Karaciğer Hastalıkları
Sarılık çok bilinen bir karaciğer hastalığıdır. Bu hastalık daha çok virüs enfeksiyonu veya safra kanalının taşla tıkanması sonucu olur. Böylece ölü eritrositlerden oluşan hemoglobinin yıkım maddesi olan “BİLURİBİN” kana geçer. Bu sarı kahverenkli safra maddesi, az miktarda, sağlıklı insanda da görülür; ama karaciğerde “GLUKURAN ASİDΔne bağlanır. Böylece zehirsiz hale gelip suda çözünür. Bilirubin-glukuronidin (=B-G) sağlıklı insanda 100 mi ürinde, 0,5 mg’ın altındadır. Eritrosit yıkımının artması veya karaciğer hastalığında ürinde (B-G) görülür. Karaciğerin, bilirubin ve glukuron asidi için, bağlama kapasitesi artınca, serbest bilirubin kanda ve hatta idrarda görülür. Deri ve gözde birikerek sarı bir renk yapar. Özellikle virüs enfeksiyonuna bağlı olan sarılığın erken döneminde bilirubinin idrarda bulunması, zamanında tedaviye başlanmasını sağlar. Tedavi için virüslere karşı, bir antikor olan BETA GLOBULİN yüksek dozda kullanılır.
Hepatit denince karaciğerin iltihabi hastalıkları akla gelir. Bu hastalıklarda safra renk maddesinin kanda artması sonucu “SARILIK” oluşur. Hepatit-A’da olduğu gibi, çoğu kez hepatit hastalığına virüsler yol açar. Bu hastalığa bir RNA-virüsü yani (HAV) neden olur. Hastalık daha çok hastadan doğrudan doğruya, çeşitli yollarla veya iyi yıkanamamış enfeksiyonlu besin maddesi, örneğin midye ile geçer. Hastalık genellikle zararsız seyreder ve yaşamboyu bağışıklığa yol açar. Klinik olarak, özel virüsün antikoru saptanabilir.
Sindirim yoluyla geçen A virüsü çok zaman tehlikesizdir. Serumda antikorların belirlenmesiyle kendini belli eder. B, C ve D virüsü hepatidleri kan nakli yolu ile veya cinsel temasla geçer ve sirozla son bulur. Siroza fazla içki tüketimi yol açabilir. Alkol karaciğer hücrelerinin yağla dolmasına (steatoz) neden olur. Karaciğer hücrelerinin bozulması değişik boydaki nodüllerden oluşan bir fibroza yol açar.
Karaciğer hücrelerinin kanserleşmesi, siroz yüzünden olur. Bunların tedavisi sınırlıdır. Karaciğer kanseri, çok nadiren safra hücrelerinden ve karaciğer içi damarlardan kaynaklanır. Karaciğerin kronik rahatsızlığına “SİROZ” denir. Genellikle uzun süre alkol içme ve tekrarlanan karaciğer iltihaplanması sirozu yapar. Burada her seferinde daha çok olmak üzere karaciğer hücrelerinin yerini bağ doku hücreleri alır ve karaciğer işlevini yerine getirmez.
İdrardaki bilirubin, test şeritleri kullanılarak tesbit edilir. Bilirubin bir diazonyum tuzuna bağlanır, böylece kırmızı viyolet bir renk oluşur. Rengin açık veya koyu oluşu bilirubinin yoğunluğunu ifade eder.
Safra Kesesi ve Safra Yolları
Safra kesesi, safra denen öd suyunu depolar. Bu safra suyu, yemek sırasında onikiparmak bağırsağına boşaltılır ve yağların sindirimini kolaylaştırır. Safranın önemli kısmı, safra yoluyla, bileşik karaciğer kanalı ve koledoka depolanmak üzere safra kesesine dolar. Bu safra sindirim sırasında dödenuma açılan koledok kanalına akar.
Safra taşları, genelde kesede oluşan; ama safra yollarıyla karaciğer içine de göçebilen taşlardır. Yaşlılık, şişmanlık, aşırı kalorili beslenme ve bazı ilaçlar taşların oluşumunu hızlandırır. Taşlar yemeklere bağlı olarak karın ağrıları, karaciğer koliği ve kesenin iltihaplanmasına yol açabilir. Bazen taşlar kese kanserlerine de neden olabilir.