Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, osteoporozun en önemli nedeninin kemiklerin yoğunluğu ve gücünü yitirmesi olduğunu belirterek, “Ortalama her 3 kadından birinde ve her 5 erkekten birinde bu hastalık görülebiliyor. Türkiye genelinde 8 ile 10 milyon arasında osteoporoz hastası olduğu biliniyor” dedi.
Osteoporozun önlenebilen bir hastalık olduğuna işaret eden Prof. Dr. Besler, kemiklerin güçlü olmasında küçük yaşlardan itibaren besinlerle alınan kalsiyumun büyük rolü bulunduğunu, sütün de kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyumun kaynağını oluşturduğunu söyledi.
Prof. Dr. Besler, “Vücuttaki kalsiyumun yüzde 99’unu bulunduran kemik yapısını güçlü tutabilmek ve osteoporoz riskini azaltabilmek için her gün düzenli olarak kalsiyum içeren besinler, özellikle de sağlıklı süt tüketmek gerekmektedir. Eğer çocukluk döneminden itibaren süt içmeyi alışkanlık haline getirdiyseniz ve günde 2 bardak süt içtiyseniz bu hastalığa yakalanma olasılığınız azalıyor. Yetişkin bireylerin her gün 2 su bardağı, çocuk, ergen dönemi gençler, gebe, emzikli ve menopoz sonrası kadınların ise 2-4 su bardağı süt içmeleri gerekiyor” diye konuştu.
Öncelikle yaşam kalitesini etkileyen osteoporozun başlayan ağrılar, değişen vücut biçimi ve yaşanan kırıklar dolasıyla kişiyi bağımlı ve yalnız yaşayamaz hale getirebildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Besler, “Yapılan bir modelleme çalışması, 50 yaşında bir kadının hayat boyu kalçasını kırma riskinin yüzde 17 olduğunu gösteriyor. Kalçasını kıran kadınların 4’de biri bir daha hiç ayağa kalkamıyor” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ SÜT TÜKETİMİ
Osteoporoza karşı koruyan süt ve süt ürünlerinin temel besin grupları arasında yer aldığını, organizmanın büyümesi ve gelişimi için gerekli olan besin ögelerinin tamamına yakınını az ya da çok oranlarda içerdiğini vurgulayan Prof. Dr. Besler, şunları söyledi:
“Bebeklerin doğduktan sonra 6 ay süresince anne sütünden başka hiçbir besin grubuna ihtiyaç duymaması bunun en temel göstergesidir. Günde bir bardak süt içen 6 yaşında bir çocuk protein ihtiyacının yüzde 35’ini, kalsiyum ihtiyacının yüzde 52’sini, B12 vitamini ihtiyacının da yüzde 98’ini karşılayabilmektedir. Ancak Türkiye’de ne yazık ki süt içme alışkanlığı yaygın değil. Türkiye’de kişi başına düşen süt tüketimi yaklaşık olarak 24 litre civarında. Dünya geneline baktığınızda ise bu rakamların 200 litreye ulaştığı ülkeler var. Örneğin İngiltere’de 100, Finlandiya’da ise 139 litre.”
Tüketilen süt miktarı kadar sağlıklı olmasının da önemine işaret eden Prof. Dr. Besler, Türkiye’de tüketilen süt miktarının sadece 10-15 litresinin işlenmiş ve paketlenmiş halde bulunduğunu, geri kalanının ise sokakta satılan açık süt olduğunu söyledi.
Açıkta bırakılma ya da havayla temas sonucu sütün zararlı mikroorganizmalar üretmesinin de hızlandığını ve bu zararlı bakterilerin besin zehirlenmesi, dizanteri, tifo ve brusella gibi hastalıklara neden olabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Besler, “Çiğ sütlerden kolaylıkla insana geçebilen ve gelişmiş ülkelerde çok az görülen bu hastalıklar bizim gibi sokak sütünün fazla tüketildiği ülkelerde daha sık görülüyor. 2005 yılında ülkemizde görülen brusella vakalarının 14 bin 639 olduğu rapor edilmiştir. Bu nedenle de açıkta satılan sütlerin yarardan çok zararı var diyebiliriz” dedi.
OSTEOPOROZA KARŞI BİLİNÇLENDİRME KAMPANYASI
Halkı osteoporoza karşı bilinçlendirmek için Tetra Pak A.Ş. desteğiyle Sağlık Bakanlığı, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği, Osteoporozdan Korunma ve Osteoporozlular Dayanışma Derneği ve Hacettepe Üniversitesi tarafından “Osteoporozdan korunmak için, sağlık için, sağlıklı süt için” kampanyası yürütüldüğünü hatırlatan Prof. Dr. Besler, bu kapsamdaki eğitimlerin bu yıl Ankara, Kütahya, Hatay, Nevşehir, Çankırı, Afyonkarahisar, Isparta, Mersin, Şanlıurfa, Kayseri ve Tokat’ta sağlık ocaklarında başladığını söyledi.
Prof. Dr. Tanju Besler, yıl sonuna kadar devam edecek eğitimlerin hedefinin 2,5 milyon kişiyi uzmanlar aracılığı ile osteoporoza karşı bilinçlendirerek, daha sağlıklı nesiller yetiştirebilmek olduğunu sözlerine ekledi.