Osmanlı İmparatorluğu Yemen’e doğru genişledikçe, Osmanlılar kahveyle tanıştılar ve onu, ilk kez ateşte kavrulduğu yer olan Türkiye’ye götürdüler. 1550 yılında, ilk kahvehane İstanbul’da açıldı. Ve kısa sürede kahvehaneler, insanların bir araya gelerek kahve içtikleri, tartıştıkları, fikir alışverişinde bulundukları ve iş konuştukları mekânlar durumuna geldiler
Kahvenin yolculuğunda bir sonraki adım, Venedikli tacirlerin 1615 yılında, ilk kahve tohumlarını İstanbul’dan Venedik’e götürmeleriyle gerçekleşti. Böylelikle İtalyanların asla vazgeçemedikleri kahve tutkuları başlamış oldu. Bugün İtalya’da günde otuz sekiz milyon fincan kahve tüketildiği söylenmektedir. 1683’teki Viyana kuşatması sırasında, Osmanlılar arkalarında çuvallar dolusu yeşil kahve tohumu bırakmışlar. Viyanalılar ilk başlarda bunun deve yemi olduğunu düşünmüşler ama kuşatma boyunca Türker’i izleyen gizli ajanlar, bu tohumların gerçek öyküsünü bildikleri için, kısa sürede “Türk içkisi” içilmeye başlanmış. Viyana’da görevli olan Fransız devlet bakanı Talleyrand kahve için şunları söylemişti:
“Şeytan kadar kara, cehennem kadar sıcak, melek kadar saf, aşk kadar da tatlı.”
1750 yılına dek, Batı Avrupa’nın büyük bir bölümü kahvehanelerle dolup taşmaya başladı. Yazarların, bestecilerin ve aydın kesimin toplanma yeri olan kahvehanelerin müdavimleri arasında Volta ire, Balzac, Beethoven ve Mozart sayılabilirdi.
Peki, ama benim anavatanımın, kahve sevgisine ne demeli? Eğer atalarım, İngiliz çay vergilerini protesto etmek için, Boston Limanı’na tonlarca çay atmış olmasalar, Amerikalılar asla kahveyle tanışmayacaklardı. Zamanla kahve, Amerikan Kongresi’nde ulusal içecek ilan edildi. Amerikan devrimi sona erdiğinde ise, kahve standart bir tüketim maddesi haline geldi. Ağzının tadını bilenlere hitap edecek bir içecek olmayacağı belliydi, çünkü Amerikalılar, en sert kahveyi kullanıyorlar ve onu kapkara bir su oluncaya dek kaynatıyorlardı.
Kahvenin modernleşme evrimi, 1971’e dayanır, o yıl “Starbucks”, Seattle’de ilk kahve dükkânını açtı. O dönemde, Starbucks’ın ülke genelinde 3.600 dükkânı olacağını söyleseler, kimse inanmazdı. Starbucks, zamanımızın en başarılı pazarlama şirketi olarak nitelendirilir. Şirket, Kuzey Avrupa’da ve Asya’da sağlam temellere dayanan bir dükkânlar zincirine sahip.
Starbucks’ın öncülüğünde, dünyanın dört bir yanında, bu tür dükkânlar açılmaya başladı. Ve işin ilginç yanı, bugün kahve dünya ticaret piyasasında petrolden sonra ikinci sırada yer almakta. Yalnızca Amerika’da, kahve tüketimine harcanan para, her yıl milyarlarca dolar artmaktadır.
KAHVENİN FAYDALARI :
* Kan dolaşımını sağlar.
* Kanı beyne çekerek beyni uyarır, zihni açar, düşünmeyi kolaylaştırır.
* Uyuşturucu maddelerle zehirlenmelerde faydalıdır.
* Boğmaca öksürüğünü keser.
*Nıkris (gut) ağrılarını teskin eder.
* Solunumu hızlandırır, böbrek damarlarını genişleterek idrarı çoğaltır.
KAHVENİN ZARARLARI :Yüksek tansiyonlu hastaların içmemesi önerilir. Günde 1-2 fincandan fazla içilirse uykusuzluk, sinir bozukluğu ve çarpıntı yapar