Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA veya Kırım-Kongo Hemorajik Ateş, KKHA) keneler (özellikle Hyalomma cinsi) yoluyla bulaşan, zoonotik enfeksiyona yol açan bir viral hastalıktır. Hayvanlarda hastalığa neden olmayan virüs, insanlarda hastalığa neden olur. Özellikle Doğu ve Batı Afrika’da yaygın olan patojenik virüs Bunyaviridae ailesinin Nairovirüs grubuna bağlı bir RNA virüsüdür. Sendroma ilk kez 1944 yılında Batı Kırım’da rastlanmıştır. Afrika dışında Türkiye dahil birçok Asya ve Doğu Avrupa ülkesinde rastlanmıştır. Sendrom Türkiye’de ilk kez 2002 yılında ortaya çıkan epidemi sırasında tanımlanmıştır.
Enfekte olmuş memelilerde klinik hastalık nadir de olsa, insanlarda çoğunlukla ağır geçer ve mortalite oranı %30’dur. Endemik bölgelerde virüs keneler yoluyla bulaştığı için özellikle tarım ve hayvancılık ile uğraşan kişiler yüksek risk grubundadır.
Epidemiyoloji
Sendromun insanlardaki sporadik enfeksiyonu genelde Hyalomma kenesinin ısırığı nedeniyle olur. Yine de hastalığı bulaştırabildiği bilinen 30 kene türü mevcuttur. Sığır, koyun ve keçi gibi çiftlik hayvanlarının yanı sıra, tilki gibi vahşi hayvanlarda da etken virüse rastlanmıştır. Ayrıca kuşlara ve küçük memelilere de bulaşabilir. Afrika-Avrupa arasında göç yolu bulunan bazı kuşlarda virüse rastlanması kuşların virüsün kıtalararası geçişini sağlamış olabileceği fikrini doğurmuştur.
Enfekte çiftlik hayvanlarının etinin işlenmesi veya yenmesi sonucu insanlarda ortaya çıkabilir. Ayrıca enfekte olmuş kan ve fomitle temasa geçmiş sağlık (hizmeti) çalışanlarında da görülmüştür. Nozomokiyal yol bilinen bir bulaşma yoludur. İnsanlara bulaşmasının yaygın bir yolu da kene ısırığıdır. Bunların dışında enfekte hastalarla temas da bulaşmada önemli bir etkendir.
Bulaştıktan Sonraki Süreç
İlk kene ısırığından itibaren yaklaşık 2 ile 12 gün arasında değişen bir enkübasyon süresi vardır. Hastane kaynaklı enfeksiyonlarda ise (nozokomiyal enfeksiyon) enkübasyon süresi 3 ile 10 gün arasında değişir.
Enkübasyon süresinin ardından grip-benzeri semptomlar görülmeye başlar. Bunlar yaklaşık bir hafta sonra dinebilir. Bununla birlikte hemoraj belirtileri rahatsızlığın ilk 3-5 gününde görülmeye başlar: öncelikle duygudurumda dalgalanma, ajitasyon, zihinsel karmaşa ve boğaz peteşileri. Daha sonra burun kanaması, kanlı idrar ve kusma görülür. Karaciğer şişer ve ağrır. Bunların dışında trombositopeni ve lökopeni laboratuvar bulguları arasındadır. Ayrıca aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT) ve laktat dehidrogenaz (LDH) oranlarında yükselme görülür.
Semptomların ilk ortaya çıkışından 9-10 gün sonra hastalar iyileşme belirtileri gösterir, fakat %30’u rahatsızlığın 2. haftasında ölür.
Teşhis
Kırım-Kongo Hemorajik Ateşinin teşhisi sendroma yol açan virüsün veya virüsün RNA’sının kan ve doku örneklerinden izolasyonunu, virüse karşı vücutta oluşmuş antikorların ve virüs antijeninin varlığının saptanmasını içerir.
Ayrıca teşhisin konması için kullanılacak laboratuvarların biyogüvenlik açısından tam güvenli olması çok önemlidir.
Tedavi
Spesifik bir tedavisi olmadığı için tedavi çoğunlukla semptomatik ve destekleyicidir. Tam kan veya kan içeriklerinin replasmanı (yenilenmesi) uygulanabilir. Ribavirin etkili olabilir.
Henüz bir aşı mevcut değildir. Hastalığı geçirme yoluyla ömür boyu bağışıklık kazanılabileceği bilinmektedir.
Kamu Sağlığı ve Korunma
Bulaşıci hastalık olduğu için Kırım-Kongo Hemorajik Ateşine karşı toplumu bilinçlendirmek ve kamu sağlığı açısından önlemler almak çok önemlidir.
Kenelerin aktif olduğu dönemlerde, örneğin bulaşmanın en sık aracısı olan Hyalomma cinsinin aktif olduğu Nisan ve Ekim aylarında, kenelerin bulunduğu ortamdan halkın kaçınması; kenelerin büyük sayılarda bulunabileceği ortamlarda (örneğin ahırlarda vs.) çalışan kişilerin muayene edilmesi faydalı önlemlerdendir. Yine kenelere karşı önlem olarak keneleri kaçıracak kimyasalların yani repellant kullanılması, açık alanlarda özellikle çok yoğun oldukları noktalara insektisit uygulanması da olası önlemler arasındadır.
Epidemi dönemlerinde kişi üzerinde kene bulursa bunu çıkarmaya çalışmaması önemlidir, uygun bir sağlık hizmeti merkezine (hastane gibi) gitmeli ve keneyi burada uzmanlar çıkarmalıdır.
Hastaların kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Eğer bir temas olmuşsa, temas etmiş kişi dikkatlice gözlenmeli ve belirtiler görülürse mutlaka gerekli müdahalenin yapılmasını sağlamak önemlidir.
Kesimhaneye yollanmadan önce hayvanlardan kenelerin ayrıştırılması yaygın bir uygulamadır. Hasta hayvanların kan ve dokularına doğrudan temasın bulaşmaya yol açabileceği bilinmektedir.
Ribavirin stoklamak da farklı durumlarda yararlı bir önlem olabilir. ABD askeri güçleri Afganistan ve Irak’taki personellerini çeşitli virütik hastalıklara karşı korumak amacıyla ribavirin stokları barındırmaktadır.
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır.