Kına Türk örf ve ananelerinde özel bir yeri olan boyayıcı bir bitki tozudur. En eski tarihlerden beri kınayı hem süslenme, hem de tedavi amaçlı olarak kullananlar vardır. Türk örf ve adetlerinde gelin olan kızın, sünnet olan çocuğun, damadın ve askere gönderilen erkeklerin ellerine kına yakılır. Anadolu’da kadınlar el, ayak ve saçlarına kına yakar.
Kınayı mantar hastalığı tedavisi için el ve özellikle yakanlarında şifa bulduğu söylenir.
Peki bu çok amaçlı toz neyden yapılır, kınanın hammaddesi nedir, kına neden yapılır?
Kına, kınagiller familyasından (Lawsonia inermis) ağacının yapraklarının kurutularak öğütülmesiyle elde edilir. Kına ağacı denen Arabistan’da yetişen ağıcının yaprakları kurutulup öğütülür. Elde edilen kına tozu gerek süs, gerekse şifalı olduğu için kullanılır. Bize en iyi kınanın Arabistan’da yetiştiği zannedilse de kınanın kökeni Kuzeydoğu Afrika’ya dayanır. Kuzey Afrika, Hindistan ve Sri Lanka da büyük kına ğalları olduğu için kına Dünyanın birçok ülkesine oralardan ihraç edilir.
Kına dikenli ve beyaz çiçekli bir bitkidir; yaklaşık 2-3 santim uzunluğunda, sivri uçlu ve esmer yeşil renkli yapraklarından kına tozu yapılır. Bu yapraklarda çeşitli boyar maddeler ve tanen vardır. Toplanıp kurutulan yapraklar öğütülerek, saç, tırnak ve parmakları boyamak amacıyla kullanılır.
İslam dininde de kına yakılmasının sünnet olduğuna inanılır. Bazı hadislerde kadınların tırnaklarına kına yakmaları tavsiye edilir. Böylelikle erkeklerden ayrılacakları belirtilir.
Kızıl, kırmızı renk veren kına tozunun rengi yeşildir. Esmer ve yeşil kına olmak üzere iki çeşidi vardır. Yeşil kınaya katkı maddeleri ilave edilmiştir.