Kısırlığın Tedavisi

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Kısırlığın Tedavisi
Tedavi araştırma safhasında bulunan nedene bağlı olarak yumurtlamayı sağlamak için hormon uygulanmasından cerrahi müdahaleye veya tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine kadar değişebilir.
1. Yumurtlama problemleri
Kısırlık nedeniyle doktora başvuran kadınların yaklaşık % 20’sinde yumurtlama problemi vardır. Kadın üreme fonksiyonları bazı hormon bezleri tarafından salgılanan hormonlarla kontrol edilir. Bu bezlerden beyin sapında bulunan iki tanesi FSH ve LH hormonları yumurtlamanın oluşmasında temel rol oynarlar. Bu bezlerdeki hormon salınımındaki bozukluklar yumurtlama problemlerine yol açarlar. Bu durumda yumurtlama çeşitli ilaçlarla (Klomifen, Pergonal Humegon, Metrodin) uyarılmalıdır. Yumurta gelişimi kandaki hormon seviyeleri ve ultrasonla takip edilerek, yumurtlama için uygun zaman tayin edilebilir. Bazı durumlarda yumurtanın çatlaması çeşitli ilaçlarla (Profazi, Pregnyl) sağlanabilir. Döllenme için en uygun zaman böylece belirlendikten sonra çifte ilişki önerilebileceği gibi halk arasında aşılama diye anılan spermlerin yıkanması sonrası rahim içine yerleştirilmesinden ibaret olan inseminasyon da yapılabilir.
2. İnseminasvon tedavisi
İnseminasyon daha çok rahim ağzına ait problemlerin bulunduğu, sperm sayısında ve hareketliliğinde hafif bozuklukların bulunduğu veya çifte ait hiçbir problemin bulunamadığı açıklanamayan kısırlık durumlarında uygulanmaktadır.
İnseminasyon için erkekten alınan sperm sıvısı laboratuvar koşullarında çeşitli yıkama işlemlerine tabi tutularak sperm hücreleri dışındaki tüm sıvılarından arındırılmakta, sperm hücreleri çok az bir sıvı içinde konsantre edilmekte böylece sayı hareketlilik oranı artırılmaktadır. Daha sonra bu sıvı ince bir kateter yardımı ile rahim ağzından geçirilerek doğrudan rahmin içine verilmektedir.
Bu tedavi rahim ağzından salgılanan mukusun spermin rahim içine geçişini engellediği durumlarda en iyi sonucu vermektedir. İnseminasyon ayrıca nedeni açıklanamamış kısırlık olgularında ve hafif erkek kısırlığı olgularında da daha düşük başarı oranları ile kullanılmaktadır. En yüksek gebelik oranlarının ilk üç uygulamada olduğu altı uygulamadan sonra gebelik şansının çok düşük olduğu gösterilmiştir. Uygun koşullarda yapılmış üç inseminasyon sonrası yardımcı üreme tekniklerine geçilmesi düşünülebilir. Özellikle nedeni açıklanamayan kısırlık olgularında çiftlerin yaklaşık yüzde 25’inde tüp bebek uygulanmasında spermden veya yumurtadan kaynaklanan bir döllenme bozukluğu görülmektedir. İnseminasyon tedavisi ile gebelik şansı altı uygulama sonucu yaklaşık olarak yüzde 30 civarındadır.
Yumurtlama yokluğu ilaçlara yanıt vermediği bazı durumlarda yumurtalık yetmezliğine bağlı olabilir. Tedavisi olmayan bu durumda tek çözüm ülkemizde uygulanmasına izin verilmeyen yumurta veya embryo bağışıdır.
3. Yardımcı üreme teknikleri
Erkek ve kadın üreme hücrelerinin doğal yollardan bir araya gelemediği durumlarda daha ileri tekniklere başvurmak gerekmektedir. Bu tekniklerin çoğunda kadının yumurtaları ultrason kontrolünde bir iğne ile emilerek vücut dışına alınmaktadır. Bu amaçla çeşitli ilaçlarla aynı anda birçok yumurtanın gelişmesi sağlanmakta ve uygun koşullarda 20’den fazla yumurta hücresi elde edilebilmektedir. Sperm elde edilmesi ise çoğu zaman çok daha kolaydır ancak menisinde sperm bulunmayan erkeklerde spermleri yumurtalık kanalından veya doğrudan yumurtalıklardan elde etmek için cerrahi işlemlere gerek duyulmaktadır.

Risk Faktörleri
Çeşitli faktörlerin infertilite riskini etkilediğini biliyoruz. Bunlar kadının yaşı, pelvik inflamatuar hastalık, diyet, egzersiz sigara içimi, alkol, çevre kirliliği, radyasyon ve çiftlerin yaşamına ait diğer etkenlerdir.
Kadının yaşının ilerlemesi ile birlikte gebe kalma şansı giderek düşer. Kadının yaşı 35’i geçtiği zaman gebe kalabilme şansında hafif bir azalma olmakta bu azalma 39 yaşından sonra daha belirgin hale gelmektedir. Kırk yaşın üzerindeki bir kadının gerek kendiliğinden gerekse de tüp bebek gibi yöntemler ile gebe kalabilme şansı %60 düşmekte ve oluşan gebeliklerinde %50’si düşük ile sonlanmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise yumurtalıklarda kalan yumurtaların kalitelerinin düşük olması ve dolayısıyla döllenmiş yumurtaların gerek rahim içine yerleşmesinde ve gerekse de yerleştikten sonra büyümesinde problemlerin ortaya çıkmasındandır. İleri yaştaki kadınlara genç bir kadından yumurta bağışlama yoluyla alınan yumurtaların döllendikten sonra nakledilmesi ile gebelik ve düşük oranları genç kadınlara benzerlik göstermektedir. Kanada’da yaşayan kendilerine has özellikleri olan ve gebe kalmanın hiçbir şekilde kısıtlanmadığı bir toplulukta en son gebeliğin ortalama 41 yaşında olup, 45 yaşında ise % 87’sinin artık gebe kalamadığı saptanmıştır. Özellikle gebeliği engelleyen majör bir problem bulunamadığı durumlarda çiftlerin kendiliğinden gebe kalma şansları vardır. İşte bu gibi durumlarda gebelik şansını belirleyen en önemli faktör kısırlığın süresidir. Kısırlık süresinin 5 yılı aştığı durumlarda tedavisiz gebelik şansı azalmaktadır. Rahim ve tüplerı iltihanlanması (Pelvik Inflamatuar Hastalık: PIH) sonucundan gelişen tüp tıkanıklıkları ve yapışıklıkları günümüzde önemli bir infertilite nedenidir. Bel soğukluğu ve daha önemli olarak klamidia enfeksiyonları, tüplerin tıkanmasına veya çevre dokular ile yapışmasına yol açarak kısırlığa neden olabilmektedirler. PIH’in her tekrarında tüplerde hasar şansı ve kısırlık oranı yükselir. Üç defa PIH geçiren bir kadının kısır kalma şansı % 60’a kadar çıkmaktadır. Ancak son yıllarda koruyucu hekimlik hizmetlerinin gelişmesi, cinsel eğitimin üzerinde durulması ve etkin antibiyotiklerin gelişmesiyle pelvik enfeksiyonların ve sekellerinin azaltılabileceği ortaya çıkmıştır.
Çiftlerin yaşam biçimleri, yaşadığı toplum ve çevre gebe kalmalarını etkileyebilmektedir. PIH nedeni birçok organizma cinsel yoldan geçişlidir. Bu ise birden fazla eş durumunda daha da belirginleşmektedir.
Sigara içme, alkol alımı fertiliteyi etkileyebilmektedir. Aşırı kilo, aşırı egzersiz de yumurtlama bozukluklarına yol açarak kısırlık nedeni olabilir. Organik fosfatlı kimyasal maddeler (tarım ilaçları, böcek ilaçları) kurşun ve diğer ağır metaller, kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, ışın tedavisi sperm yapımını ciddi bir şekilde bozmaktadır.
Sonuçta çiftler birlikte ele alındığında; infertilite nedeninin % 35 oranında sadece erkeğe ait olduğunu, % 35-40 dolayında yalnızca kadının neden olduğunu kalan kısımdan ise her ikisininde sorumlu olduğunu söyleyebiliriz.

 

Kısırlığın Tedavisi adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.