Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur. Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır.
Kekemelik sıkça görülen konuşma problemlerinden birisidir. Kekemelik yaşayan kişi konuşurken özellikle de topluluğa karşı konuşurken çok zorluk çeker. Kekemelik gerçekten kötü bir durumdur.
Kekemeliği değerlendirme;Bir tedavi programı oluşturmak için kekemeliğin şiddetini değerlendirmek önemlidir. Okurken ve konuşurken beliren yinelemelerin, uzatmaların, takılmaların ve değiştirmelerin (bir sözcüğe başlamışken değiştirme) hesaplanmasıyla, akıcılığın boyutlarını belirlemek gerekir. Yetişkin kekemelerin konuşmaları standart soru yanıtlar ve testlerle değerlendirilir. Çocuklarda, anne-babalar ve öğretmenler, çocuğun ev okuldaki konuşma biçimi üzerine bilgi verirler. Çocuğun kendini baskı altında hissettiği durumlar açıkça kavranılmalı ve anne –babayla tedavi uzmanının birlikte alacağı önlemlerle bu duygusu hafifletilmelidir.
Kekemeliğin tedavisi;Kekemeliğin oluşmasında temel etken kekeleme beklentisi ve korku olduğundan, kekemelik tedavisi kişiyi bir bütün olarak ele alır. Kısa sürede kekemelerin konuşma anksiyetelerini yenmek için yararlanılan tedavi yöntemleri vardır. Ama kalıcı bir tedavi kekemeye konuşmasını nasıl “denetleyeceğini” öğrettiği gibi, kendine bakış açısını değiştirmesinde yardımcı olmayı da amaçlar. Tedavi, kekeme kişi iyileşmek için kendisi de çaba gösterirse başarılı olabilir.
Akıcı konuşmayı öğrenmede en çok kullanılan yöntem, konuşma hızının yavaşlatılması ya da sözcüklerdeki seslerin uzatılmasıdır. Bütün kekemeler, konuşmalarını denetlemeleri için yeterli süre verilirse, akıcı biçimde konuşabilirler. Bu, onların, sözcüklerden çok herkes gibi cümlelerle konuşmalarını da olanaklı kılar. Bir uzman terapistin kılavuzluğunda konuşma denetimlerini attırdıklarında konuşma hızlarını da normal sayılan hıza ulaşıncaya kadar artırmayı becerirler. “Akıcı konuşma programları” genellikle çocuklara uygulanır; çocuklar önce tek bir sözcüğü duraklamadan söylemeyi öğrenirler; ardından iki—üç sözcük söyler, sonra da normal konuşabilirler. Kekemeler aynı zamana, iyi konuşmacı rolünü de benimsemek zorundadırlar. Dolayısıyla tedavinin bir parçası olarak, gerçek dünyada akıcı biçimde konuşmayı denemeleri gerekir. Bu, aşamalar halinde, az ürkütücü durumlardan başlayarak bir dizi konuşma yapmayla gerçekleşir. İlk başta kekemeye terapist eşlik eder, ama bir süre sonra yalnız başına konuşma yapabilecek hale gelir. Bir kez başarılı konuşan kişinin güveni yerine gelecek ve konuşmasındaki akıcılık gelişecektir. Akıcı konuşmayı öğrendikten sonra “geriye” dönüşler olabilir. Bunların sürekli ve kalıcı olmadıklarını bilmek önemlidir. Önemli olan, kekemenin alıcı konuşmadaki istek ve ısrarıdır.