Kolera Nedir, Kolera Hastalığı Hakkında
Uzak Doğu’da ve Güney Asya’da her zaman görülebilen (insanlarda daima var olan) Asya kolerası henüz Asya dışına çıkmamıştır, ama El Tor kolerası, yani parakolera Avrupa ülkelerinde (ve yurdumuzda) zaman zaman salgın halde görülebilmektedir. Ölüm oranı Asya kolerasında yüzde 50, parakolerada ise yüzde 5 oranındadır.
Kuluçka devresi: 2-5 gün.
Kolera Salgını Belirtileri: Birinci devrede hafif ishal ve kusma, tuz kaybı sonucu kol, bacak ve karın kaslarında şiddetli kramplarla belirlenir. Yüksek ateş olduğu halde deri soğuk ve morumsu renktedir. Nabız hafiftir. Su içme isteği ile ortaya çıkan bol miktarda su içilmesi, vücut sıvısını tuz yönünden daha da inceltir ve adale kramplarının şiddetlenmesine yol açar. Birinci devre 3-12 saat sürer. İkinci devrede vücut tamamen soğur; deri kuru, buruşuk ve morumsu renklidir. Kan basıncı düşük ve nabız çok hafiftir. Kramplar dayanılamayacak şiddettedir. Bu durum hastayı çökertir ve sonuç ölüm olabilir.
Süreci: Hasta saatte bir litre sıvı kaybeder. Aynı zamanda kanda asit-baz dengesi bozulur. Genel durum bozuktur ve hastada zatürree belirebilir.
Kolera Tedavisi: Kaybolan su ve tuzun tamamlanması yönünde bir tedavi uygulanmalı, potasyum tamamlanması yapılmalıdır. Kolera mikroplarının öldürülmesinde tetrasiklin çok etkilidir. Yatak dinlenmesinin yanı sıra hastaya bol sulu ve vitaminli gıdalar verilir.
Korunma: Kolera aşısı ancak birkaç ay süreli bir bağışıklık sağlayabilir. En etkin korunma yöntemi yiyecek ve içeceklerin temizliğine çok dikkat etmektir. Bütün kolera vakaları ayrılmalıdır. Kolera hastalığı atlatıldıktan sonra hastanın kullandığı bütün eşyalar dezenfekte edilmelidir. Yiyecekler potasyum permanganatlı suyla dezenfekte edildikten sonra kullanılmalı ve ellerin temizliğine dikkat etmelidir.