“Türk halkı kanserin farkında değil”
Dünyanın en önemli kanser kongrelerinden birine ev sahipliği yapan ve bu yılki çalışmalarını, ‘Farkındayız, kanseri yeneceğiz‘ sloganıyla yürüten Prof. Tuncer, “Tam farkındalık oranımız yüzde 3. Maalesef Türk toplumu kanserin henüz farkında değil” dedi.
Dünya çapında önemli kanser önleme organizasyonlarından APOCP’nin (Asya Pasifik Kanser Önleme Organizasyonu) iki senede bir düzenlediği uluslararası kongre, bu yıl Ulusal Kanser Haftası’nda Türkiye’de yapıldı.
Tüm kanser olgularının yüzde 60’tan fazlasının görüldüğü Asya Pasifik bölgesindeki kanser vakalarını kontrol altına alabilmek amacıyla gerçekleştirilen kongreye, 72 ülkeden yaklaşık 1500 bilim insanı katıldı.
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı ve aynı zamanda APOCP Dünya Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, bugün sona eren kongreyi ntvmsnbc’ye değerlendirdi, “Bu kongre, Türkiye’nin kanserle mücadelesine ne kazandırdı?” sorusuna cevap verdi.
“Türkiye kanser kontrolünde kendi modelini tanıttı, bir cümle ile kongrenin özeti bu. 72 ülke bu kongrede Türkiye’nin kanser kontrol programını alkışladı” diyen Prof. Tuncer, kanserle mücadelede Türkiye’nin bir çok ülkeye örnek olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
TÜRKİYE KANSER KONUSUNDA BİRÇOK ÜLKENİN ÖNÜNDE
“Türkiye, Kanser önleme politikasında ülke gerçekleri ve belirleyicilerin nasıl bir değişime uğratılarak model yapılacağının örneğini verdi. Mesela; Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezleri, yani KETEM’ler. KETEM, bir Avrupa projesidir ama ilk kez Türkiye’de başlamıştır ve bu konuda dünyaya da model oluyoruz. Tabii kanser konusunda çok eksiğimiz ve yapılacak çok şeyimiz var ama tedaviye erişim, ilaç ödemeleri ve tarama programları gibi konularda da Türkiye, birçok ülkenin önündedir.”
Bu tür uluslararası organizasyonların ülkemizde kanser farkındalığının artmasına destek olacağını belirten Tuncer, kanserin önlenebilir ve üstesinden gelinebilir bir hastalık olduğuna vurgu yaptı ve bu yıl kanser bilgilendirme çalışmalarını, “Farkındayız, kanseri yeneceğiz” sloganıyla hızlandırdıklarını söyledi.
GERÇEKTEN FARKINDA MIYIZ?
Peki, “Türk halkı kanserin gerçekten farkında mı ya da ne kadar farkında?” Prof. Murat Tuncer’in cevabı:
“Biz, “Sigara kullanmama, sağlıklı beslenme, fiziksel aktiviteyi artırma ve düzenli kontroller gibi basit kurallarla bu hastalık hayatımızdan uzak tutulabilir, farkındayız, kanseri yeneceğiz” dedik. Yaptığımız çalışmalarda, “Türkiye’de sizce en önemli hastalık nedir ve gelecekte ne olacaktır?” diye sorduğunuz zaman halkımızın yüzde 90’ı “kanser” diyor. Zaten artık 2010 yılı itibariyle dünyada birinci ölüm nedeni kalp hastalıkları değil, kanserdir. Bütün dünyada kalp ve damar hastalıkları ikinci sıraya düştü, kanser birinci sıraya geldi. Farkındalığı ölçmek için yaptığımız çalışmalarda da kanser hep birinci sırada çıkıyor. “Neler kanser yapar?” diye sorduğumuz zaman da sigara ve alkol konusunda bilinç fena değil. Ancak, “Kanseri engellemek için ne yapmamız lazım?” diye sorduğumuzda, “Beslenmemizi düzeltmeliyiz” diyorlar. “Sigara içmemeliyiz veya bırakmalıyız” diyenlerin oranı ise sadece yüzde 20.
Türkiye’de tam farkındalığı ölçecek olursak, kanser konusunda bilinçli bir yaşam tarzı gelişterecek farkındalık oranı sadece yüzde 2-3’tür. Yani maalesef henüz farkında değiliz, o yüzden biz bunu öne çıkarıyoruz ve “Farkındayız, kanseri yeneceğiz” diyoruz.
Prof. Dr. Murat Tuncer
KANSERİN SONUNU GETİRECEK ÇALIŞMALAR VAR
Prof. Murat Tuncer, APOCP kongresinde, öne çıkan ve en dikkat çeken konulardan birinin de kanser kök hücresine yönelik çalışmalar olduğunu söyledi. Tuncer’e göre, kanserin kök hücresine ulaşılabilir ve yapısı tanımlanabilirse, kanser hücrelerine daha oluşmadan darbe indirilecek, bu da kanserin sonu olacak.
“Bu konuda yepyeni bir görüş var, kongrede kanserin patogenezi tartışıldı ve kanser ana hücresi üzerinde duruldu. Yani her hücrenin bir ana hücresi, stem cell’i var ya, kanserin de kendi stem celli var. Doğarken hatta doğmadan önce hepimizde bulunuyor. Kongrede işte bu kök hücrenin gelişimi ve bu konuda neler yapılabileceği konuşuldu. Bu çok önemli bir yolun başlangıcı olacak. Çünkü eğer kanserin kök hücresinin tarifi bulunur, biz de bu hücreye ulaşabilirsek, o zaman insan daha doğmadan, vücudunda kanser oluşturacak bu kök hücresi yok edilir ve kanser oluşumu engellenir.”
BİZ TOPLUM BAZLI TARAMA YAPIYORUZ
Son günlerin, taramaların ölüm oranlarında önemli bir değişikliğe neden olmadığı yönündeki tartışmalı konusuna da değinen Prof. Tuncer, kanserin sıfır evrede yakalanmasına imkan tanıyan bu programların hem organ hem da hayat kurtarıcı olduğunu söyledi.
“Tarama, kişinin hiç bir şikayeti olmasa bile kanser açısından tetkik edilmesidir. Tarama yapılan üç kanser var; meme, rahim ağzı ve kolon kanserleri. Bunların dışındaki kanserlerde taramanın bir etkinliği yoktur. Biz, hiç bir şikayeti olmayan, 50 yaş üstündeki her kadına mamografi çektiriyoruz. Çünkü daha sıfır evredeyken kanseri yakalamak istiyoruz. Amerikada böyle değil ama Avrupa’da böyle. Avrupa’da toplum bazlı tarama yapılıyor, biz de öyle yapıyoruz.
KADINLAR KETEM’İ BİLMİYOR
Birçok kadın henüz KETEM’lerin varlığından haberdar değil. Türkiye’de bugün her ilde bir KETEM yani Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi var. Hiçbir riski ve şikayeti olmayan kadınlara 50 yaşından sonra iki yılda bir ücretsiz mamografi çektiriyoruz. Eğer ailede genç yaşta meme kanseri varsa daha dikkatli olmak gerekir ve 40 yaşından önce de mamografi çektirilebilir.
50 yaşından önceki kadınlar için mamografi çekmiyoruz ama ailesinden meme kanseri varsa önce muayene edip, ultrason çekiyoruz. Şüpheli durumlarde mamografiye yönlendiriyor ve ayrı bir protokol uyguluyoruz. Rahim ağzı kanseri açısından da yılda bir kez mutlaka smear testi yapılmasını öneriyoruz.
Son günlerdeki tartışmaya gelince, Çin taramayı bıraktı, çünkü Çin’in tarama programlaının mortaliteyi, yani kanserden ölüm oranlarını etkilemediği ortaya çıktı. Ama bizim pilot çalışmalarımızda taramanın mortaliteyi düşürdüğü gösterildi. Bizdeki pilot çalışma olduğu için henüz çok kesin bir şey söylememek lazım. Yalnız şunu söylemek gerekir ki geçen yıl KETEM’lerde yapılan tarama programlarında 600 kadına sıfır evrede meme kanseri tanısı koyduk. Yani 600 kadının hayatı kurtuldu.”
NTVMSNBC