– Davranışların benliğe yerleşmiş olması, fakat uyum amacı ile esneklik göstermemesi
– Belli bir toplum içinde uyumlu sayılabilmek için geçerli ölçülerden sapması
– Çocukluktan beri süregelmesi
– Toplum içinde ve iş yaşamında belirgin bir bozulmaya yol açması
– Genellikle benliğe uyumlu olması, değiştirilmek istenmemesi
– Genel olarak çevre ile çatışma ve sürtüşmeye yol açması
– Kişinin bilişsel yetilerinde, temel duygulanım ve düşünce yapısında belirgin bozukluk olmaması
KİŞİLİK BOZUKLUĞU TÜRLERİ
Paranoid Kişilik Bozukluğu
Kuşkucu, alıngan ve kuruntulu kişilerdir. Başkalarının eylemleri kasıtlı ya da tehdit edici olarak yorumlanır ve kişi başkaları tarafından sömürülme ya da onlardan zarar görme beklentileri içindedir. Genellikle çok kıskanç, kinci ve aşırı gururludurlar. Öncelikle cinsel konularda ve yakın ilişkilerde oldukça alıngan ve kuşkucudurlar. Tanıdık olmayan çevrelerden sıkıntı duyarlar ve uzaklaşmak isterler. Kendilerini haklı ve üstün görürler. Başarısızlıklarını ve kusurlarını başkalarını eleştirerek ve haksız bularak örtmeye çalışırlar.
Şizoid Kişilik Bozukluğu
Yaşam boyu yakın ilişkilerden uzak durma, içe kapanıklılık, duygulanımda kısıtlılık ve insan ilişkilerinden rahatsız olma ile kendini gösterir. Hemen her zaman yalnız başına gerçekleştirilen eylemlerden hoşlanırlar. Cinsel yaşamları çoğu kez fanteziye dönüktür ve olgun bir cinsel yaşama geçemezler. Erkekler yakın ilişkileri başaramadıkları için çoğu kez evlenemez, kadınlar ise pasif bir şekilde evlenebilirler. İçe dönük kişilerdir ve açılmayı sevmezler. Bazıları sanat ve akademik alanlarda başarılı olabilirler.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Düşünce ve davranışlarında garip, olağan dışı özellikler taşıyan, zor ilişki kuran kişilerdir. Garip, büyüsel inanışlar(telepati, altıncı his gibi), alınganlık ve üstüne alınma gibi fikirler çok sık görülür. İlişkileri kısıtlı anlaşılması güç kişilerdir. Ağır stres altında geçici psikoz belirtileri gösterebilirler.
Antisosyal Kişilik Bozukluğu
Psikopatik ve sosyopatik kişilik bozukluğu ile eş anlamlıdır. Temel özellikleri sürekli bir biçimde topluma karşı ve suç niteliği taşıyan eylemlerde bulunmalarıdır. Gördükleri cezalardan ve deneyimlerden ders almazlar. Sürekli ve tutarlı ilişki kuramazlar. Dürtülerini engelleyemezler. Pişmanlıkları olsa bile yüzeysel ve geçicidir. Bir başka deyimle kendini içten yargılama ve denetim ya çok zayıftır ya da hiç yoktur. Zeki ve yetenekli olsalar bile uçarı tutumları, dalgacılık, sorumsuzluk ve başka hevesler yüzünden bir işte uzun süre kalamazlar. İnsanlarası ilişkilerde başta canlı ilgili, girişken ve bilgili görünebilirler; fakat bencil ve sorumsuz davranışlar yüzünden ilişkileri uzun sürmez.
Çocukluk çağında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayanlarda, biyolojik ebeveynleri antisosyal olanlarda, dengesiz ve parçalanmış aile ortamlarında ya da kimsesizler yurdunda yetişenlerde antisosyal kişilik bozukluğu riski daha yüksektir. 30-35 yaşlarından sonra bir yatışma olsa bile temel kişilik yapısı ömür boyu sürer.
Sınır (Borderline) Kişilik Bozukluğu
Bu kişilik bozukluğunda, bireyin kimlik duygusunda, ilişkilerinde ve duygulanımında süregen bir dengesizlik vardır. Sağlam bir kimlik duygusu gelişmemiştir. Çabucak düş kırıklığına uğrarlar, bunaltı, çökkünlük belirtileri gösterirler. Davranışlar önceden kestirilemez bir niteliktedir ve kendisine zarar verici davranışlar sıktır. Zaman zaman depresif, zaman zaman kısa süreli psikotik dönemler yaşayabilirler. Engellenmelere karşı hoşgörüleri yoktur, büyük öfke patlamaları yaşayabilirler.Yalnızlığa karşı çok duyarlı olduklarından sırf yalnızlıktan kurtulmak için bir yabancıyla kısa süreli bir arkadaşlığa ya da cinsel ilişkiye girebilirler.
Histrionik Kişilik Bozukluğu
Histrionik kişilik bozukluğunda dikati üzerine çekme isteği ve çabaları, olayları büyütmeye, dramatize etmeye, yalan öyküler anlatmaya eğilim, abartılmış duygular tepkiler ve beden, yüz hareketleri gibi özellikler bulunur. Çabuk arkadaş olur fakat çabuk reddedilmiş hissederler. Genel olarak yapaylık, oyunculuk, yüzeysellik ilişkilerde egemendir. Daha çok kadınlarda görülür. Cinsel yönden ayartıcı ve baştan çıkarıcı davranışlarda bulunurlar.
Narsistik Kişilik Bozukluğu
Kendilerini fiziksel ve ruhsal yönden aşırı beğenen ve üstün gören, sürekli beğeni, ilgi ve onay bekleyen; gittikleri her yerde hemen özel bir yeri hak ettiğine inanan kişilerdir. En güzel, en yakışıklı, en başarılı, en parlak kişi olma hayallerine kendilerini kaptırırlar. Böylesine bir beklenti içerisinde doğal olarak hayal kırıklıkları da o denli sık olur. Özsaygı sanki hep dışardan gelecek ilgi, beğeni ve olaylarla beslenmektedir. Eleştiriye dayanamazlar. Kendilerini yüceltmek, daha üstün görmek ve göstermek için başkalarını kullanırlar, hatta sömürürler. Arkadaşlıklar yalnız bu yönde çıkarlar sağlamak içindir. Başkalarının duygu, düşünce ve gereksinimlerine empatik yaklaşamazlar.
Kaçınan Kişilik Bozukluğu
Bu bozukluğa sahip kişiler toplum içinde olumsuz değerlendirilmekten korkan, utangaç, çekingendirler. Toplumda çirkin, anlamsız görünmekten, yanlış bir şey yapmaktan korkarlar ve heyecanlanırlar. Reddedilmeye karşı aşırı duyarlılık yaşarlar dolayısıyla toplumdan uzak yaşarlar. Asosyal değildirler ve arkadaşlık kurmak için yoğun bir istek gösterirler fakat reddedilmeyeceklerinden emin olmaksızın girişimde bulunmazlar. İyi korunduklarını hissettikleri ortamlarda normal işlev gösterirler. Sosyal fobi çoğu kez bu bozukluğa eşlik eder.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu
Yalnız başına kararlar veremeyen, girişim yapamayan, eyleme geçemeyen, sorumluluk alamayan kişilerdir. Yakınlarının karar vermesini ve girişime geçmesini beklerler. İsteyici ve alıcı tiplerdir ama vermeyi sevmezler. Sanki başkaları ona borçludur. Aşırı korunan, aşırı verilen, özerklik ve girişim yetileri kısıtlanarak büyütülen kişilerdir. Sürekli yalnızlık korkuları içinde bunalabilirler. Sorumluk almayı, girişimciliği ve özerk karar vermeyi beklemeyen iş yerlerinde çalışabilirler.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Temel özellikleri duygusal kısıtlılık, aşırı düzen tutkusu, titizlik, inatçılık ve kararsızlıktır. Kusursuz olma saplantısı nedeniyle işlerini zamanında tamamlayamama söz konusudur. İş ve çalışmaya olan düşkünlüklerinden dolayı boş zamanlarını değerlendirmeye ve eğlenmeye zaman ayırmazlar. Para harcama konusunda cimri davranırlar. Eski ve işe yaramayan eşyaları atmakta güçlük çekebilirler. Konuşmalarında ve ilişkilerinde aşırı kuralcılık, ayrıntıcılık, mantıkcılık ve duygusallıktan uzaklık vardır. Kılık kırk yarma, ince eleyip sık dokuma gibi halk deyimlerini tam karşılarlar.
Pasif- Agresif Kişilik Bozukluğu
Bu kişilik bozukluğunda öfke, kin ve saldırganlık duyguları daha çok pasif direnişli davranışlarla dolaylı olarak dışa vurulur. Bu kişiler kendilerinden beklenen şeylere karşı inatçı ve pasif bir direniş gösterirler. Örneğin işlerini biraz daha hızlı ve zamanında teslim etmeleri beklendiğinde ertelemeye ve işi uzatmaya giderler. Üzerlerine varıldıkça bu inatlaşmaları artar. Üstleri ile çatışır ve onları çekiştirirler. Davranışlarını unutkanlıkla ve yüzeysel bahanelerle açıklamaya çalışırlar.
Depresif Kişilik Bozukluğu
Kötümser, yaşamdan zevk almayan, görevine bağlı, kendinden kuşkulanan ve sürekli mutsuz kişilerdir. Melankolik kişilik olarak da tanımlanmıştır. Bu kişiler distimik ve majör depresyon yönünden de genel popülasyona göre artmış bir risk taşırlar.
KİŞİLİK BOZUKLUKLARINDA TEDAVİ
Kişilik bozukluğu yaşayanlar genellikle tedavi için başvurmazlar. Fakat çevreleriyle ilişkilerinin getirdiği bazı sorunlar ya da başka psikiyatrik bozukluklar nedeniyle hekime başvurabilirler. Kişilik bozukluklarının tedavisi oldukça güçtür. Özellikle sınır, narsistik, obsesif ve histrionik kişilik bozukluklarında nesne ilişkilerine ve kendilik psikolojisine ağırlık veren analitik psikoterapiler uygulanabilir. Aynı zamanda ilaç tedavisi de gereklidir.
KAYNAK:www.turkpsikoloji.com