Günlerden bir gün Zeus, oğlu Hermes ile kılık değiştirip, Olimpostan aşağı inerek, ülkemiz topraklarında yer alan eski Frigya bölgesinde( Ege bölgemizin iç kısımları,Güney Marmara ile İç Anadolu Bölgemizin batısı arasında kalan eski yerleşim alanı) dolaşmaya çıkmışlar. Amaçları insanları sınamak, birbirlerine karşı yaklaşımlarını ve sahip oldukları zenginlikleri nasıl değerlendirdiklerini daha yakından görmekmiş. Bu iki yolcuya kimse gereken ilgiyi göstermemiş, güleryüzle davranmamış, misafir olarak kabul etmemiş, selam bile vermemişler. Sadece yaşlı Philemon ve karısı Baucis kıt kanaat geçinmelerine karşın onları evlerine davet ederek, dostça karşılamışlar. Kim olduklarını bilmeden, bu değerli misafirlerin önlerine sıcak çorbalarını getirmişler, sofralarını paylaşmışlar. İki misafir zengin komşularının soğuk ve umursamaz davranışlarına karşın, parasal açıdan yoksul, ancak sevgice varsıl bu iki güzel insanın içten ve şirin davranışları karşısında çok etkilenmişler. Zeus ve Hermes “ bizler ölümsüzlerdeniz, siz ölümlülerin arasına girerek sizleri sınavdan geçirmek istemiştik. Bu sınavı sadece siz kazandınız. Diğerleri ise bencillikleri, taşkalplilikleri ve saygısızlıkları nedeniyle bu sınavı kaybettiler. Tabii ki sapla samanı ayıracağız. Biz şimdi gidiyoruz , siz ikiniz de bizim ardımızdan gelin” demişler. İki yaşlı insan bu sözler karşısında şaşkına dönmelerine rağmen, bu iki yabancıyı izleyerek, düşe kalka dağ yolundan yukarıya çıkmaya başlamışlar. Bir parça soluklanmak için durdukları anda,büyük bir gürültü ile yerlerinden sıçramışlar. Sesin geldiği yöne baktıklarında daha önce evlerinin bulunduğu toprakların su altında kaldığını, evlerin yıkıldığını, insanların ne olduğunu anlayamadan boğulduğunu üzüntü içinde görmüşler. Bir süre sonra baraka şeklindeki kendi evlerinin, mükemmel bir yapı haline geldiğini görmüşler. Zeus bu yardımsever insanlara dileklerini sormuş. Onlar da doğup büyüdükleri topraklardan uzaklaşmak istemediklerini, bu kutsal yapının koruyuculuğundan başka bir şey istemediklerini ifade etmişler. Zeus da bu dileklerini kabul etmiş. Aradan geçen yıllar boyunca birbirine sevgi ile davranmaya devam eden bu iki insan doğal olarak daha da yaşlanmış. Philemon gençliklerinden bu yana yaşadıkları tatlı anılardan bahsederken, karısı Baucis’in yüzü, elleri ve tüm vücudunun değişerek, saçlarından yaprakların, parmaklarından dalların, ayaklarından da köklerin çıktığını görerek hayrete düşmüş. Aynı görüntüyü Baucis de sevgiyle bağlandığı kocası Philemon da görmüş. Birbirlerine gülümseyerek, veda etmişler aynı anda , birbirlerinden ayrı kalmadan tam bir ağaca dönüşmüşler. Baucis sıcak kış günlerinde içimizi ısıtan ıhlamura; Philemon ise gölgesinde sıcaktan korunduğumuz meşe ağacına dönüşmüş. Ve insanlara faydalı olmaya devam etmişler.
Sevgili dostlar, atalar “iyilik yap, denize at, balık bilmezse, halik bilir” demişler. Aslına bakacak olursanız insanlar zayıf yaratıklardır. Hepimiz bir başkasına çeşitli nedenlerle gereksinim duyarız. Her din insanlara yardımlaşmayı ve sevgiyle yaklaşmayı öğütlemiştir. Başkalarına yardım ederek kendinizle gurur duyabilir , onların gözlerindeki sevgi ışıltılarını kendi gözlerinize de kopyalayarak, dünyaya daha farklı bakmaya başlayabilirsiniz. Bu şekilde çevrenize yaydığınız pozitif enerji ile hem daha çok sevilecek, hem de negatif enerji yükünden uzaklaştığınız için daha genç kalacak ve sağlıklı olacaksınız.
Empati kişinin kendisini başkaları yerine koyabilmesi, onların neler hissettiklerini anlayabilmesi ve ona uygun bir şekilde davranabilmesidir. Kişilik bozuklukları durumunda empati sorunu yaşanmaktadır. Kişiler ne olursa olsun, kendilerinin haklı olduklarını düşünür ve karşılarındakini suçlu ya da hatalı bulurlar. Bu nedenlerle çevrelerindekileri incitir ya da hoşgörü ile yaklaşamazlar. Çevrelerindeki maddi ve manevi her şey, sadece kendileri içindir. Bu davranışlar aile içinde öğrenilerek, nesilden nesile aşılanır. Arkadaşlar arasında benzer şekilde yerleşerek, ortak bir bakış açısı halini alır. Sonuçta toplum kirlenir, çürümeye başlar. Çocuklarınızın ve torunlarınızın daha sorunsuz yaşaması, mutlu ve onurlu olması için herkes kendini düzeltsin, yarın artık bugündür. Hepimizin empatimizi günden güne geliştirerek , daha sempatik bir toplum haline gelebilmemiz dileklerimle, sevgiyle kalın