İnsanda Hareket Sistemi
İnsanda hareket sistemi, iskelet ve kas sisteminden oluşur. İskelet ve kas sistemi, insan vücuduna şekil verir, dik durmasını ve hareket etmesini sağlar. Kaslar, iskeleti oluşturan kemiklerle bağlantılıdır. Kemikler ise birbirlerine özel eklemlerle bağlanırlar. Hareket sisteminin üç temel unsuru kemikler, kaslar ve eklemlerdir.
İskelet Sistemi
İskelet sistemi kemik ve kıkırdaktan oluşur. Görevi vücuda destek yapmak ve şekil vermektir. Ayrıca beyin akciğer gibi organları koruma, kas ve iç organlara ise bağlanma yüzeyi oluşturma gibi görevleri vardır.
İskeletin Kısımları
İskelet sistemi, eksensel ve yanal olmak üzere iki bölümde incelenir. Eksensel iskelet kafatası omurga ve göğüs kafesinden, yanal iskelet ise kol ve bacaklardan oluşur. Erişkin bir insan iskeletinde toplam olarak 206 kemik vardır.
Eksensel İskelet
Baş İskeleti: Kafatası ve yüz kemiklerinden oluşan baş iskeletinde toplam 22 kemik bulunur. Baş iskeleti yassı kemiklerden oluşur.
Kafatası kemikleri; alın (1), yan kafa (2), şakak (2), art kafa (1), temel (1) ve kalbur kemiklerden oluşur. Yeni doğan çocuklarda kafatası iskeletinde tam olarak kemikleşmemiş kıkırdak bölgeler vardır. Kafatasındaki kemikleşme süreci doğumdan itibaren bir yaş sonuna kadar devam edebilir.
Yüz kemikleri ise; tırnakçık (2), elmacık (2), burun (2), sapan (1), boynuzcuk (2), üst çene (2), damak (2) ve alt çene (1) kemiklerinden oluşur. Baş iskeletinde, alt çene kemiği dışında kalan bütün kemikler hareketsizdir. Alt çene kemiği ise şakak kemiklerine bağlı olup hareketlidir.
Baş iskeletinde bulunan bazı kemiklerin içinde hava dolu boşluklar vardır. Sinüs adı verilen bu boşlukların iç yüzü kan damarları ve silli epitel hücreleriyle örtülüdür. İnce kanallarla burun boşluğuna bağlanırlar. Sinusların mikroplarla enfekte olması durumunda ise sinüzit denilen rahatsızlık ortaya çıkar.
Gövde İskeleti
Omurga ve göğüs kafesinden oluşur. Omurga, sırtta boyundan kuyruk sorumuna kadar uzanan hafif “S” şeklinde bir yapıdır. Toplam 33 omurgadan oluşan omurga; boyun, sırt, bel, sağrı ve kuyruk sokumu olmak üzere beş bölgeye ayrılır. Her bir bölge farklı bir görevi yerine getirmek üzere özelleşmiştir. Ancak bütün omurlar yaklaşık olarak aynı yapısal özellikleri gösterirler. Omurda asıl yükü taşıyan ve vücudun dik durmasında etkili olan kısmı omur gövdesidir. Omurgada omur gövdeleri arasında kıkırdak diskler bulunur. Bu diskler hareket sürecinde omurga üzerinde oluşan basıncı azaltır. Bazı durumlarda yapılan yanlış hareketler kıkırdak disklerin yerinden oynamasına neden olur. Bunun sonucunda disk, omurga kanalı içinde bulunan sinir dokularına basınç uygulamaya başlar. Şiddetli ağrılarla ortaya çıkan bu durum disk kayması olarak adlandırılır.
Omurların sırt kısmına doğru olan bölümünde omur deliği bulunur. Omurların üst üste gelmesiyle, boyundan kuyruk sokumuna doğru uzanan bir kanal oluşur. Omurga kanalı adı verilen bu bölge merkezi sinir sisteminin devamı olan omurilik tarafından doldurulur. Omurda sırta ve yana doğru çıkıntılar bulunur. Bu çıkıntılar kaslara bağlanma yüzeyi oluştururlar.
Boyun bölgesi; 7 omurdan oluşur. Bu omurlarda dikensi çıkıntılar oldukça küçüktür. Boyun omurlarından birincisi atlas, ikincisi ise eksen omurudur. Eksen omurundaki “eksen” şeklindeki çıkıntı atlas omuru içine doğru sokulmuştur. Baş iskeleti atlas omuruna bağlıdır. Bu haliyle eksen omuruna bağlanan baş iskeleti, gövde iskeletine üzerinde sağa sola kolaylıkta hareket eder.
12 omurdan oluşan sırt bölgesi omurları göğüs kafesinin arka bölümünü meydana getirir. Kaburgalar bir ucuyla sırt omurlarına bağlanır. Vücudumuzun önemli bölümlerinden biri olan bel bölgesi 5 omurdan oluşur. Güçlü kaslarla desteklenen bel omurlarının, vücudun hiçbir kısmıyla bağlantısı yoktur. Sağrı bölgesini oluşturan beş omur, birleşerek üçgen şeklinde bir yapı oluşturur. Bu yapı pelvis boşluğunun arka kısmında leğen kemiklerini birleştirir. Sağrı bölgesinden sonra gelen son dört omur birbiriyle kaynaşarak kuyruk sokumu kemiğini oluşturmuşlardır. Kuyruk sokumu kemiğinin insan iskeletinde bir fonksiyonu yoktur.
Göğüs Kafesi
Göğüs kafesi, önde göğüs kemiği, arkada sırt omurları ve arkadan öne doğru uzanan kaburgalardan oluşur. Hayati öneme sahip bir organ olan kalp ve akciğer burada bulunur. Soluk alıp-verme göğüs kafesini oluşturan kaburgaların ritmik hareketlerinin sonucu olarak gerçekleşmektedir. Göğüs kafesinde 12 çift kaburga vardır. Kaburgaların hepsi arkada sırt omurlarına bağlıdır. 10 çift kaburga önde kıkırdak kısımlarıyla göğüs kemiğine bağlanır.
Bunlardan ilk 7 çifti kaburga kemikleri ile birleştikten sonra 7. kaburgaya bağlanır. Son iki kaburga kemiği, göğüs kemiğiyle eklem yapmaz ve uçları serbest halde bulunur. Bunlara yüzücü kaburgalar denir. Üç parçadan oluşan göğüs kemiği, üst kısmı geniş, alta doğru sivrilen yassı bir kemiktir. Vücudun göğüs bölgesinde bulunur.
Taraf (Üye) Kemikleri
Vücud ekseninde bulunan baş ve omurga kemiklerinin aksine, vücudun yan taraflarında bulunan omuz, kol ve bacak gibi anatomik oluşumlar taraf kemikleri (üyeler) olarak adlandırılırlar. Taraf kemikleri; kol ve bacaklar olmak üzere ikiye ayrılır.
Üst Taraf Kemikleri: Kürek kemiği (1), köprücük kemiği (1), kol kemiği (1), ön kol (1), dirsek (1), bilek (8), tarak (5), parmak (14) kemikleri olmak üzere, sağda ve solda toplam 64 kemikten oluşur. Bunlardan kürek ve köprücük kemikleri omuz kemerini oluşturur. Üçgen şeklinde olan kürek kemiği, sırtta bulunan kasların arasında bulunur. İki ucundan hafifçe çekilmiş “S” şeklinde olan köprücük kemiği, omuzdan boyun altına doğru, derinin altında uzanarak önde göğüs kemiğine bağlanır.
Köprücük kemiği şiddetli darbelere karşı dayanıksızdır. Omuzdan aşağıya doğru uzanan kol (pazu) kemiği ise tipik uzun kemik yapısındadır. Kol kemiği aşağıya doğru ön kol ve dirsek kemikleriyle devam eder. El parmaklarında ise, başparmaklarda üçer kemik bulunur. Her bir parmak için birer tarak kemiği, parmak kemikleriyle el bilek kemikleri arasında uzanır.
Alt taraf kemikleri
Alt taraf, uyluk(l), diz kapağı (1), kaval (1), baldır (1), bilek (7), tarak (5) ve parmak (14) kemiklerinden oluşmuştur.
Uyluk kemiği vücudumuzun en uzun ve en sağlam kemiğidir. Üstte kalça kemeriyle eklem vardır.
Kalça kemikleri, kalça, oturga ve çatı kemiğinden oluşur. Bu kemikler önde birbirleriyle, arkada sağrı omurlarıyla kaynaşarak leğen (pelvis) adı verilen yapıyı oluştururlar. Pelvis boşluğunda sindirim, boşaltım, iç salgı ve tireme gibi önemli görevleri olan organlar bulunur. Kadın ve erkek pelvis iskeletleri arasında, gerek bulundurduğu organlar gerekse kas ve işlevleri nedeniyle anatomik farklılıklar vardır.
Eklemler ve Hareket:
İskelet sistemini oluşturan kemiklerin birbiriyle karşılaştıkları yüzeylere eklem denir. Kemiklerin birbiriyle bağlantı oluşturma şekilleri ve eklemlerin yapısı farklıdır. Buna bağlı olarak kemiklerin hareket yetenekleri değişir. Eklemler hareket derecesine göre üç bölümde incelenir.
Oynamaz eklemler: Kemiklerin eklem yüzeylerinde bağ doku veya kıkırdaktan yapılı bir ara doku bulunur. Bu tip eklemlere en tipik örnek kafatası eklemleridir. Kafatası kemikleri birbirleriyle sutur adı verilen ve testere dişi gibi girintili çıkıntılı yüzeyleri olan eklemlerle birleşir.
Az hareketli (yarı oynar) eklemler: Omurgada olduğu gibi eğilme ve doğrulma hareketlerini yapabilirler. Bu tip eklem yapan kemiklerin uç kısımlarında kıkırdak doku bulunur.
Hareketli (oynar) eklemler: Vücudumuzda hareket edebilen organlarda bulunan eklem tipidir. Yapısal özellikleri diğer eklem tiplerinden farklıdır. Her iki kemiğin eklem yüzeyleri kıkırdak dokuyla örtülü olup, birbirlerine uygun şekil kazanmışlardır. Eklemler, bağ dokudan oluşan ortak bir kapsülle çevrilidir. Kapsül, kemikleri bir arada tutar. İç yüzey ince bir zarla örtülüdür.