Kolorektal Kanserin Erken Saptanması İçin Biyomarkerler
Kolon kanseri taramasında basit bir kan testi kolonoskopinin yerini alabilir mi?
Kolorektal kanser tarama testi önerildiğinde insanlar, “Bunu gerçekten yapmak zorunda mıyım?” derler. Çok az tıbbi test bu tür bir tepkiye neden olur. Peki, kolorektal kanseriniz olup olmadığını ya da riskinizin yüksek olup olmadığını, kolesterol düzeyinize bakılması kadar kolay gösterecek bir kan testi olsaydı? Taramaya yaklaşım kesinlikle değişirdi. Dolayısıyla kolorektal kanserler daha çok önlenebilir ya da en kolay tedavi edilebileceği evrede erken saptama olasılığı artardı.
Kan Testi Engelleri
Bu tip bir kan testi geliştirilmesi için araştırmacıların bir biyomarker tanımlaması gerekiyor. Yani var olduğunda ya da yüksek düzeyde bulunduğunda kişinin kolorektal kansere yakalanmış olduğunu veya yakalanma riskinin yüksek olduğunu gösterecek olan ve kanda ölçülebilen biyolojik bir molekül ya da hücre düzeyindeki bir işleyişte değişiklik saptanması gerekiyor. Bu tip bir biyomarker bulmak kolay değildir. Son birkaç yıl içinde kolorektal kanser bi-yomarkeri konusunda bir dizi umut verici haber başlığına rastlandı. Ancak geniş kapsamlı araştırmalarda, bir kanser tarama testi için gereken özgüllüğü ya da duyarlılığı taşımadıklarının ortaya çıkmasıyla bunların çoğu elendi.
“Özgüllük” terimi bir testin, uygulandığı bireyde hastalık, örneğin kolorektal kanser olmadığı halde rastlantısal olarak varmış gibi gösterme hatasına düşmemede ne kadar başarılı olduğuna karşılık kullanılır (bu tip sonuçlar hatalı pozitif sonuç olarak adlandırılır). “Duyarlılık” ise testin, hastalığı taşıyan bireyleri atlamamakta ne kadar başarılı olduğunu anlatır (bu tip sonuçlara da hatalı negatif sonuç denir). En iyi tarama testleri çok duyarlı olanlardır, çünkü bir hekimin en son isteyeceği şey kanser olan birine kanser olmadığını söylemek olur.
Umut Verici Bir Olasılık
Johns Hopkins Brady Üroloji Enstitüsü Araştırma Direktörü Dr. Robert Getzenberg, özgüllük ve duyarlılıkla ilgili konuları çok iyi bilir. Getzenberg ve araştırma ekibi kolon kanserine özgü üç antijen saptadılar: CCSA^2, CCSA-3 ve CCSA-4. (Antijen, normalde bedende bulunmayan ve bağışıklık sistemini uyararak antikor üretmesine neden olan maddedir.) CCSA-2, bu üçü arasında en iyisi gibi gözüküyor.
Geçen yıl, Getzenberg, 260 kan örneğinde CCSA-2 arandığını ve kanser olgularının sadece %9’unun atlandığını (%91 duyarlılık), %20 oranında da hatalı pozitif sonuç alındığını (%80 özgüllük) bildirdi. CCSA-2 testi kanser olanlarla olmayanları ayırmakla kalmıyor, yüksek riskli adenomları (kanseröz olma olasılığı yüksek polipler) ve düşük riskli polipleri ya da kolonları sağlıklı olanları da birbirinden ayırabiliyordu. Bu test, kolorektal kanser için şimdiye kadar bulunmuş en doğru sonucu veren testtir.
Karşılaştıracak olursak şu anda kullanılabilen en kolay ve en ucuz tarama testi olan dışkıda gizli kan testinin duyarlılığı yaklaşık %54’tür (kanser olgularının neredeyse yarısını yakalayamaz) ve özgüllüğü de yaklaşık %98’dir (%2’lik bir hatalı pozitif sonuç oranı). Buna karşılık altın standart olan kolonoskopinin kanser saptamaktaki duyarlılığı %79-100, özgüllüğü ise %90-96’dır.
Getzenberg’in ilk bulgularını doğrulamak için daha geniş kapsamlı araştırmalar yapılacaktır. Sonuçların doğrulanması yeni bir tarama aracını muştulayabilir. Öte yandan bu test kolonoskopinin yerine geçmeyecektir. Araştırmacılar bu testi yıllık bir tarama testi olarak düşünüyor. Test sonucu pozitif çıkanlar kolonoskopi yaptıracaklar. Kolonoskopi de test sonucu hatalı pozitif çıkan %20’lik kesimi gerçekten kanseri olanlardan ayıracak. Kolorektal kanser riski ortalama düzeyde olup da kolonoskopi yaptıranların %10’un-dan azında yüksek riskli adenomlar veya kolorektal kanser çıktığı düşünülürse, kolonoskopi için çok daha iyi bir uygulama alanı hazırlanmış olacak.
Kutsal Kâsenin Peşinde
Kan testinin hatalı pozitif sonuç oranından daha düşündürücü olan %10’a yakın hatalı negatif sonuçlardır. Basit bir kan testi tarama yaptıranların sayısını kesinlikle artıracaktır. Günümüzde Amerikalıların %50’sinden azı önerilen tarama testlerini yaptırıyor. Peki, daha fazla insanın taramadan geçirilmesi ve dolayısıyla da daha fazla kişide kanserin erken saptanabilmesi mi daha önemli, yoksa kan testiyle taramadan geçen bazı kişiler kanser oldukları halde kanser olmadıklarının söylenecek olması mı?
Bu soruya cevap vermek kolay değildir. Bu nedenle de araştırmacılar duyarlılık ve özgüllük düzeyi %100’e yakın kan testleri hazırlanmasına olanak verecek biyomarker-ler aramaya devam ediyor. Bir gün böyle bir teste sahip olacak mıyız? Belki, ama kesin olan bir şey var: Kolorektal kanserin günümüzdekin-den daha kolay saptanacağı bir zamana doğru yol alıyoruz ve bunun yolunu açacak olan da basit bir kan testi olabilir.
Pozitron emisyon tomografisi (PET). Kanserin yayılıp yayılmadığını araştırmak için BT ile birlikte sıklıkla kullanılır. Uygulama sırasında bir tip radyoaktif şeker enjekte edilir. Bu şekeri normal hücrelere göre daha yüksek miktarlarda tutan kanser hücreleri görünür hale gelir.