Kadınların yüzde 25’inde görülen miyomlar, rahmin kas tabakasından kaynaklanan selim tümörler. Kimi zaman belirti vermediği için fark edilmeyen miyomlar, düşük ve kısırlık nedeni olabilir.
Miyomlar çok çeşitli şikayetlere yol açabilirler. Bunlar arasında en sık görülen ve kadınları en çok rahatsız eden belirti adet kanamalarına olan olumsuz etkidir. Miyomlar adet kanamalarının miktarını arttırabilirler ve bu nedenden dolaylı olarak kansızlığa neden olabilirler. Adet kanamalarının süresini arttırabilir ve adet kanaması dışında ay içinde başka kanamalara yol açabilirler. Miyomlar ayrıca adet sırasında ve adetle ilişkisiz olarak karın alt bölgesinde ve kasıklarda ağrı yapabilirler.
TEDAVİ EDİLMEZSE NE GİBİ SONUÇLARA YOL AÇAR?
Çok büyüyen ve karın boşluğuna doğru genişleyen miyomlar idrar kesesi ve kalın barsak gibi çevre dokulara baskı yapabilirler, bu nedenle idrar ve dışkı yapmada zorluğa neden olabilirler. Rahmin iç yüzeyine doğru büyüyen miyomlar düşüklerin ve kısırlığın bir nedeni olabilirler.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Miyomların tedavisinde cerrahi yöntemlerle tek tek miyomlar rahimden ayıklanıp çıkartılabilecekleri gibi, doğurganlık yaşını geçirmiş bayanlarda miyomlu rahim tümden de çıkartılabilir. Aylık veya üç ayda bir verilen GnRH-agonistleri denilen bir enjeksiyon ile miyomlar kısmen küçültülebilir, ancak yan etkileri nedeniyle bu iğneleri sürekli kullanmak mümkün değildir.
Bu iğneler bırakıldığında miyomlar yeniden eski boyutlarına yükselirler, bu nedenle pratikteki kullanımları ameliyat öncesi miyomları küçültmek ve kanamayı biraz olsun azaltarak ameliyata daha yüksek bir kan oranı ile girmeyi sağlamakla sınırlıdır.
Son olarak, miyom tedavisinde yeni yeni kullanılmaya başlayan embolizasyon yöntemi ile girişimsel radyologlar bir pıhtıyı miyomu besleyen damarlara doğrudan radyolojik görüntüleme altında göndererek ve bu yolla miyomun kan beslenmesini keserek onu küçültmeye çalışmaktadırlar.