Kalp Spazmı nedir?
Kalp krizinden başka bir de kalp spazmı var. Bu ikisi farklı şeyler mi?
Spazm halk arasında krizin daha hafif olduğunu belirtmek için kullanılıyor. Hekimler arasında ise damarın büzülmesini anlatmak için ifade edilir. Kalp krizi, enfarktüs dediğimiz durum, kalp adalesini besleyen damarın tamamen tıkanması sonucu adaleye hiç kan gidememesi sonucu oluşuyor. Damar sertliği sonucu bu damarlarda oluşmuş yağ plağı yırtılıyor, çatlıyor, bunun üzerinde oluşan pıhtı damarı tıkıyor, bu tıkanma süresince kan gidemediği için kalp adalesi hasar görüyor. Spazm ise pıhtı oluşmasından çok damarın büzülmesi. Darlıkların üzerinde olduğu gibi çok daha seyrek olarak tamamen normal damarlarda da olabiliyor. Biz kendi tanımlarımızda spazmı bir tanı olarak nadiren kullanıyoruz, enfarktüsleri daha yaygın veya daha küçük olanlar olarak sınıflıyoruz.
Hocam, yanı spazm krizin habercisi olabilir mi? Kalp Spazmı Belirtileri
Spazm kelimesi hastalarla konuşurken enfarktüsün daha hafif geçtiğini vurgulamak için kullanılıyor. Küçük krizlerin bir bölümü, tamamlanamamış krizler oluyor. Kalp adalesinin kansız kalma süresi kısa olmuşsa, fazla bir hasar kalmadan tekrar damar açılmışsa bu durum atlatıla-bilir. Ama tekrarlama riski yüksek. Anjiyografi yaparak bunu anlıyoruz.
Kişi diyelim ki kalp krizi geçiriyor, apar topar hastaneye yetiştirildi. Acil serviste bu kişiyi neler bekliyor?
En başta elektrokardiyografi (EKG) çekilir ve kalp adalesindeki hasarı gösteren bazı kan incelemeleri yapılır. Eğer olanak varsa, hasta krizin başlangıcında başvurmuşsa, hastaya hemen koroner anjiyografi yapılıp, tıkalı damar balonla açılabilir. Eğer balon yapılamıyorsa, pıhtı eritici ilaç verilir ve bu şekilde hasar azaltılmaya çalışılır.
“Zaman kaybı = kas kaybı”
Ben şunu anlıyorum anlattıklarınızdan; hastaneye zamanında başvurmak hayat kurtarıyor öyle mi?
Kesinlikle! Hastaneye göğüs ağrısı başladıktan çok kısa süre içerisinde başvurulması çok önemli. Müdahalede ne kadar geç kalınırsa o kadar fazla kalp kası zarar görür. Onun için “zaman kaybı = kas kaybı” diyoruz.
Böylesi hayati bir konuda insanlarımızın bilinç düzeyi nedir?
Sağlık sistemimiz, halkımızın eğitimi yetersiz olduğu için insanlar bazen umursanmayabiliyorlar, ağrı da hafifse geçmesini bekliyorlar. Hastanın gece göğüs ağrısı oluyor, “Sabah olsun öyle doktora giderim” diye düşünebiliyor. Halbuki ağrı başladığında gelse, erken başvursa, erken müdahale edilip, krizin kalbe vereceği hasarı azaltmak mümkün olacak.
Kalp Spazmı Nasıl Olur
Gazetelerde okuyoruz, televizyon haberlerinde görüyoruz. Yakın zamanda çok sayıda futbolcunun başına geldi. Kişi bir gün önce turp gibi. Futbol oynuyor, koşuyor, sporunu yapıyor. Sağlık kontrolleri de çok iyi çıkmış. Bir bakıyoruz, ertesi gün kalp krizi geçiriyor. Bu nasıl oluyor?
Kalp damarlarının tıkanmasına bağlı kalp krizlerinin çoğu, damarı şikayet yapacak kadar daraltmayan küçük yağ plaklarının yırtılmasıyla oluşuyor. Bir damarınızda damarı yüzde 30-40 daraltan bir yağ plağı var. Günlük yaşantınızda herhangi bir şikayete sebep olmuyor, ama bu yüzde 30-40’lık plak yırtılıp, birdenbire o damarı bir pıhtıyla tıkayabiliyor. Onun için bir gün önce hiçbir şikayetiniz yokken, ertesi gün kriz geçirebiliyorsunuz. Tabii bu kalp damarlarının tıkanmasıyla ilgili bir durum. Bunun dışında başka türlü kalp hastalıkları da var. Kişi daha önce bir kontrolden geçmemişse, doğuştan bir kalp hastalığı olabilir, buna bağlı da ani ölüm olabilir. Bunlar da bazen kalp kriz olarak niteleniyor. Kalıtsal bazı hastalıkları sonucu ağır ritim bozukluklarına eğilimli kişiler var, onlarda da ani ölüm oluyor. Bir de beyin damarlarındaki hastalıklara bağlı olan ani ölümler var.
Kişiyi kalp krizine kadar götüren plaklardan bahsediyorsunuz. Bunun başına neler açabileceğini hasta anlamasa bile siz anlayamaz mısınız? Belki o zaman kişiyi riskten kurtarabiliriz, değil mi?
Şimdi olay yine risk faktörlerine geliyor. Kişinin damar sertliğine yol açan risk faktörleri ne kadar fazlaysa, bu şekilde yırtılmaya eğilimli, hassas plaklarının sayısı o kadar fazla oluyor. Sigara içiyorsa, kolesterolü ve tansiyonu yüksekse, kilosu fazlaysa, şeker hastasıysa bu kişide böyle yırtılmak için bekleyen çok sayıda plak olduğu neredeyse kesin. Ama daha orta riskli kişilerde, 2-3 risk faktörü olanlarda plak olup olmayacağı genetik yapıya da bağlı. Ne yazık ki bugün için bunu pratik olarak ortaya koyacak bir yöntem yok elimizde. Çok kesitli bilgisayarlı tomografiyle yapılan koroner anjiyografi gibi görüntüleme yöntemleriyle bile plakların tümünü göremeyebilirsiniz. Gördükleriniz de yırtılmaya eğilimli plak mı değil mi kesin olarak anlayamazsınız. Halen önemli araştırma konularından birisi bu: Hassas plakları nasıl belirleyebiliriz?
O zaman darlık, bir ipucu vermiyor galiba. Oysa insanlar birbirine, “Benimki yüzde 70 tıkalı. Seninki yüzde 30 tıkalı” deyip, bunu sohbet konusu bile yapıyorlar.
Damarın tıkanma derecesi hastada şikayet oluşup oluşmayacağını belirler. Yüzde 70-80 bir darlığınız varsa, eforla göğüs ağrısı olur, buna karşılık yüzde 30-40’lık bir darlık sizde hiçbir şikayet yapmaz. Yüzde 50’yi geçtikten sonra plakların damarı daraltma derecesi, şikayet yapmaya başlar. yüzde 50’den daha az olan darlıklar ise hiçbir şikayet yapmaz.
Kalp Spazmı Tedavisi
O ilk kriz için hep “Öldürücü” derler. Bu doğru mu? ilk kriz, hakikaten öldürür mü?
Krizlerin önemli bir bölümünde, aşağı yukarı yüzde 40’ında hasta hastaneye getirilmeden kaybediliyor, hastaneye ulaşamıyor. Daha sonra bir bölümü hastanede hayatını kaybediyor, bir bölümü de hastaneden çıktıktan sonraki dönemde. Daha önce bir kriz geçirenlerin durumu daha kötüdür, daha önce geçirdikleri kriz kalplerinde hasar bırakmıştır. Kalp adalesi daha yorgundur. Dolayısıyla ikinci bir kriz geçirdiğinde, o kişinin hayat beklentisi daha az olur.
Hastaneye ulaşamadan ölenler ya da hastaneye ulaştığı anda acil serviste kalbi duranlar. Duran kalbi yeniden çalıştırıyorlar. Bunun için ne kadar zamanı var doktorların?
Çok kısa bir zaman. Beyin ölümü gerçekleşmemesi için kalbin durduktan 3 dakika içerisinde yeniden çalıştırılması gerekiyor. Daha sonra kalbi çalıştırsanız bile, beyin ölümü gerçekleşebiliyor.
Çok az bir zaman…
Evet.
Geçirilen her kriz, hayatta kalan kişinin ömründen götürüyor mu?
Krizin ağırlığına bağlı. Geniş bir yelpaze kalp krizleri. Bunların içerisinde çok küçük olanlar var, hasar bırakmayanlar bile var, ama bazıları çok ağır olabiliyor, çok hasar bırakan, kalp adalesini çok etkileyen krizler var. Tabii bunlar daha fazla etkiliyor kişinin yaşam beklentisini.
Bu kişilerin aileleri var. Sosyal çevreleri var. Ne yap mak lazım Kalp krizi o insan için bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir değil mi?
Evet, onlar için önemli bir dönüm noktası. Özellikle bunların çoğu genç, aktif erkekler olduğu için kalp krizi geçirmek psikolojilerini çok etkiliyor. Teşvik edici, rahatlatıcı bir yaklaşım göstermek lazım. Bir taraftan da yaşamtarzlarını tekrar düzenlemeleri gerekiyor. Hastalığa sebep olan risk faktörleriyle mutlaka çok ciddi bir şekilde mücadele etmeleri gerekiyor. Sigara içiyorlarsa sigarayı bırakma, daha çok egzersiz yapma, beslenmelerine daha dikkat etme gibi. Eğer istenen hedeflere ulaşırlarsa hayatlarını normal bir şekilde devam ettirebilirler.