Kısırlık Tedavisinde Diğer yöntemler, Kısırlık Tedavi
Kadında yumurtlamayı tanımlamak için, daha birçok fizik vücut elektriğini değerlendirmek gibi, kimyasal (rahim ağzında) haznede bazı kimyasal maddeleri asit-baz dengesini ölçmek gibi yöntemler varsa da, bunlar yaygın olarak kullanılan sağlıklı yöntemler değildir.
Fallup borularının (tüplerin) açıklığının kontrolü
Kadında yumurtlama kadar önemli diğer faktör de tüplerin açık olup olmadığıdır.
Bu nedenle, kadında kısırlık konusunda en önemli araştırılması lazım gelen konulardan birini de tubaların (uterus ile yumurtalık arasındaki yol) açık olup olmadığı oluşturur. Bu konuda hekimler hem uygun hem de kolay teşhis yöntemini bu asrın başından beri bulmaya çalışmışlardır. Önceleri rahim içine çeşitli boyalar vererek bu boyaların idrar yolu ile atılmasından tüplerin açık olup olmadığını anlamaya çalışmışlardır. Sonraları röntgen ışınlarından faydalanmışlardır. Bu yöntem günümüzde hâlâ geçerli bir yöntemdir.
Tubaların röntgenle açıklığını anlamak için rahim içine ince bir boru ile yoğun (kontrast) bir madde verilmekte ve bu maddenin tubalardan geçerek karın boşluğuna dökülmesi izlenmektedir. Eğer film çekilerek tubalardan bu maddelerin karın boşluğuna dökülmesi tanımlanırsa tubaların açık olduğu anlaşılmıştır.
Aslında film çekilirken kadının hiçbir acı duyması söz konusu değildir. Zira rahim ağzı açıklığına yerleştirilen çok ince bir boru rahimin içine belli bir basınçla ve belli bir miktarda yoğun sıvı vermektedir. Böyle bir olay, kadının rahim ağzı, sinirler ihtiva etmediğinden hiçbir acı meydana getirmez.
Halk arasında bu röntgen olayının acılı, ağrılı olması izlenimi belki çekimi esnasındaki lüzumlu şartların yerine getirilmemesinden dolayı oluşan birkaç olay nedeniyle yaratılmış olsa gerektir. Bu film eskiden bir kadın doğum uzmanı ile röntgencinin müşterek olarak çektikleri film iken, günümüzde tek başına bu filmi çekebilecek röntgen uzmanlarının gittikçe artması ile daha kolay bir işlev haline gelmiştir.
Yoğun madde olarak eskiden yağlı maddeler kullanılmakta iken günümüzde suda eriyen maddeler daha fazla rağbet görmeye başlamıştır. Bu da, bu gibi maddelerin film çekildikten sonra vücutta kalmamasını tamamen temizlenip atılmasını mümkün kılmıştır.
Uzman röntgenci filmi çekerken sıvıyı bilerek ve belli bir basınç içinde (200 milimetre civa basıncının üzerinde olmamak üzere) vermelidir. Bu şekilde kesinlikle kadının ağrı duymasından kaçınmış olur.
Bu röntgene tıpta “histerosalpingografi” (HSG) adı verilir. Bu şekilde bu film çekilirken yalnız tubalar hakkında değil, rahim boşluğu hakkında da fikir elde etmek mümkündür.
Özellikle ülkemizde kısırlık vakalarında tuba açıklığını ortaya koyan en geçerli, en yaygın yöntemdir.
Tuba açıklığı bir gaz vererek de (karbondioksit) anlaşılabilir. Yöntem 15-20 sene evvelinin çok kullanılan bir yöntemi iken gittikçe dahai sonra izah edeceğimiz laparoskopi yönteminin ve histerosalpingografi yönteminin yayılması nedeniyle yaygınlığı azalmaya başlamış bir usuldür. Burada verilen karbondioksit basıncı bir grafik ile (insüflatör aleti) tespit edilmekte 60-70 milimetre civa basıncında kolaylıkla karbondioksit gazının tubadan geçerek periton boşluğuna ulaştığı anlaşılarak tubaların açık olduğu saptanabilmektedir. Burada da basınç 200 milimetre civa basıncının üzerine çıkmamaktadır. Aksi takdirde tubaların patlaması, söz konusudur. Hangi tuba açıksa, geçişim olduktan sonra kadın o tarafında sırtına doğru şiddetli bir ağrı hisseder. Ayrıca doktor, hastanın karnını dinleyerek (siteteskopla) tubadan karbondioksit gazının geçiş sesini dinleyebilir. Yöntem tedavi maksadı ile de kullanılabilir.
Günümüzde tuba açıklığını ve fonkisyonunu en gelişmiş olarak tespit eden yöntem laporoskopi yöntemidir. Bu yöntem aşağıda açıklanacaktır. Burada tuba, gözle görülebilmekte etrafı ile yapışıklığı olup olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca yine diğer yöntemlerle benzer şekilde hazne yolu ile rahim ağzından verilen boyalı maddenin tüplerin içinden geçip karın boşluğuna dökülüp dökülmediği izlenebilmektedir.
Tüplerin açık olup olmadığını araştıran yöntemler içinde, teşhis açısından en sağlıklı yöntem yine laparoskopidir. 20 seneye yakın bir zamandan beri ülkemizde kullanılan bu alete halkımız gelişmiş ülkelerdeki kadar sempati ve kabul göstermemiştir.
Birçok defa belirttiğimiz gibi konuyu çabuk, sağlıklı, kısa dönemde belirtecek çok yönlü bir yöntemdir. Ayrıca tuba tıkanıksa veya etrafına yapışıksa nasıl bir ameliyat uygulanacağı konusunda hekime doğru bilgi verebilmektedir.Kanımızca halk için yazılmış kitapların okunması, kısırlık dertlen olan kadınları aydınlatarak, yöntemin korkulmayacak ve basit bir yöntem olduğunu öğretecek ve yöntem de, ülkemizde ileri-ülkelerde olduğu gibi yaygın hale gelecektir.