Kalp ve Kan Dolaşımı
Birçok hayvanın kanı, kaslı bir yapı olan “KALP” tarafından “KAN DAMARLARF’na pompalanır. Kalbin büyüklüğü sahibinin sıkılmış yumruğunun birbuçuk misli kadardır. Kansız ağırlığı, vücut ağırlığının % 0,5’i kadardır. Bu da erişkinlerde 300-350 gr ve hacim olarak ortalama 780 ml’dir. Ağır işlerde çalışanların ve sporcu-larınki ise daha iridir. Yuvarlak bir küreyi andıran kalp, diyaframın üstünde, üçte ikisi göğüs kafesinin solunda üçte biri sağında olacak şekilde yerleşmiştir. Ucu 5. kaburga ile 6. kaburga arasına kadar uzanır Omurgasız hayvanların çoğunda, örneğin böcek ve yumuşakçalarda kan damarlarının ucu açık olduğu için kan, vücut dokusunun ara bölmelerine serbestçe akar. Burada kan dokuyu direkt olarak besler. Bu duruma AÇIK DOLAŞIM denir
Omurgalı hayvanların kalbinden atardamar(=ARTER)lar çıkar. Arterlerin çeperleri çok yüksek basınca bile dayanacak güçtedir. Atardamarlar ince çeperli ve daracık kılcal (=KAPİLLER) damarlara dallanır. Burada madde değişimi kan ve doku arasındadır. Kılcal kan damarları, toplar (=VENA) damarlarda birleşir. Bunlar kanı kalbe geri götürür. Eğer kan izlediği yolun bütününü damarlarda tamamlarsa burada “KAPALI KANDOLAŞIML’ndan söz edilir.
Kapalı kan dolaşım sistemi, besin maddelerini daha hızlı naklettiği için açığa göre daha iyi çalışır.
Omurgalı Hayvanların Kan Dolaşım Sistemleri
Kuş ve memeli hayvanların vücut sıcaklığı ortama göre değişmediğinden (=HOMOİOTERMAL) bunlar her türlü koşulun hüküm sürdüğü bölgelerde bile rahatça yaşar. Bu durum homoiotermal canlıların kan dolaşım sisteminin daha verimli çalışmasıyla ilgilidir. Balık, kurbağa ve sürüngenlerdeki kan dolaşım sistemleri daha basit olduğu için, bunların vücut sıcaklıkları ortamın sıcaklığına göre değişir(=POİKİLOTERMAL).
Kemikli balıkların kalbi bir ön, bir de kalp karıncığından oluşan “S” şeklinde bir boruyu andırır. CO, içerikli, oksijence fakir balık kanı ön karıncık tarafından emilir ve kalp karıncığı vasıtası ile solungaç atar damarına pompalanır. Bu kan oradan 4 çift solungaç arterine (=arter yayı) ve oradan da solungaç kılcal damarlarına girer. Buradan oksijence zenginleşen kan çifter olan aort köküne ve daha sonra en büyük atardamara (=AORTA) geçer. Aort kanı tekrar vücuda taşır. Bu şekildeki dolaşıma “BASİT DOLAŞIM” denir. Kalpte sadece kirli kan (=oksijence fakir kan) bulunur
Kurbağalarda, karasal yaşama geçişe bağlı olarak, solungaç ve akciğer solunumu değişir. Erişkin kurbağalarda kalp, kanı evrimsel olarak solungaç arterinden kökenlenen akciğer arterine pompalar. Akciğer toplardamarı, gaz değişiminden sonra kanı kalbe götürür. Kalp bu sefer kanı büyük atardamara yani “AORTA”ya pompalar. Görüldüğü gibi akciğer kan dolaşımı vücut kan dolaşımından ayrıdır. Bu durumda “ÇİFT KAN DOLAŞIMI’ndan söz edilir. Kalpde akciğerden gelen oksijence zengin kan, vücuttan dönen kirli, yani oksijence fakir kanla karışır.
Sürüngenlerde de oksijence zengin ve fakir kan karışıktır. Bunlarda kalp bir zarla kısmen iki bölüme ayrılır. Hatta bu ayrılış timsahlarda tamamen gerçekleşmiştir
Kuş ve memeli hayvanlarda kalbi ikiye bölen duvar tamdır. Yani kalp iki bölüme ayrılır. Kulakçıklar üst bölümde karıncıklar alt bölümde yer alır. Kulakçıklar toplardamardaki kan akışım düzenler. Vücutta dolaşmakta olan kan karışık değildir ve oksijence zengin kan organlara gönderilir