Birçok kişi hayatının bir döneminde kısa süreli baş, bel ağrısı gibi ağrılar çekmiştir, ancak uzun süredir ağrısı olan kronik ağrılı kişi sayısı da şaşırtacak kadar çoktur.
Son yıllarda tıp alanında sağlanan büyük gelişmelere karşın kronik ağrının pekçok çeşidi için henüz belirli bir “tedavi” bulunamamıştır. Ancak hastaların ağrılarını azaltarak, bazı durumlarda tamamen geçirerek yaşam kalitelerini arttıran çeşitli tedavi yöntemlerinin yanı sıra sadece kronik ağrı tedavisinde bilgi ve deneyime sahip doktorların uygulayabileceği girişimsel yöntemler mevcuttur.
Ağrı, duysal, duygusal ve sosyal özellikleri bulunan, kompleks, kişisel bir deneyimdir. Aynı ağrıyı iki farklı kişi aynı şekilde hissetmeyebilir. Bunun nedeni, ağrının beyinde oluşturduğu mesajların herkesçe farklı algılanması ve ağrının dile getirilmesinin kişiden kişiye farklılık göstermesidir.
Ağrısı olan insanların çok sık sorduğu ve kimi zaman yanıtlanması çok da kolay olmayan en önemli soru “neden ağrı çekiyorum?” dur. Biliyoruz ki ağrı genellikle vücudumuzda bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösteren bir uyarıdır.
Ancak kimi zaman bu uyarı sistemi aksamaya başlar ve abartılı sinyaller göndermeye başlar. Hatta bazı durumlarda gerçek bir hastalık ya da hasar dahi bulunmaz.
Ağrını en en sık nedeni doku hasarı ya da bir takım hastalıklardır. Eğer ağrı basit ağrı kesicilerle geçiyorsa, kendi haline bırakılsa da birkaç saat ya da gün içinde geçeceği hemen hemen kesindir. Eğer ağrı olağan dışı bir şekilde şiddetli ise en kısa sürede tıbbi yardıma başvurmak en akılcı davranıştır.
Bazı kişlerin, baş ağrıları ya da karın kramplar gibi tekrarlayan ağrıları bulunur ve bu kişiler bu ağrıların rahatsız edici olsa da tehdit oluşturmadığını bilirler. Ama alarm çanları çok şiddetli çalıyor ve özellikle de nedeni konusunda emin değilseniz bilin ki alarm sistemi görevini yapmaktadır ve bu ağrı ciddiye alınmalıdır.
Ağrı kötü bir duygudur ancak ağrıyı uzun süre çekiyor olmak daha da kötüdür. Ağrı sıklıkla çalışmayı, zevk almayı, hatta insanın kendi kendine yeterli olmasını engeller. Kronik agrısı olan birçok kişi işinden olur ve olayın ekonomik boyutu daha da artar.
Tedavi geciktikçe kişi içine kapanır ve depresyona girer. Ailesine, arkadaşlarına ve beraber çalıştığı insanlara ilgisi azalır, yalnızlık ve sosyal izolasyon gelişir. Ağrı ve ağrının neden olduğu kısıtlılık ile sebep olan hastalık arasında orantısızlık bulunduğunda (kronik ağrıda sık karşılaşılan bir durumdur) hastanın etrafindakiler aldatıldığını ve kullanıldığını hisseder. Tibbi bir sorun olarak başlayan ağrı, hastayı ve çevresindeki herkesi etkiler hale gelir.
Kaynak: Hastane.com.tr