Kendimle girdiğim bütün çatışmalardan ruhum galip çıkmıştır. Ruhumun da genel olarak bir duruşu yoktur. Olaylar hangi noktaya sürüklüyorsa, ona yakın davranır. Bazen aklıma, bazen kalbime..
Kadınsal Bir Kavga İçinde Aklım!
Ruhumun dengesi ne kadar önemli, hakem görevinde, onun verdiği karar içimdeki çatışmanın sonucunu belirliyor. İşte büyük kavgalardan birisi daha kopuyor bedenimde, bakalım kim kazanacak?
Kalbimin sesini dinleyebilirim bu gece, içimden geçen de o aslında ancak karışıyor yüreğim. Ona güvenmek öyle zor ki! Ne zaman, ne yapacağı belli olmayan bir organın sözleriyle yola çıkılır mı? Ya vazgeçerse? Geçer, kalp bu belli olmaz. Bugün deli gibi heyecanla attığı bir olaya, yarın tepki göstermeyebilir. Hatta dün onca telaşı çıkaran kendisi değilmiş gibi, umursamaz ve yüzsüz olabilir. Her zaman öyle davranır demiyorum ama yapabilme ihtimali var. Bir olayın gerçekleşme ihtimali varsa, karar verirken bu ihtimali yok sayamam değil mi? Saymamalıyım!
Aklıma gelince, onun da durumu pek parlak görünmüyor. Her şeyin altına bir mantık oturtma çabası, neden-sonuç ilişkisi içinde sorgulaması, finali önceden görmek isteği, adım atmayı zorlaştırıyor. Ne bileyim ben sonucunda ne olur? Onu ikna etmem için, matematik, analiz, veri, tez, aklınıza gelen her türlü bilgiyi önüne koyup ikna etmem gerek. Uğraşamam!
İşin garip olan tarafı, ikisinin, yani aklımın ve kalbimin aynı fikir üzerinde uzlaştıkları bir durumun olmaması. Hep mi ters çalışır iki organ? Yahu siz bana bağlı değil misiniz? Neden bu kadar tutarsız ve kendi başınıza hareket etme ihtiyacınız var? Laf anlatamıyorum ki! İşte, o anda devreye ruhum giriyor. Topu atıyorum ona, ne halin varsa gör diye, garibim uğraşıp duruyor. Ben o sırada kendimle iletişimi kesip, arkadaşlarımla kahve içmeye ya da güzel bir film seyretmeye gidiyorum. Döndüğümde cevabın hazır olması talimatını vermeyi de unutmuyorum elbette!
Bu gece yine büyük bir patırtı kopuyor içerde ve kendimden vazgeçmeyi beceremiyorum. Yazmaya vurdum ben de. İşe yarıyor gibi görünmüyor. Nasıl kadınsal bir hal var bünyemde anlatamam. Kapıyı açıp şöyle bir süzüyorum. Bağırış, çağırış, hemen kapatıyorum. Tahammül edemeyeceğim. Kavga ettikleri konu genel değil, kadına özgü bir durum, üstelik yarına kadar da çözülmüş olması gerekiyor. Karar vermem lazım, daha doğrusu onların karar verip, bana bildirmeleri lazım.
Kadın olmanın getirdiği halleri, avantaj olarak kullanıyorum. Sarışın değilim ama olsaydım, tüm trafik çevirmelerinde, arabanın sigortası yok diyen memura: “Aaa, arabalara da insanlar gibi sağlık sigortası mı yapılıyor?” diyerek, aptal sarışın tanımını kullanabilirdim. Neden olmasın? Madem kadınlarla ilgili bu kadar önyargı var, ben de bunu lehime çevirebilirim. Ne de olsa, saçı uzun, aklı kısa değil miyim?
Şöyle bir göz attım da, içimdeki kavga gittikçe büyüyor, gidip yatayım en iyisi, ben uyurken onlarda sonuca ulaşırlar. Gerçi orda da huzur vermezler, bu sefer rüyamda kavgaya tutuşurlar. İyisi mi ben, nara atarak içime dalayım, benim dediğim olacak diye bağırayım ve kararımı açıklayayım. İyi de kararım ne olacak, kalbimin gitmek istediği mi, aklımın dur dediği mi? Yok, başa çıkamadım, ben yatmaya gidiyorum. Sabah uyanınca bakarım, ruhum nereye gidiyorsa, ben ona takılır sürüklenirim çünkü o beni hiç yanıltmaz!