Koyunotu (Agrimonia Eupatoria); yöresel olarak kızılyaprak, kasıkotu, fıtıkotu, kuzu pıtrağı ve eğer otu olarak da bilinir. Gülgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen ama Avrupa, Asya ve ülkemizde yetişen çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. 20-120 cm boylanabilir. Çoğu kez toprağın üzerine yatarak gelişir. Rizom kökü (kökgövdesi): kenarları dişli, tüysü, yeşil yaprakları: yaprak koltuklarında ve bitkinin tepesinde yoğun salkımlar oluşturarak yazın açan küçük sarı çiçekleri vardır. Bu çiçeklerinden oluşan ve adına pıtrak denilen meyveleri çengel dikenli olur. Güneşli ve kısmen gölge yerleri ve nemli toprakları seven Koyunotu en çok orman kenarlarında görülür. Bitki, tohumlarının hayvan postuna takılıp çevreye taşınmasıyla yayılır ve tohumun düştüğü yerde çoğalır.
Koyunotu bitkisinin topraküstü kesimleri tanen, glikozitler, nikotinik ve şahsilik asitler, uçucu yağ ile B ve K vitaminlerini içerir. Güneşli kuru yerlerde, yol ve orman kıyılarında, çimenliklerde, tepelerde ve bayırlarda, ormanların açıklık bölgelerinde ve harabeliklerde yetişir. Küçük sarı çiçekleri, sığırkuyruğu bitkisinde de olduğu gibi, uzun bir salkımı andırır. Bitkinin tümü yumuşak tüylerle kaplıdır. İri yaprakları 10 cm kadar uzun ve kenarları dişlidir. Çiçeklenen bitkinin topraküstü kesimleri, Haziran’ dan Ağustos’ a kadar toplanır. Pek çok bitkide olduğu gibi, onun öyküsü de çok eskilere dayanır. Bu bitkinin tarihçesi, Eski Mısırlılara kadar uzanmaktadır.
Koyunotu; boğaz ve ağız enfeksiyonlarında şifa verici etkilere sahiptir.Ağız boşluğu ve yutak iltihaplarına karşı büyük bir iyileştirme gücü vardır. Anjin ve boğaz hastalıklarında, faranjit, aft ve ağız içi mukozası ile boğaz iltihaplarında ilk düşünülecek bitkidir. Meslek gereği olarak çok konuşmak zorunda olan veya şarkı söyleyen kişiler, bir önlem olarak, her gün koyunotu bitki çayı ile gargara yapabilirler. Yaprakları kansızlık, romatizma, lumbago, hazım bozuklukları, karaciğer sertleşmesi (siroz) ve dalak hastalıklarına karşı tavsiye edilmektedir. Günde 2 bardak bitki çayı yeterlidir. Herkesin, yılda 1 veya 2 kere, koyunotu banyo katkısıyla banyo yapması önerilir. Koyunotu, daraltıcı, toplayıcı ve öteki önemli özellikleri nedeniyle, en başta gelen şifalı bitkilerimizdendir. Dr. Schirbaum şöyle diyor: “Günde 3 bardak çay bir süre içildiğinde, kalp büyümesine, mide, bağırsak ve akciğer. Ayrıca, uzunca zaman devam edildiğinde böbrek ve mesane rahatsızlıklarını iyi gelir.” (Referans1: M.Treben). Koyunotu Merhemi varisli damarlara ve baldır berelerine Aynısafa Merhemi gibi iyi gelir. Hazırlanan merhem günde 3 kez varis ve baldır çıbanlarının veya berelerinin üstüne sürülür. Ağır Karaciğer rahatsızlıklarında, 100 gr Koyunotu, 100 gr Yoğurtotu ve 100 gr Karahindiba eşit karışımı ile elde edilen çay harmanı kullanılır. Bu üçlü çay harmanı, sabah aç karnına 1 bardak olmak üzere, gün boyunca 2 bardak içilir.
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak: Bir tatlı kaşığı bitki, orta boy 1 su bardağı kaynar suyla haşlanır (demlenir), 5 dakika beklendikten sonra süzülür. Günde 2 bardak çay içilir.
Karaciğer Çay Harmanı: 100 ‘er gr Koyunotu, Yoğurtotu ve Karahindiba eşit oranda karıştırılır. Birkaşığı karışım, orta boy 1 su bardağı dolusu kaynar suyla demlenir, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Bu üçlü çay harmanı, sabah aç karnına 1 bardak olmak üzere, gün boyunca 2 bardak içilir
Koyunotu Merhemi: İki avuç dolusu veya 100 gr kurutulmuş ve ince kıyılmış yaprak, çiçek ve sap iyice kızdırılan 250 gr içyağı veya bitkisel margarinde 1 dakika kadar karıştırılarak bekletilir, sonra kapağı kapatılarak serin bir yere alınır. Ertesi gün tekrar ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür, cam veya porselen merhem kaplarına aktarılır. Buzdolabında saklanmalıdır.
Banyo Katkısı: 200 gr ince kıyılmış bitki bir tam banyo için kullanılır.