Kalp dört bölümden ibaret, ters koni şeklinde adaleli bir organdır. Sol ve sağ olmak üzere ikiye bölünmüştür; her birisinin diğerine bağlı iki odası vardır: Bir kulakçık ve bir karıncık. Sağ kulakçık iki büyük damar tarafından kanla beslenmektedir; alt ve üst “vena cava” (toplardamar) lar. Bu damarlar sağ kulakçığa bütün vücuttaki damarlardan kan nakletmektedir. Bu damarların naklettiği koyu kırmızı renkteki kanın oksijen oranı düşük, kullanılmış karbondioksit miktarı ve bağırsaklarda veya başka dokular tarafından üretilen maddeler oranı fazladır. Sağ kulakçıktan triküspit kapakçığından geçen bu kan sağ karıncığa gelir. Oradan da akciğer kapakçığı olarak adlandırılan başka bir kapakçıktan geçerek ciğerlerin kan damarlarına girmektedir. Burada, damarlardaki kanın oksijen ihtiyacı giderilmekte ve kullanılmış karbondioksit solunumla dışa atılmaktadır. Ciğerlerde oksijenle takviye olan kan, kalbin sol tarafına geçmekte ve ilk önce sol kulakçığa girmektedir. Oradan sol kulakçık ile sol karıncık arasındaki kapakçıktan geçerek kuvvetli ve adaleli sol karıncığa gelir. Sol karıncık kuvvetle büzülerek bu taze kanı aort kanalı yoluyla dışarı itmekte ve vücudun en büyük arteri olan aorta sevk etmektedir. Oradan da kan, vücudun bütün kan damarlarına ve dokularına dağıtılmaktadır.
Kalbin fonksiyonu nedir?
Kalp, bütün vücut damarlarına kan akımını ve dolaşımını temin eden motor veya başlıca enerji kaynağıdır. Yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde olan bu organ, günde ortalama altı bin litre kan pompalamakta ve gerektiği takdirde bu miktarı büyük ölçüde artırabilmektedir. Bütün yaşantı boyunca devamlı bir şekilde atmakta ve ortalama olarak dakikada yetmiş sekiz defa veya günde yaklaşık on bin defa kasılmaktadır. Zayıf kalp hareketi, zayıf kan akımına yol açar ve bu da vücudun hayatî organlarının fonksiyonlarının bozulmasına sebep olur.
Bir kişinin kalbinin “iyi durumda” olduğunu bir doktor nasıl anlayabilir?
Doktor, hastasının kalbinin durumunu bu kişinin klinik tarihçesini inceleyerek fizikî muayene ve başka testlerle tespit edebilir. Gerektiği hallerde ve daha ileri bir inceleme gerekirse floroskopi, X ışınları filmi ve elektrokardiyografi yoluyla hastasının kalp durumunu bütün açıklığı ile anlar.
“Kuvvetli bir kalp” deyiminden ne anlaşılmaktadır?
Yapısı normal ve fonksiyonları yeterli olan her kalp için “kuvvetli bir kalp” deyimi kullanılır.
“Zayıf bir kalp” deyiminden ne anlaşılmaktadır?
Doğuştan yapısında bir kusur veya bir hastalıktan dolayı iyi çalışmayan bir kalp demektir.
Kalp rahatsızlığının bir aile hastalığı veya kalıtımsal olma eğilimi var mıdır?
Kalbe zarar veren bazı hastalıkların ailelerde bulunma eğilimi göstermekte ise de; kalp hastalığı, aslında kalıtımsal değildir. Ailede bir kalp hastasının bulunması, öteki aile fertlerini kendi kalpleri hakkında telaşa sevk etmemelidir. Ancak, böyle bir hal ailenin diğer fertlerini normal süreler içerisinde tıbbî kontrole sevk etmelidir. Böylece, gerektiği hallerde doktor önleyici bir programın yürütülmesini tavsiye edebilecektir.
Kalbi zayıf olan bir kimsede “kuvvetli bir kalp” gelişebilir mi?
Bu kişinin yaşma ve aynı zamanda kalp zayıflığının asıl nedenine bağlıdır. Birçok kalp hastalığı iyi bir şekilde tedavi edilebilmekte ve birçok vakada tam bir tedavi gerçekleştirilmektedir.
Kalp yetmezliği olan çocukların bu durumu zamanla iyileşir mi?
“Zamanla iyileşme” terimi artık tıpta kabul edilmemektedir. Bir rahatsızlığın tedavisiz geçebileceği veya iyileşebileceği düşünce bir kalp problemine müspet bir girişimle giderilebilmesini ihmal ettirebilir. Aslında, kalp rahatsızlığı zamanla iyileşmez. Halk arasında yaygın olan bu terimin orijini bazı çocuklarda duyulan anormal kalp seslerinin sonradan kendinden kaybolmasından ileri gelmektedir. Aslında, bu sesler bir kalp hastalığının belirtisi olmayı zararsız kalp sesleridir. Organik bir kalp rahatsızlığından ileri gelen bu anormal sesler genellikle kendiliğinden kaybolmaz.
Fazla fizikî faaliyet kalbi normal olan bir kimseye zararlı olabilir mi?
Fazla fizikî faaliyetin normal bir kalbe belirli bir zararı olacağı ihtimali yok gibidir.
Fazla fizikî faaliyet kalbi zayıf olan bir kimseye zararlı olabilir mi?
Kalp rahatsızlığı olan kimseler, fazlasıyla fizikî hareketlere girişmemelidir. Bunun, kendilerinin sakatmış gibi kalmaları anlamına gelmemesi gerekir. Ancak, bu gibileri, kalp durumlarının izin verdiği sınırlar içerisinde fizikî faaliyetlerini ayarlamalıdırlar. Bu yolda doktorun vereceği tavsiyeler harfi harfine tatbik sahasına sokulmalıdır.
Tütün kullanmak kalp üzerinde ne gibi tesir yapmaktadır?
Günümüzde doktorların büyük çoğunluğu tütün kullanmanın kalbe zararlı olduğunu kabul etmişlerdir. Tütün, kalp adalelerini besleyen küçük ve büyük arterlerin büzülmesine yol açmakta ve böylece kalbi, fazlasıyla ihtiyaç duyduğu oksijenden, mahrum bırakmaktadır. Bazı hastalarda tütün kullanmak koroner arterde spazmlar meydana getirmekte, kalbin normal ritminde düzensizliklere sebebiyet vermekte veya kan basıncını yükseltmektedir. Sigara içenlerin, içmeyenlerden çok daha fazla kalp sektesine mâruz kaldıkları tahmin edilmektedir. Şüphesiz kalplerinden rahatsız olanlar, tütün kullanmaktan vazgeçmelidirler.
Alkol kullanmak kalbe zararlı mı olur?
Özellikle değil ama, eğer fazla ve sürekli olarak alkol alınmaktaysa zararlı olabilir. Son bilimsel araştırmalar göstermiştir ki çok fazla ve sürekli alkol alınması kalp adalelerini zedeleyebilmektedir.
Aspirin kullanmak kalbe zararlı olabilir mi?
Hayır.
Genel olarak kullanılmakta olan ilâçların hangileri kalbe zararlı olabilir?
Genel olarak kullanılmakta olan ilâçların büyük çoğunluğu kalbe herhangi bir zarar verecek nitelikte değildir.
Aşırı duygusal gerginlik kalbe zararlı olabilir mi?
Evet. Ancak normal bir kalp akut duygusal ve fizikî gerginliğe karşı şaşılacak derecede dayanıklıdır. Kronik duygusal gerginlik, eninde sonunda kalp hastalığının gelişmesine neden olabilir. Ayrıca, hayatta vukua gelen bir krizden meydana gelecek olağanüstü bir gerginlik, aslında normal olan bir kalpte akut bir kalp sektesi meydana getirebilir. Aslında temelde bir hastalıktan dolayı hasta olan bir kalp, sürekli duygusal gerginlikten zarar göreceği muhakkaktır.
“Kırılan kalp” diye bir şey var mıdır? Başka deyişle kalp üzüntü veya hayâl kırıklığından zarar görebilir mi?
“Kırık kalp” deyimi şâirler için şâirler tarafından icap edilen bir deyimdir.
Kalp civarında duyulmakta olan bir ağrının kalp ile ilgili ölüp olmadığı veya başka bir organdaki rahatsızlıktan mı ileri gelmekte olduğu nasıl anlaşılır?
Kalp sancısı çok değişiklikler gösteren bir belirtidir. Muayyen bir ağrının kalp ile ilgili olup olmadığı ancak bir uzman doktor tarafından anlaşılabilir. Çok hallerde bu uzman doktor bile klinik teşhisini kesinleştirmek için elektrokardiyogramlara veya röntgene başvurma zorunluluğunu hissedecektir.
Kalpleri normal olanlar, kalp rahatsızlığı olanlardan daha mı fazla yaşarlar?
Bütün koşullar eşitse, evet.
Kişiler hangi süreler içerisinde kalplerini muayene ettirmelidirler?
Kalp hastalığının özel bir tarihçesi olmayan kimselerin kalp kont rolü diye bir şey düşünmeleri gereği yoktur. Bu kontrol normal yıllık fizikî kontrolde zaten yapılacaktır.
Kalbi rahatsız olan kişinin, kendi doktorunun isteyeceği süreler içerisinde kalbini muayene ettirmesi gereklidir. Bu süre araları hastalara göre çok değişik olabilir.
Erkeklerde kalp hastalıkları, kadınlardan daha mı sık olur?
Erkekler koroner arterler hastalıklarına kadınlardan çok daha hastalığa meyilli olduklarından kalp ağrıları koroner tromboz olma eğilimleri kadınlardan fazladır. Başka tip kalp hastalıkları erkeli ve kadınlar arasında aynı ölçüde görülmektedir.
Zayıf olan kişilerde kalp hastalığı oranları şişmanlara göre düşül müdür?
İstatistik bakımdan koroner arter hastalığı şişmanlarda zayıflardan bir hayli fazla görülmektedir. Başka tip kalp hastalıklarında böyle bir ayırım olamaz. Ancak, şu hatırda tutulmalıdır ki aslında zayıflamış veya zedelenmiş bir kalbe, aşırı şişmanlık, normalin dışında fazla bir yük teşkil edecektir.
Doktorlar kalbi dinlemekle ve kalp testleri yapmakla hayat süresi hakkında bir kehânette bulunabilirler mi?
Hayır. Bir doktor ancak bir kalbin normal çalışıp çalışmadığını veya hasta olup olmadığını tespit edebilecektir. Ancak, bütün modern metotlara rağmen, kalbi hasta olan bir kişinin ne kadar yaşayacağına dair bir öngörü yapılması kaba bir tahminden ileri gidemeyecektir. Normal bir kalbi olan kişinin yaşama ihtimalleri hakkında öngörüler sürmek esasen söz konusu olamaz.