İlac Alerjisi ve Tedavisi

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

İlaç Alerjileri

Hastalıklara karşı savaşta ilaçlar çoğu zaman müttefikleri­mizdir. Kırıklıktan kurtulmayı sağlar, baş ağrılarını geçi­rir, saman nezlesinin belirtilerini hafifletir ve hatta astım atak­larının önünü keserler.

Ama bir an gelir ki en yararlı ilaç bile karşımıza dikilir. Bu­lantı ve döküntü gibi hafif yan etkilerden, yüksek tansiyon gi­bi ciddi komplikasyonlara kadar varan çok sayıda beklenme­dik soruna yol açabilir. Ender vakalarda alerjik tepkiler de or­taya çıkabilir. Bunlar çoğu zaman hafiftir. Ama ilaca karşı en­der durumlarda gelişen şiddetli alerjik tepkiler, bazen ölümcül olan anaflaksi noktasına kadar gidebilir.

Bu bölümde ilaç alerjilerinin nasıl başladığını anlatacak, hafif yan etkiler ile tehlikeli olabilecek tepkiler arasındaki farkları açıklayacağız. Ayrıca bir ilaç alerjiniz olduğunu öğ­rendiğinizde ne yapmanız gerektiğini belirteceğiz. Şimdiden alacağınız birkaç basit önlem ileride başınızın çok fazla derde girmesini önleyebilir.

İlaç Alerjisi

ilaçlara karşı istenmeyen tepkilerin gelişme olasılığı hiç de az değildir. Hastanede yatan hastaların yüzde 30 gibi önemli bir bölümünde ilaçlara karşı beklenmeyen ya da istenmeyen ya­nıtlar gelişmektedir. Bu yanıtların çoğu alerjiyle ilişkili değil­dir ve yan etki olarak adlandırılır. İlaca tepkilerin sadece küçük bir bölümü (yüzde 6 kadarı) gerçek alerji yanıtlarıdır.

İlaca alerjik tepkilerin çoğu bağışıklık sistemimizin bu ila­ca karşı yanlışlıkla antikor üretmesi sonucunda ortaya çıkar. İlaç molekülleri vücuda girdiğinde, immünoglobülin E’den yapılmış antikorlar bunları mast hücrelerinin ya da bazofillerin dış yüzeyine bağlar. Mast hücreleri ve bazofiller histamin gibi güçlü kimyasal maddeleri salarak, burun akmasına, kur­deşen döküntüsüne, hışıltılı solumaya ve burun tıkanıklığına, yani saman nezlesinde de ortaya çıkan tipik alerji belirtileri­ne yol açar.

Saman nezlesi ile ilaca tepki arasında bir fark vardır. Polen ya da mantar sporlarından farklı olarak, ilaç molekülleri ge­nellikle tek başlarına bağışıklık sisteminin dikkatini çekemeyecek kadar küçüktür. Bunlar vücudun bir parçasına—muhte­melen bir kan hücresine—bağlanana kadar saptanamadan ka­lır. Ama işin içine vücut hücrelerinin de katılmasını bir yana bırakırsak, antikorların mücadele yöntemi yine aynıdır. İlacın kesilmesiyle birlikte belirtilerin kaybolması dışında, görünür bir fark yoktur genellikle.

İlaçlar başka alerjik tepkilere de yol açabilir. Bunun nedeni oldukça karmaşıktır. İlaca karşı bazı tepkiler hemen ortaya çı­karken, diğerleri ilaç alındıktan 24-48 saat sonrasına kadar be­lirti vermeyebilir.

Yıllar önce serum hastalığı denen bir gecikmiş alerjik tep­kiye oldukça sık rastlanırdı. Bu durum en çok hayvan prote­inlerinden yapılmış aşılarda ortaya çıkardı. Aşının üzerinden bir hafta ya da daha uzun süre geçince, bağışıklık sistemi ya­bancı proteinlerle savaşacak antikorlar üretirdi. Çok sayıda antikor aşıdaki proteinlere bağlanarak, onları lenf düğümlerine, deriye ve eklemlere sürüklerdi. Alerjik tepkinin yarattığı iltihaplanma, eklem ağrısına ve vücutta genel bir şişmeye yol açardı. Artık aşıların çoğunlukla hayvan dışı kaynaklar kulla­nılarak üretilmesine karşın, aşılanan insanlarda serum hasta­lığının gelişmesi günümüzde de zaman zaman görülen bir du­rumdur.

Her çeşit alerjide duyarlılık kazanana kadar ilaca karşı aler­jik tepki gelişmez. Dolayısıyla sorunun ortaya çıkması için o ilacı en az iki kez almanız gerekir. İlkinde vücut ilaçla savaşa­cak antikorları üretir. İkincisinde tepki ortaya çıkar. Bu neden­le ilk kez kullandığınız bir ilaca karşı gelişen tepki çok büyük olasılıkla alerji değil, yan etkidir.

Her ilaç alerjiye yol açabilir. Ama bazılarında bu risk daha yüksektir. Penisilin ve diğer antibiyotikler alerjiye en çok yol açan ilaçlardır. Bu ilaçlara alerjinin yüzde 10 gibi yüksek bir düzeye ulaştığı tahmin edilmektedir. Alerjiden sorumlu diğer ilaçların başında sülfamitler, barbitüratlar, antikonvülzanlar, bazı lokal anestezikler ve ensülin (özellikle hayvansal kökenli ensülin tipleri) gelir.

Bazı kişilerde ilaç alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Ör­neğin çocuklara göre erişkinlerde ilaç tepkisine daha çok rast­lanır. Fazla miktarda ilaç kullananlarda duyarlılık, daha az ilaç kullananlara göre daha çok ortaya çıkar. İlaç alerjilerinin bir­çoğunda duyarlılığın, ilacın sürülerek kullanılan biçimlerine karşı arttığı söylenebilir. Bu durum belki derinin mide ve ba­ğırsaklardan daha duyarlı olmasının, belki de sürülerek kulla­nılan ilaçların ağızdan alınan tiplere göre daha güçlü olması­nın bir sonucudur.

Aspirin ve benzeri ağrı kesiciler alerjik tepkiler kadar, bun­ları andıran benzer yanıtlara da yol açar. Alerji dışı bu yanıtlar arasında şişme ve kurdeşen sayılabilir. Aspirin grubu ilaçlar astım ataklarını da tetikleyebilir. Astımlı çocukların yüzde 30 gibi önemli bir bölümünde (astım tedavisinde steroit kullanan erişkinler arasında da oran yaklaşık aynıdır) bu sorun görülür.

İlaç Alerjileriyle Mücadele

Şimdi artık ezberlediğiniz cümleye hazır olmalısınız: İzlene­cek en iyi yol alerjenden sakınmaktır. İlaç alerjileri söz konu­su olunca, bu cümle genellikle farklı bir ilacın kullanılması anlamına gelir. Örneğin penisiline karşı alerjiniz varsa, heki­miniz farklı bir antibiyotik verecektir, ilaç alerjisinde çapraz tepki denen bir olay, sorunu biraz daha karmaşıklaştırır. Ben­zer kimyasal özellikleri olan ilaçlar, alerjiye yol açan ilaçla ay­nı sorunları ortaya çıkarabilir. Bu sorun özellikle penisilinler­de ve sefalosporinlerde görülür. Bir penisiline karşı alerjiniz varsa, bütün penisilin ilaçlarına alerjinizin olması kesin gibi­dir.
İlaç kullanırken bir tepki ortaya çıktığında, alerjiye hangi ilacın yol açtığını belirlemek hem hasta hem de hekim açısın­dan büyük önem taşır. Bu bağlamda tam bir tıbbi öykü alınma­sı zorunludur. Ortaya çıkan tepkileri tam olarak açıklamanız gerekir: Ne tip belirtiler gelişti? Bunlar ne kadar sürede orta­ya çıktı ve ne zamana kadar devam etti? Daha önce aynı ilacı kullanıp kullanmadığınızı hatırlamanızın da özel bir önemi vardır. İlacı ilk kez kullandığınızda gelişen tepkiler büyük ola­sılıkla alerji kökenli değildir.

Bazı testler yararlı olabilir. En güvenilir yöntem deri altı testidir. Bu testte alerji uzmanı tepkiyi gözlemek için, deri al­tına kuşkulu ilaç alerjeninden çok az miktarda enjekte eder. Alerjiniz varsa 15-20 dakika içinde sivrisinek sokmasını andı­rır biçimde şişme ve kaşıntı ortaya çıkar. Özellikle deriye sü­rülerek kullanılan antibiyotikler gibi bazı ilaçlar için yama tes­ti de alerjiyi belirlemeye yardım eder. Ama sonuçlar diğer alerjenlerle olduğu kadar sağlıklı değildir. Bu sorun ilaç moleküllerinin boyutlarından kaynaklanır. Bazı ilaçların bağışıklık sistemince saptanabilecek büyüklüğe erişmeden önce vücutta­ki hücre ya da proteinlerle birleşmesi gerekir. Söz konusu ilaç­lar vücut hücrelerine ya da proteinlere bağlanmadıkları sürece zararsızdır. Bu süreçler yama ya da deri testlerinin dışında ge­liştiğinden, test sonuçlan yalancı negatif verebilir. Alerji uz­manınız ilaç alerjinizi belirlemek için birkaç deneme yapabilir ve eldeki bilgiler ışığında bazı tahminlerde bulunabilir.

İlaç alerjisini saptamanın bir başka yolu dolaysız testtir. Alerji uzmanı gelişebilecek tepkiyi gözlemek için, kuşkulu alerji etkeninden çok küçük bir doz verir. Testi uygulama yolu asıl ilaç gibidir (ağız yoluyla, deriye sürerek ya da iğneyle). Test başlangıcında doz çok düşüktür. Tipik dozun 1/100’ü, hatta 1/1000’i olabilir. Yirmi dakikadan birkaç saate kadar va­rabilen kısa bir süre sonra, biraz daha yüksek dozla aynı uygu­lama yinelenir. Bu işlem alerjik tepkinin belirtilerinin görül­mesine kadar sürer. Bazen alerji uzmanı ilaca alerjiyi belirle­mek için bir gün ya da daha uzun süre uğraşabilir. Sürenin uzaması, ciddi bir tepkiyi önlemek açısından dozları düşük miktarlarda tutmaktan kaynaklanır.

İlaç alerjiniz bir kere anlaşıldıktan sonra yapılacak en iyi şey o ilacı kullanmaktan vazgeçmektir. Ama bu her zaman sağlanamaz. Örneğin, diyabetli hastalar ensüline kötü tepki verdikleri için ilacı kesemezler. Hafif vakalarda ensülin ya da alerji yapan başka ilaçları kullanmadan önce antihistaminik gibi ilaçlar alınabilir. Böylece alerji belirtileri hafifler ya da tümüyle kaybolur. Sonuç alınmadığında duyarsızlaştırma yo­luna gidilebilir. Bu işlemde alerjen saatleri ya da birkaç günü bulan bir süre boyunca vücudunuza az miktarlarda verilir. Böylece alerjene yavaş yavaş bir tolerans gelişir.

İlaç alerjileriyle ilgili değineceğimiz son nokta özellikle önemlidir. İlaç alerjileri anafilaksinin başlıca nedenlerinden biridir. Ender görülen, ama bütün vücuda yayılan bu tehlikeli yanıt akciğerlerdeki hava yollarını kapatır, kan basıncını düşü­rür ve bilincin kaybolmasına yol açar.

Anafilaktik tepkiler en çok penisiline ve benzer ilaçlara alerjisi olanlarda ortaya çıkar. Gerçekten bu ilaçlar ilaç alerji­lerine bağlı ölümlerin yüzde 97’sinden sorumludur. Anafilaksi tedavisinde en iyi yol adrenalin iğnesinin yapılmasıdır. Da­ha önce anafilaksi tepkisi göstermişseniz, hekiminiz acil ser­vise yetişene kadar kullanmanız için size hazır bir enjektör ve­rebilir. Alerjinizle ilgili hekimleri uyaracak bir belgeyi de ya­nınızda bulundurmanız yararlı olacaktır. Böylece acil durum­larda tıbbi öykünüzü bilmeyen bir hekimin uygulayacağı teda­vilerden doğabilecek ciddi sorunlar önlenebilir.

İlac Alerjisi ve Tedavisi adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.