Kahve, ağrı kesicilerin etkisini %40 oranında artırıyor. Özellikle migrene karşı, diğer ilaçlarla birlikte kafein de reçeteye ekleniyor.
Şeker hastalığının erken uyarı sinyali olarak kabul ediliyor. Şeker komasının eşiğine gelmiş hastalar, bir-iki fincan kahve içtikten sonra titreme ve terleme belirtileri görünce alarma geçiyor.
Kahveyle göğüs kanseri arasındaki ilişki en çok araştırılan alanlardan birini oluşturuyor. 1980’lerde son derece olumsuz raporlar yayındı, ancak 1988’de araştırmacılar, kahveden korkmaya gerek olmadığına karar verdiler. Hatta araştırma raporlarından birinde kahvenin kötü huylu tümörleri küçülttüğü bile belirtildi (ancak günde beş koca fincan içmek kaydıyla). Bugün ise korkular halen geçerli, çünkü bazı bilim adamlarına göre kahve iyi huylu tümörlerin büyümesine yol açıyor.
1981 yılındaki bir araştırmaya göre kahve, pankreas kanserinin en önemli nedenlerinden biriydi. Ancak zaman içinde bu görüş tersine döndü. Yeni araştırmalar, kahvenin pankreasta kanseri önleyici etkisi olduğunu ve hatta bağırsaklarda da tümör oluşumunu önlediğini gösteriyor.
Kahvenin kalsiyum kaybına yol açıp açmadığı (özellikle kadınlar için tehlikeli), dolayısıyla kemik erimesi ve kırık riskini artırıp artırmadığı araştırılıyor. Genç kadınlar için günde bir fincan kahvenin zararı yok, ancak yaşlı kadınlar için aynı durum söz konusu olmayabilir.
Günde üç fincan kahve, astım tehlikesini azaltıyor ve göğüs hırıltılarını azaltıyor.
Sabah kahvesinden sonra çarpıntınız olabilir, ancak bu geçici ve tehlikesiz bir durum. Bu yılki son araştırmaya göre kahve tiryakilerinde sürekli bir tansiyon artışı tespit edildi, ancak geçen yılki başka bir araştırma bunun tersini söylüyor. Sonuç: her iki durumda da kahvenin marjinal etkisi var.
Kahve sizi daha uyanık ve dikkatli tutabilir, ancak bazı araştırmalar kahvenin bilgileri algılama gücünü azalttığını gösteriyor. Olumlu etkiler bin fincandan sonra ortaya çıkıyor (sigara içenlerde biraz daha güçlü, çünkü kafein sigara içenlerde metabolizmaya daha çabuk karışıyor).
Kahvenin uyku kaçırdığını herkes biliyor, ancak bu etki zannettiğinizden daha uzun sürüyor. REM uykusu sırasında rahatsızlık yaratıyor.
Eski araştırmalar, kahve içenlerde kolesterol düzeyinin daha yüksek olduğunu gösteriyordu. Ancak 1970’lerden sonra kahve ile kolesterol arasındaki bağ ortadan kaldırıldı. Ancak kalbi kahveden korumak için filtre kahve içmek gerekiyor. Filtre, kolesterole yol açan kimyasallara geçit vermiyor.
Bir araştırmaya göre aşırı alkol tüketenler, günde dört veya daha fazla fincan kahve içtiği takdirde siroz ihtimali %80 oranında azalıyor.
Bir araştırmaya göre günde üç fincandan fazla kahve içen kadınların doğurganlık oranı %27 azalıyor. Aşırı miktarda kahve tüketiminin düşüklere ve bebeğin kilo kaybına yol açtığı da öne sürülüyor.
Kahve, bağırsakları harekete geçiriyor. Bu da midenin besinler sindirilmeden boşalması anlamına geliyor, ancak sağlık açından bir felaket olarak görülmüyor. Kahve, gastrik asit salgılanmasına yol açıyor, ancak süt ve biranın yarısı kadar bir düzeyde.
Yeni bilgilere göre kahvenin depresyona karşı etkisi var. Bazı durumlarda intiharı önleyecek kadar güçlü bir etki. Günde iki-üç fincan kahve çok yararlı.