inguinal herni kasık fıtığı : P.vaginalis’in distal kısmının kapanıp inguinal kanal içindeki proksimal bölümünün açık kalması ile ortaya çıkar. Erkek çocuklarda daha çok, ince barsakların, kız çocuklarda ise overlerin açık kalan bu fıtık kesesi içerisine girmesi, klinikte inguinal bölgede bir şişlik ile kendisini gösterir. P.vaginalis tümüyle açık kaldığı zaman söz konusu organlar daha da aşağıya inerek skrotal hernileri oluştururlar. Çocuk yaş gurubunda fıtıklar erişkinlerden farklı olarak hemen daima endirek tiptedir. Fıtıkların % 60’ı sağ, % 30’u solda görülür, %10’u bilateraldir. Normal çocuk popülasyonunda % 1-2 oranında görülmesine karşın prematürelerde %30’a kadar yükselebilir. Erkek çocuklarda kızlara oranla 8-9 kez daha sık rastlanır.
TANI : inguinal herni (kasık fıtığı) klinik tanısı genellikle kolaydır. Yalnızca anamnezle bile kasık fıtığı tanısının konulması mümkündür. İnguinal veya skrotal bir şişliğin zaman zaman ortaya çıkması ve üzerine bastırmakla ya da sırt üstü yatmakla kaybolması fıtık tanısı için yeterlidir. Muayenede fıtık görülemediği zaman fıtığın endirek bulgularından yararlanılır.
– Kordon kalınlaşması bulgusu: Erkek çocuklarda inguinal kanal içinde kremaster kası ile sarılı olarak bulunan a. spermatica interna (a. testicularis), plexus pampiniformis ve ductus deferentis, spermatik kordu oluştururlar. Normalde gevşek gözeli bir doku olarak palpe edilen bu yapıya, açık kalmış ve içine barsakların girip çıkmasıyla kalınlaşmış p.vaginalis eklendiği zaman kordonun kalınlaşmış olduğu palpasyonla ortaya konabilir.
– İpek eldiven bulgusu: Periton çıkıntısından oluşan p.vaginalisin iç yüzeyi parlak ve kaygandır. Muayene sırasında 2. parmak bastırılarak inguinal kanala dik yönde sağa sola hareket ettirildiğinde bir kese şeklindeki p.vaginalisin ön ve arka yaprakları bir biri üzerinde kayarak, iki ipek kumaşın bir biri üzerinde kaymasına benzer bir his verdiğinden bu isim verilmiştir.
İnguinal herni (kasık fıtığı) tedavisi : Çocuklarda kasık fıtığı tedavisi, morbidite ve mortalitesi çok düşük ve teknik olarak çabuk ve kolay bir işlemdir. Ancak tedavinin çeşitli nedenlerle geciktirilmesi fıtığın en önemli ve tehlikeli komplikasyonu olan fıtık boğulması na yol açabileceğinden; çocuğun ameliyat olmasına engel bir durumu (en sık üst solunum yolu enfeksiyonu) yoksa, İNGUİNAL HERNİ TEDAVİSİ TANI KONULDUĞUNDA, ELEKTİF KOŞULLARDA HEMEN YAPILMALIDIR. Ameliyatta inguinal bir ensizyonla girilerek fıtık kesesinin peritonla birleştiği yerden bağlanması ve distalinin kesilmesi yeterlidir fıtık kesesinin çıkarılmasına gerek yoktur. Bu tekniğe yüksek bağlama (high ligation) denir.
Boğulmuş fıtık :
Çocuk kasık fıtıkların en korkulan komplikasyonudur. Çocuğun yaşı ve fıtığın boyutları ne kadar küçükse boğulma riskinin o ölçüde fazla olacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Normalde kese içine girip çıkan barsak ya da over herhangi bir nedenle kese içinde sıkışır ve karına geri dönemezse boğulmuş fıtıktan söz edilir. Olay bir kere başladığında süratle ilerler ,organın kese içinde sıkışması ödeme yol açar bu da sıkışmayı dahada arttırır.Organın önce venöz daha sonra arteriel dolaşımı bozulur. iskemi, gangren, nekroz ve perforasyon saatler içinde ortaya çıkabilir.
TANI: Çocukta fıtık varlığı önceden biliniyorsa tanı kolaydır. Zaman zaman şişip kaybolan fıtığın, bir kaç saattir (nadiren 24 saat) şiş durumda olduğu ve çocuk ya da aile tarafından alışılmış olduğu gibi bastırmakla içeri girmediğinin öğrenilmesi ile tanı konur. Fıtık daha önce aile tarafından farkedilmemişse ya da gerçekten ilk defa dışarı çıktığında boğulmuşsa tanı biraz daha zorlaşır. Kasıktaki kitleye ek olarak; ağrı, kusma, abdominal distansiyon gibi entestinal obstrüksiyon bulgularının varlığı tanıda yardımcı olur. Skrotumu da içine alacak şekilde çektirilen ayakta direk karın grafisinde inguinal ya da skrotal kitlenin içinde hava-sıvı seviyesinin görülmesi bunun barsağa ait olduğunun anlaşılmasını sağlar.
TEDAVİ: Boğulmuş fıtığın tedavisi öncelikle konservatif olmalıdır. Barsağın beslenmesinin bozulduğunu gösteren, sistemik (ateş ve lökositoz) ve lokal (kitlenin üzerinde kızarıklık ve ödem) bulgular yoksa boğulmanın üzerinden geçen süreye bakılmaksızın konservatif tedavi uygulanabilir. Sedasyon (0.3 mg diazepam/kg), kitlenin üzerine buz uygulanması ve Trendelenburg pozisyonunda yatırma ile 1/2 saat içinde spontan redüksiyon sağlanamazsa elle redüksiyon denenir. Bu şekilde boğulmuş fıtıkla başvuran hastaların % 85-90’ında redüksiyon mümkün olur. Redüksiyondan 48-72 saat sonra elektif koşullarda fıtık cerrahi olarak tedavi edilir. Redüksiyonun mümkün olmadığı %10-15 hastada ve başvurduğunda barsağın beslenme bozukluğunu gösteren sistemik ve lokal bulguları olan hastalarda acil şartlarda ameliyat zorunludur. Fıtığın acil koşullarda ameliyat edilmesi mortalite ve morbiditeyi elektif koşullara göre 20 kat arttırır.