Kalp nakli birçok uzmanın ortak çalışması ve belirgin bir organizasyonun ürünüdür; organ vericilerinin az sayıda olması bu girişimin uygulanmasını kısıtlayan temel etkendir.
Vericiler
Vericilerin durumu özellikle iki açıdan ele alınabilir: Potansiyel verici olarak kabul edilebilecek kişilerin belirlenmesi ve nakledilecek kalbin alınma zamanı. Potansiyel vericiler genç yaşta kalbe bağlı olmayan nedenlerle ölmüş ya da kalp işlev bozukluğu olmayan kişilerdir. Başka bir deyişle, bu kişilerin kalplerinin son derece sağlıklı olması gerekir; bu nedenle en iyi vericiler genç yaşta kaza sonucu ya da beyinde geri dönüşü olmayan bir lezyon nedeniyle ölmüş kişilerdir.
Vericilerde beyin ölümü gerçekleşmiş olmalı, yaşı 45′in üzerinde olmamalı ve özgeçmişinde herhangi bir kalp hastalığı bulunmamalıdır. Yaşı uygun olan, özellikle erkek potansiyel vericilerin kalbi alınmadan önce kateter yardımıyla koroner damarları incelenir. Verici, kalpte bir lezyona neden olabilecek ağır göğüs kafesi travması geçirmemiş olmalıdır.
Çoğunlukla vericiye, kalbi çıkarılmadan önce defıbrilatörle (kalbe dışardan elektrik akımı vererek kalbi normal ritmine döndüren aygıt) yeniden canlandırma girişimi uygulanmış olur; bu işlemler uzun sürmüşse kalbin alınmasından vazgeçilir. Ayrıca kalbi çıkarılacak olan hastada sürmekte olan herhangi bir enfeksiyon bulunmamalıdır.
Potansiyel vericinin belirlenmesinden sonra vericinin doku tiplemesi yapılmalıdır; bu işlem ancak ileri derecede gelişmiş laboratuvarlarda gerçekleştirilebilir. Bunun sonucunda kalp nakli uygulanacak hastalardan biriyle bağışıklık açısından uyum sağlanırsa nakil işlemine geçilebilir.
Bazı Veriler
Uluslararası Kalp Nakli Birliği kayıtlarında 1967-89 arasında 9139 kalp nakli bildirilmiştir. Bunlardan 13′i 2 yaşından küçük çocuklara uygulanmıştır. Bu veriler ABD’deki 118, Avrupa’daki 61 ve öteki ülkelerdeki 23 merkezden toplanmıştır.
Bağışıklık sistemini baskılayan siklosporinin kullanılmaya başladığı 1982′den bu yana kalp nakli sayısında bir artış gözlenmiş, bu artış 1987′de potansiyel verici sayısının gereksinimi karşılamakta yetersiz kalması nedeniyle biraz yavaşlamıştır.
Sonuçların düzelmesiyle birlikte yaş sınırları da genişletilmiştir: Günümüzde ortalama yaş 43,8′dir; hastalar 0-70 yaş arasındadır. Hastaların yüzde 83′ünü, nedeni bilinmeyen genişletici kardiyomiyopati (kalp kası hastalığı) ve koroner atardamar hastalığının görülme sıklığının yüksekliği nedeniyle erkek hastalar oluşturur.
Kalp nakli uygulanan durumlar arasında yüzde 53′lük oranla genişletici kardiyomiyopati başta gelir; bunu yüzde 40′la koroner kalp hastalığı izler. Geri kalan yüzde 7′yi de geri dönüşü olmayan bazı kalp hastalıkları oluşturur.