‘Dur’ demek hayal değil. Üstelik ameliyata da gerek yok…
Akıp giden yılların bir kanıtı olarak yüzümüze yerleşen kırışıklıklara ‘dur’ demek artık hayal değil! Somon balığı sütünden elde edilen somon DNA’sı ile cildin kendini yenilediğini ve gençleştiğini belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Neslihan Dolar, ekliyor:
“En etkili anti-aging yöntemlerden biri olan somon DNA’sı; hacminin 10 bin katı suyu tutarak, derinin nem dengesini sağlar. Yıpranan ve kuruyan ciltleri tedavi eder. Sarkma başlangıcındaki derin kırışıkları önler. Yılların birer kanıtı olan göz çevresinde oluşan kazayağı kırışıklıkların, gözaltı torbalarının, alındaki ve dudak kenarındaki çizgilerin oluşumunu önler.”
DERİMİZ ABLUKA ALTINDA!
İnsan derisi, diğer tüm organlar gibi kronolojik olarak yaşlanır. Bu durum; zamana bağımlı bir süreç olup, kaçınılmazdır. Ancak diğer organlardan farklı olarak deri, doğrudan dış dünya ile karşı karşıyadır ve çevresel hasarın etkisiyle de yaşlanır. İnsan derisinin yaşlanmasında en önemli çevresel faktör de güneşten yayılan ultraviyole ışınlarıdır. Ultraviyole ışınları; üst tabakayı geçerek, derinin alt tabakasındaki yapısal elemanlara ulaşır. Burada birikim etkisiyle kalıcı değişikliklere neden olur.
Derinin yaşlanmasındaki bir diğer önemli çevresel faktör de sigara! Sigara; hem doğrudan cildi etkileyerek, hem de steroid metabolizmasıyla etkileşime girerek, dolaylı olarak etki gösterir. Sigara; serbest radikal oluşumunu uyarır ve güneş ışınlarının yaşlanma üzerine olan etkisini hızlandırır.
YERÇEKİMİNE YENİK ÜSTÜM BAŞIM!
Kısacası; dış etkenler, sigara, güneş ışınları ve stresin etkisi yaşlanmayı hızlandırır. Yaşlanan deride birtakım değişiklikler göze çarpar. Bunlardan en önemlisi; kuruluk, kırışıklık ve lekelerin artmasıdır. Kuruyan deri kırışır, kırışan deri de daha çok kurur ve bu durum bir kısır döngü halini alır. Yaşlanan deri aynı zamanda mat ve soluk bir görünüm alır, elastikiyeti azalır ve tonus (derinin sıkılığı) kaybı olur. Yerçekiminin etkisiyle de zamanla deride gevşeklik ve sarkma oluşur. Bunun dışında deri görüntüsünün bozulmasından kaynaklanan psikolojik problemler; kişinin sosyal ilişkilerini, işlerini, imajını ve sonuç olarak sağlığını etkileyebilir.
Deri yaşlandıkça, dokuların kan dolaşımı ve hücrelerin oksijenlenmesi azalır. Dolayısıyla hücrelere zarar veren serbest radikallerin ortamdan uzaklaştırılması zorlaşır. Yaşlanmanın etkisiyle birlikte DNA’da da bozulma gözlenir. Oysa DNA; hücrenin kopyalanmasını ve genetik materyalin yavru hücrelere geçişini sağlar. Tüm canlılarda aynı kimyasal yapıya sahiptir ve protein sentezini yönlendirir. Bir hücrenin gelişip, yaşamasını sağlayan olayları yönlendirir.
YILLAR DNA’YI DA BOZUYOR
Ancak yaşlanmanın etkisiyle hayati önem taşıyan DNA da zamanla bozulur ve bilgi aktarma, hücrenin kendini yenileme ile onarma yeteneği azalır. Yaşlanma sürecini belirleyen en önemli unsur; iç ve dış faktörlerden kaynaklanan DNA harabiyetidir. Yaşlılarda hücre yenilenmesi ve DNA onarım oranı azalır; böylece deri kanserinin gelişim riski de artar.
Oysa günümüz insanları artık yaşlanmayı sineye çekmek yerine, mücadele etmeyi tercih ediyor! İnsanların yaşam süresinin uzaması, görünüme verdiği önemin artması ile yaşlanma sürecini yavaşlatma ve geciktirme konusundaki çalışmalara sürekli yenileri ekleniyor.
SOMON BALIĞI YAŞLANMAYA KARŞI!
Tüm bu korkutucu süreçlerin önüne geçmek için anti-aging tedavi modelleri geliştirilmiştir. Bu anti-aging tedavi modelleri arasında son zamanlarda başarıyla uygulanan somon DNA’sı ile yıllara meydan okumak mümkün. Cildin yaşlanmasını önleyen mucize bir madde olan Somon DNA’sı ile uygulanan mezolift (yüz gençleştirme) yöntemi kırışıklıkları durduruyor! Günümüzde kırışıklıkların tedavisinde somon DNA’sı ile gerçekleştirilen mezolift yöntemi başarı ile kullanılıyor. Somon DNA’sı; stres, hava kirliliği, sigara, alkol ve güneşin zararlı ışınları ve geçen yılların ciltteki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir tedavi yöntemi. Hayli etkili sonuçlar alınabilen yöntemde; somon sütünden elde edilen ve insan DNA’sına çok benzeyen yüksek polimerize DNA kullanılır.
Somon balığının sütünden elde edilen ve insan DNA’sı ile aynı kimyasal yapıya sahip olan Somon DNA’sı; mezolift yöntemiyle deri içine verildiğinde, cilt kendini yeniler ve gençleşir. Çünkü DNA yüksek oranda su tutucudur; hacminin 10 bin katı suyu tutarak, derinin nem dengesini sağlamaya yardımcı olur. Unutmamak gerekir ki; derinin nemlendirilmesi, kırışıklığın önlenmesinde ilk ve en basit adımdır.
KAZAYAKLARINA, TORBALARA VE ÇİZGİLERE VEDA
Somon DNA’sının, güneşin zararlı UV ışınlarını absorbe etme kapasitesi de çok yüksektir; dolayısıyla güneş ve/veya sigara nedeniyle bozulan ve kuruyan ciltleri tedavi eder, derinin tekrar nemli, canlı ve parlak görünümünü kazanmasına yardımcı olur. Derinin tonusunu ve elastikiyetini artırarak sarkma başlangıcındaki derin kırışıklıkların önlenmesinde de kullanılır. Ciltteki yaşlanmayı geciktirir. Kırışıklıkları tıbbi anlamda tedavi eder. İnce ve kuru ciltlerdeki göz çevresinde oluşan kazayağı kırışıklıkları giderir. Alındaki yılların izlerini gösteren yatay çizgileri hafifletir. Kadınların korkulu rüyası gözaltı torbalarını ve yaşlanmanın belirtisi olan dudak kenarlarındaki çizgileri önlemeye yardımcı olur.
YAZ BİTİMİNDE SOMON DNA’SI İYİ GELİR
Somon DNA’sı; ince ve çok küçük iğneler yardımı ile mikrodolaşımı ve oksijenlenmeyi artıran maddelerle birlikte deri altına enjekte edilir. İşlem ağrısız olup, anestezi gerektirmez. 15-20 dakika süren seans sonrası kişi günlük aktivitesine devam edebilir. Seans aralıkları; kişinin cilt yaşı ve cilt tipine göre ayarlanmakla birlikte genellikle ayda bir veya iki defa uygulanır. Daha sonrasında ise üç ayda bir uygulama yapılır. Bazen cildin ihtiyacına göre kombine tedaviler de uygulanabilir. Somon DNA’sı uygulaması; rahatlıkla diğer tedavilerle birlikte yapılabilir.
İlk seanslardan itibaren deride canlı ve parlak görünüm fark edilmeye başlar, daha sonra zamanla DNA tamiriyle birlikte uzun vadeli kalıcı değişiklikler meydana gelir. Somon DNA’sı özellikle yazın nemli ve sıcak hava ile güneşten dolayı yıpranan cildin yenilenmesi amacıyla; 30 yaşından sonra kırışıklık, kuruluk, sarkma ve lekelenme problemi olan herkese güvenle kullanılabilir. Günümüzde anti-aging amaçlı kullanılan somon DNA’sı; uygun vakalarda, uzman ve deneyimli hekimler tarafından uygulandığı takdirde, son derece başarılı sonuçlar elde edilebilir.