Kemik iliği rekonversiyonu nedir?

Kemik iliğinin kan hücrelerinin üretimine katkısı bulunan yaşamsal öneme sahip bir organımızdır. Erişkin bir erkekte yaklaşık 3000 gr, kadında 2600 gr kemik iliği bulunmaktadır. Kemik iliği, oksijenizasyon, bağışıklık ve pıhtılaşma için gerekli olan kırmızı ve beyaz kan hücrelerini ve trombositleri sağlamakla görevlidir. Hücresel ilik

bileşenleri, eritrosit, lökositlerin ve trombositlerin tüm öncüllerinden, yağ hücreleri ve retikulum hücrelerinden oluşmaktadır.

Kemik iliğinin kemik bileşeni, birincil ve köprü görevi gören ikincil trabeküllerden oluşan süngerimsi (spongiyoz) kemikten oluşmaktadır. Bir mineral deposu olan süngerimsi kemik, kemik iliğinin iskeletini oluşturmaktadır. Bu doku aynı zamanda osteoblastik, osteoklastik ve osteositik aktivasyonun bulunduğu yerdir.

Kırmızı Ve Sarı Kemik İliği:

Kırmızı ilik, trabeküler kemik tarafından sınırlanan boşluklara yerleşmiş, hematopoetik açıdan aktif kemik iliğidir. Kırmızı ilik, hematopoetik ilik olarak da adlandırılır. Yapısı yarı sıvıdır. Değişik hematopoetik kök hücrelerini ve onların granülositik, eritrositik ve megakaryositik gelişiminin farklı evrelerindeki öncüllerini kapsamaktadır. Lenfositler, lenf

ve yağ hücrelerinde desteklenir. Kırmızı kemik iliğinin yapısında yüzde 40 su, yüzde 40 yağ ve yüzde 40 protein bulunur. Sarı ilik hematopoetik olarak inaktif olan ya da kan hücresi üretiminde etkili dğildir.

Sarı ilik yağ oranı fazla olan yağlı ilik olarak da adlandırılır. Yaklaşık %15 su, %80 yağ ve %5 proteinden oluşmaktadır.

Kemik iliğinin ana bileşeni yağ hücreleridir. Kemik iliğindeki yağ hücreleri vücudun başka yerlerinde bulunan yağ hücrelerine göre farklıdır. Örneğin yağ hücrelerinin boyutu daha küçüktür. Küçük boyutlarına rağmen kemik iliği yağ hücreleri metabolik aktivite açısından diğerleri ile benzerlikler göstermektedir.

Kemik iliğinin kırmızı ilikten sarı iliğe dönüşümüne kemik iliği konversiyonu denir. Bu durum büyüme ve gelişim sürecinde kesin olarak ispatlanamayan nedenler ile belirli bir düzen içinde fizyolojik olarak  gerçekleşmektedir. Dönüşüm hızı homojen olmamakla birlikte belirli bir düzende ve olabildiğince simetrik olarak gerçekleşmektedir ve normal; patolojik olandan ayırt edilebilmektedir. Doğuma kadar hemen hemen tüm kemik iliği kırmızı (hematopoetik) iliktir.

Doğumdan sonraki ilk haftalar içinde el ve ayak parmaklarında uç falankslarda dönüşüm saptanır. Yaş ile birlikte dönüşüm periferden (appendiküler iskelet) santrale (aksiyel iskelet) doğru, uzun kemiklerde diafizden metafize doğru devam eder. Dönüşüm yaklaşık 25 yaşta tamamlanır ve erişkin formuna ulaşır.

Kaynak Dr. Naime Tuğba Baca