Kalıcı hale gelen ve çoğunlukla kanser hastaların da görülen ağrıların ”kronik ve dayanılmaz ağrı” olarak adlandırıldığını, bunların genellikle kişilerin yaşam kalitesini düşüren bir nitelik kazandığını ifade eden Doç. Dr. Özbek, ”Ancak bu ağrılar kader değil. Kanserden kaçış yok, ancak gelişen tıp sayesinde verdiği dayanılmaz ağrıları dindirmek mümkün” dedi.
Her kanser hastasının ölümü adeta ensesinde hissettiğini, bu yüzden sürekli endişeli olduğunu belirten Doç. Dr. Özbek, şöyle devam etti:
AMAÇ YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK
”Aslında hastanın bu kadar karamsar davranmasındaki en önemli unsur, çektiği ağrılardır. O nedenle kanserden kaçışı olmayan hastalarımızın ağrılarını gelişen tıp imkanlarıyla dindirmeye çalışıyoruz. İşte buradan hareketle kanser ağrılarını tıp imkanlarıyla gidererek hastanın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışıyoruz.”
Hastalara, ağrı kliniklerine başvurmayı önerdiklerini bildiren Doç. Dr. Özbek, ”Ağrı kliniklerinde, hastaların ağrılarının hangi sıklıkta olduğu, hangi nedenle olduğu, ağrıların gece uykusunu bozup bozmadığı, gün içerisinde rutin hareketlerini engelleyip engellemediği sorgulanıyor ve buna göre bir tedavi programı hazırlanıyor” dedi.
Programın uygulanması sırasında sonuçların sürekli incelendiğini bildiren Doç. Dr. Hayri Özbek, şöyle konuştu:
İLAÇLAR BAĞIMLILIK YAPABİLİR AMA…
”Burada temel olarak birkaç ilaç kullanıyoruz. Birincisi basit aspirin gibi ilaçlar. İkinci grupta ise morfin ve benzeri ilaçlar var. Asıl olarak kansere bağlı olan şiddetli ağrılarda bu daha önemli grup oluyor. Bu noktada ne yazık ki ülkemizde bu ilaçların bağımlılık yapabileceği yönünde endişe var. Yapabilir mi? Evet yapabilir. Ama kanser hastalarında bu ihtimal çok düşük. O nedenle korkmaya gerek yok. Ayrıca bu ilaçların bazı yan etkileri olabilir, bulantı ve kusma gibi. Ama biz aldığımız önlemlerle bu yan etkileri de kontrol altında tutabiliyoruz.”
Doç. Dr. Özbek, kanserde ağrı çekmenin kader olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Ağrı klinikleri bugün bu tür hastaların çok rahatlıkla yanında olur ve sorununa çözüm bulur. Bu ilaçlara bağlı olarak veya girişimsel olarak olabilir. Ama Türkiye’de ağrı bilim dalının yeterince bilinmemesinden dolayı, ağrılar hastanın yaşam kalitesini düşürüyor.”