Vücudumuzda gerekli oksijen ve besin maddelerini taşıyan kalbimiz bu görevini yerine getiremediği zaman gerek bizzat kendisinde gerekse diğer ograniarda birtakım bozukluklar yapar. Bunlar hastalık belirtileri olarak hastaların şikayetine sebep olur.
Genel olarak hastalarda görülen en sık şikayetler (hastalık belirtileri) şunlardır: göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı, öksürük, el ve ayaklarda morarma, baş ve ense ağrıları, baş dönmesi, bayılma, ayaklarda ve karında şişme, halsizlik, eklem ağrıları.
Aşağıda söz edeceğimiz bu belirtiler bazen kalpte hiçbir hastalık olmadan da ortaya çıkabilir. Bunlar psikolojik nedenlere bağlıdır. Bu belirtilerin bir kalp hastalığına ait olabileceğini okuyan bir kişi kendi kendine teşhis koymamalıdır. En kısa zamanda bir hekime başvurup gerekli kontrolünü yaptırmalıdır. Bu belirtilerin gerçekten bir kalp hastalığına bağlı olup olmadığı uzman bi hekimin muayenesi ve kontrolleri sonucu ortaya çıkacaktır.
GÖĞÜS AĞRISI
Kalp hastalıklarının en önemli belirtilerinden biridir. Ancak göğüs ağrılarının hepsi kalp ağrısı değildir. Bu ağrılar göğüste bulunan diğer organlara da ait olabilir. Mesela (kaslar, kaburgalar ve sırt kemiklerine) göğüste, göğsün ortasında ve sol tarafta duyulan ağrıların önemli bir kısmı koroner arter hastalıklarıyla ilgilidir. Bu ağrının özellikleri koroner arter hastalıkları bolümünde ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır.
Göğüste duyulan kalbe ait ağrıların bir kısmı kalp zarıyla ilişkilidir. Kalp zarının hastalıklarında hissedilir. Bu ağrı devamlıdır. Nefes alıp vermekle, göğsün hareketleriyle artar. Genellikle ateş, nefes darlığı ve çarpıntıyla birlikte görülür. Akciğer zarı hastalıklarında da aynı tipte bir ağrı vardır.
Göğüste duyulan kalp ve damarlara ait başka bir ağrı da ana atardamar yırtılmalarında görülebilir. Bu takdirde ağrı çok şiddetlidir. Hasta damar yırtılmasını, yırtılma şeklindeki ağrıyı net bir şekilde hissedebilir. Ağrıyla birlikte hastada ayrıca ana atardamar yırtılmasını gösteren terleme, morarma ve arter basıncında düşme, fenalık hissi, bayılma, kol ve bacaklarda morarma görülür Genellikle ölümle sonuçlanır.
Göğüste duyulan bıçak saplanır tarzdaki her ağrı damar yırtılmasını göstermez ve ayrıca ana atardamar ve dalları kolaylıkla yırtılmaz. Genellikle yaşlı, arter basıncı yüksek ve damarlarında hastalık olan damarların esnekliğini, kaybettiği, damar sertliği, hipertansiyon gibi hallerde görülür.
Ana akciğer damarı ve dallarının bir pıhtı sonucu tıkanmasında göğsün ortasında şiddetli bir ağrı olur. Ağrıyla beraber öksürük, kanlı balgam, terleme, çarpıntı ve morarma vardır.
NEFES DARLIĞI
Nefes darlığı hastanın güçlükle nefes alıp vermesi demektir. Solunum güçlüğüdür. Normal bir kişi alışık olmadığı veya sık sık yapmadığı bir işi ilk defa yaptığında fazla soluma ihtiyacı duyabilir. Normalden daha derin ve sık nefes alır. Özellikle şişmanlar, yaşlılar ve günün önemli bir kısmını oturarak ve masa başında geçirenler ve kadınlar mevcut iş kapasiteleri arttığında fazla solunum ihtiyacı hissederler. Bu bir hastalık belirtisi değildir. Kalp hastalıklarında görülen nefes darlıkları genellikle eforla ortaya çıkar, dinlenmeyle geçer. Gece gelen ve uykudan uyandıran nefes darlıkları olabilir. Genellikle nefes darlığıyla birlikte çarpıntı ve öksürük görülür.
Nefes darlığı kalp hastalıklarında olduğu gibi çok çeşitli solunum sistemi hastalıklarında, kansızlıklarda, sinir sistemi hastalıklarında da görülebilir.
ÇARPINTI
Kalp atışlarının rahatsızlık verecek şekilde hissedilmesilmesine çarpıntı adı verilir. Kalp ritminin hızlanmasında hasta, kalbinin kuş gibi çırptığını hisseder. Bazen de ritmin yavaşlamasında çarpıntı hissedilebilir. Kalpte ekstrasistol denilen ek atımlar bir yuvarlanma şeklinde hissedilir.
Bazı çarpıntılar, krizler halinde gelir. Krizler kendiliğinden geçebildiği gibi, çok uzun sürebilir ve mutlak tedaviyi gerektirebilir. Çarpıntı hisseden hastanın kendisi veya bir yakını o sırada nabzı kontrol ederek dakikadaki kalp ritmini sayabilirler. Kalp ritminin sayısı ve düzenli olup olmadığı nabız kontrolüyle tespit edilebilir ve bu şekilde hekime ve tedaviye yardımcı olunabilir. Nabız, el bileğinin iç kısmında başparmak hizasında kolaylıkla bulunur.
15 dakika ve daha uzun süren çarpıntı hissedildiğinde en yakın hastane veya hekime başvurularak elektrokardiyografi çekilmeli ve o sırada kalp ritmi tespit edilmelidir. Çarpıntı sırasında fizik muayeneyle ve elektroda görülen kalp ritmi özellikle hastalığın teşhis ve tedavisinde yararlı olacaktır.
Normalde nabız sayısı (kalp ritmi) erişkin bir insanda dakikada 60-80′dir. Heyecanla, egzersizle, hamilelikte, ateş yükselmesinde bu sayı yükselir. Ayrıca çeşitli kalp hastalıklarında, tiroit bezinin fazla çalışmasında, iltihabî hastalıklarda, hipertansiyon krizlerinde, solunum sistemi hastalıklarında insan çarpıntı hissedebilir.
Hekim kontrolü olmadan çarpıntı gidermek için alınacak i-laçlar tehlikeli olabilir. Bu ilaçlar gelişgüzel alınmamalıdır. Bazı tür çarpıntıları elerin nefes alıp içerde 8-10 saniye tutmakla, ıkınmakla, öksürükle geçebilir.
ÖKSÜRÜK
Kalp hastalıklarında görülen öksürük7eforla ve kesik kesiktir. Hırıltılı solunum, çarpıntı ve nefes darlığı da genellikle beraberdir. Öksürükle beraber balgam çıkarabilir. Balgam köpük şeklindedir; içinde taze kan mevcut olabilir. Geceleri uykudan uyandıran ve kalkıp oturmakla geçen öksürük, kalp yetmezliği belirtisi olabilir.
MORARMA (SİYANOZ)
Ağız ve dudaklar, dil, parmak uçlarının morumsu bir hal alması doğumsal kalp hastalıklarında ve kalp yetersizliklerinde sık görülür Kanın iyi oksijenlenmediği veya kirli kanla temiz kanın kalpteki mevcut delikler aracılığıyla birbirine karışması sonucu ortaya çıkar. Küçük bir çocukta görüldüğünde doğumsal bir kalp hastalığı aranmalıdır.
BAŞ VE ENSE AĞRILARI
Arter basıncının çok yükselmesinde veya aksine düşmesinde baş ağrısı sıklıkla görülür. Arter basıncının anî yükselmesinde şiddetli baş ağrısıyla birlikte bulantı da ortaya çıkar. Hipertansiyonu olan kişilerin genellikle sabah uyandıkları zaman baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetleri olur. Kalp yetersizliklerinin ileri devrelerinde toplardamarlarda kan birikmesine bağlı baş ağrıları vardır.
Güneş altında çok fazla kalındığında, güneş çarpmalarında, şiddetli baş ağrısı, çarpıntı, kan basıncında düşme ve ateş yükselmesi olur.
BAŞ DÖNMESİ
Kalp hastalarının birçoğunda başta bir sersemlik, dolgunluk hissi şeklinde baş dönmeleri olur. Genellikle bunun sebebi beyne az kan gitmesidir. Kalp hastalıklarında kullanılan ilaçlar özellikle hipertansiyonda kullanılan ilaçlar arter basıncını çok düşürdüklerinde hastalar birden ayağa kalktığında baş dönmesi hissederler.
BAYILMA (SENKOP)
Kalp hastalıklarına bağlı bayılma kısa sürelidir ve geriye dönebilir. Bazı insanlar, kan gördüklerinde veya damardan, kalçadan iğne yapılırken, kan aldırırken veya küçük bir cerrahî müdahale sırasında, üzüntülü bir haber alındığında veya çok şiddetli bir ağrı sırasında hemen bayılırlar.Hastanm rengi solar, hafif terleme başlar, nabız yavaşlar, zayıflar ve ayakta duramaz, bayılır. Böyle bir hasta düz bir yere yatırılmalı ve ayaklar yukarıya kaldırılmalıdır. Bu yapıldığında hasta kısa sürede ayılır ve her şey normale döner. Bu olay, kişinin damar sisteminin aşırı hassasiyeti sonucu gelişir. Ancak yine bir hekim tarafından görülmeli ve bayılma sebebi kesin olarak araştırılmalıdır.
Çeşitli kalp hastalıklarında, mesela aort damar kapağının darlığı ve yetersizliğinde, çok hızlı ve uzun süren çarpıntılardan sonra, doğumsal kalp hastalıklarında, kısa süreli bayılmalar o-labilir.
Bayılmanın en önemlisi kalp durmasından kaynaklanan bayılmadır. Bu durum kalpteki elektriksel uyarının çıkmaması veya iletimindeki bozukluk (blok) .sonucu gelişir. Kalpte karıncıklarda kasılma (sistol) durduğunda kan dolaşımı durur. Kan basıncı düşer. Gözler kararır, hasta birden fenalaşır, renk beyazlaşır. Bu sırada nabız yoktur. Hasta ayaktaysa yere düşer. Kalp durması 10 saniye kadar sürerse şuur kaybolur.Hastada kasılmalar, istem dışı kol ve bacak hareketleri başlar; idrar kaçırır; 1-1,5 dakika içinde kalp yeniden çalışmaya başlarsa renk birden düzelir. Hastanın yüzü pembeleşir, şuur geri gelir. Hasta ayağa kalkar ve hiçbir şey olmamış gibi işine devam eder. 2 dakikayı geçen kalp durmaları müdahale edilmezse ölümle sonuçlanır. Birkaç saniye süren durmalarda ise hasta kısa bir fenalık hissi ve sendeleme geçirir, kısa sürede düzelir. Sebebi ne olursa olsun her türlü baş dönmesi, sendeleme, fenalık hissi ve bayılma şikayeti olanlar mutlaka bir hekime görünmelidir. Çoğu defa bu hastalar kısa sürede iyileştikleri için bu durumu önemsemezler. Genellikle yaşlı ve yüksek tansiyonu olan kişiler olduklarından bu durum arter başmandaki değişikliğe bağlanır ve hekime müracaat edilmez. Halbuki çok tehlikeli ve hayatî önemdeki bu geçici durumlar, konulacak bir kalp piliyle (pace maker) düzeltilebilir.
Bayılan bir kişi görüldüğünde hasta hemen düz bir yere yatırılmalı ve ayakları yukarı kaldırılarak çene arkaya itilmelidir. Hemen hastanın nabzına bakılmalıdır. Nabız alınamadığı durumda hastanın göğsüne 1 -2 kez şiddetli bir yumruk vurulması bazen faydalı olabilir. Bu tür bir hastayı en yakın bir hastaneye götürmek daha uygundur. Ancak bu hastanın hastaneye gidinceye kadar kaybedilmemesi için kalp masajına ve sunî solunuma ihtiyacı olabilir.