Kızamık aşısı ve aşının yan etkisi SSPE ile ilgili açıklama
Son zamanlarda basın kuruluşlarında aşılar ile ilgili çok sayıda spekülatif haberler çıkmaktadır. Bunların büyük kısmı içerik ya da sunuş açısından halkı yanıltıcı, gereksiz yere kaygılara ve hatta paniğe yol açan bilgilerdir.
Bu haberlerle ilişkili olarak Türk Pediatri Kurumu’nun görüşleri şöyledir :
Kızamık aşısı
Kızamık geçiren çocukların çok küçük bir kısmında (1/100.000) SSPE denen beyin hastalığı gelişebilmektedir.
Oysa bundan çok daha önemlisi, kızamığın zatürreye neden olarak ölümlere yol açmasıdır. Ülkemizde kitlesel olarak kızamığa bağlı zatürreden ölenler için “Kızamık Ağıtı” (Ceyhun Atıf Kansu) gibi şiirler yazıldığı unutulmamalıdır. Hal böyleyken, çok nadir görülen, ama gerçekten de çok şanssız bir durum olan SSPE gibi bir kızamık komplikasyonunu gündeme getirmek, gereksiz yere spekülasyon yaratmaktadır.
Verilen bilgiler sanki 1 doz kızamık aşısı olan çocuklarda SSPE hastalığı görülürmüş izlenimini doğurmaktadır.
Burada sorun şudur: Eğer çocuklar 9 aylıkken 1 doz aşılanmışlarsa 15 aylıkken 1 doz daha ve tercihen de Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısı olmalıdırlar. Eğer 12 aylıktan sonra tek doz bile aşı olmuşlarsa, bu durumda büyük olasılıkla kızamığa ve dolayısıyla da kızamığın bir komplikastonu olan zatürreye ve çok ender komplikasyonu olan SSPE’ye yakalanmayacaklardır. Yani burada aşının sayısından çok zamanı önemlidir. Kızamık Kızamıkçık Kabakulak aşısının okula başlama yaşlarında 1 doz daha yapılması önerilir.
Thimerosal ile ilgili açıklama
Thimerosal aşıların bazılarının içerisinde bulunan koruyucu bir maddedir. Bu aşıların içerdiği civa miktarları Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) izin verdiği limitlerin çok altındadır. Bununla birlikte, thimerosal otizmin de içinde bulunduğu bazı nöropsikiyatrik bozukluklara yol açabileceği kaygısıyla aşıların bir bölümünden önlem olarak çıkarılmıştır. Ancak yapılan bilimsel çalışmalar, nedeni tam olarak bilinmeyen ve genetik yatkınlıklarla da ilişkili olabilen otizm ile bu madde arasında bir ilişki olduğunu göstermemiştir.
Ülkemizde çocuklarımızın aşılama durumu istenen ölçülerde değilken, halkı paniğe uğratacak ve ailelerin çocuklarını aşılatmadan kaçınmalarına yol açacak böyle haberlerin yayınlanmasını doğru bulmuyoruz. Dünyanın çeşitli ülkelerinde nedeni tam olarak bilinmeyen bazı hastalıkları aşılarla ya da başka nedenlerle ilişkilendirmeye çalışan gruplar vardır. Bilimsel verilerle doğrulanmadıkça günümüzde yapılan aşılardan vazgeçilmesine yol açacak her türlü habere ve söylentiye kulak asılmamasını, bu konuda yetkili olan Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarının dikkate alınmasını öneririz.
Ülkemizde aşılama politikalarını ülke gerçeklerini dikkate alarak Sağlık Bakanlığı belirlemektedir. Bununla birlikte Türkiye’de sağlığa ayrılan kaynakların yetersizliği nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından Kızamıkçık, Kabakulak, HIB (halk arasında menenjit aşısı), Hepatit A ve Su çiçeği aşıları yapılamamaktadır. Aşısı ile korunulabilen her hastalığa karşı aşı olabilmek tüm çocukların hakkı olmalıdır. Bu nedenle, ülke kaynaklarını kullanma yetkisinde olan kişilerin bu kaynakları kullanırken yapacakları tercihler çocuklarımızın sağlığını yakından ilgilendirmektedir. Yakın gelecekte koruyucu tıp hizmetlerine ve aşılama için daha fazla kaynağın ayrılmasını ummak isteriz.
Ülkemizde yapılmakta olan tüm aşıların ithal olduğunu, Türkiye’de eskiden aşı üreten birimlerin “globalleşen” dünyada artık işlevlerini yerine getiremediğini ve pek çok konuda olduğu gibi aşılar konusunda tamamen dışa bağımlı bir durumda olduğumuza dikkat çekmek isteriz.
Prof. Dr. Haluk Çokuğraş
Türk Pediatri Kurumu Genel Sekreteri