler sonucu, ortada sadece beş adet güvenilir nüsha olduğu anlaşıldı. Görevlendirilen özel bir kurul karşılaştırmaları, düzeltmeleri yaparak, her türlü kuşkudan uzak,kesin bir nüshayı meydana getirdi. Elde edilen nüsha hattatlar tarafından yazılarak çoğaltıldı. Doğruluğundan şüphe edilen öteki nüshaların hepsi ortadan kaldırıldı.
Kuranın böylece esas, temel bir nüsha halinde ortaya konulmasından sonra bazı güçlükler belirdi. Bunlar okumadaki lehçe farkından doğuyordu ama, zamanla gerekli düzeltmeler yapıldı.