Hormonlar ve Hipofizin Denetim Görevleri
Hipofiz, kiraz çekirdeği ya da fasulye iriliğinde bir yapı olup, HİPOTALAMUS’un alt kısmında, ara beynin bazalinde oturur. Hormon bezleri arasındaki önemi büyüktür. Protein ve peptidler onun hormonlarıdır
Hipofiz arka lobunun hormonları hipotalamus nöronlarının ana kısmında oluşur, daha sonra aksonlarda hipofiz arka loblarına nakledilir ve ihtiyaca göre salgılanır. Yani bunlar NÖROHORMON’lardır
Hipofiz arka loblarında salgılanan ADtÜRETİN hormonu böbrekte urinin yoğunluğunu düzenler. Adiüretinin devre dışı kalması halinde, vücut günde 20 litreye kadar çıkabilen oldukça ince bir urin salgılar. Arka lobun başka bir hormonu da OK-SITOZİN’dir. Bu plasentanın doğum esnasında kontraksiyonunu sağlar.
Hipofiz ön lobunun en önemli hormonu, büyüme hormonu da denen SOMA-TOTROPÎN’diı. Vücudun büyümesini etkiler. Gençken fazla salgılanması devliğe, erişkinlerde ise el ve ayakların anormal büyümesine neden olur. Normalin altında üretilirse cücelik görülür. Bu durumda hipofıze bağlı cücelikten söz edilir. Somato-tropin verilerek tedavi yapılırsa cücelik önlenebilir.
PROLAKTIN, emziren annelerde süt salgılamasını aktive eder. Bu da hipofiz ön lobu tarafından salgılanır. Hipofiz önlobunun hormonlarının önemli bir kısmı diğer hormon bezlerini yönetir. Tiroidin böbreküstü bezi ve eşeysel bezlerinin işlevini aktive eder ve onlann kendi hormonlarını salgılamalarına yol açar.
Programlanmış Adresler
Hormonlar sadece hücrenin üzerinde veya içindeki belli reseptörlerle tepkime gösterir. Bu reseptörlere sahip olmayan hücreler için, hormonların anlamı yoktur. Şimdi şu soru akla gelebilir; neden bazı dokular, hormon alımını mümkün kılan reseptörlere sahiptir? Reseptörler proteindir. Proteinler, DNA’nın yapısına uygun olarak çekirdekten plazmaya mRNA’nın taşıdığı bilgiye göre ribozomlar tarafından üretilir. Bu prosesin düzenlenmesi için bakterilerde OPERON MODELİ bulunmuştur. Embriyonal gelişim sırasında, belli hormon reseptörlerini yapan bilgiyi veren genlerin, nasıl aktive veya inhibe edildiğini düşünmek oldukça ilginçtir. Örneğin embriyonal gelişimdeki farklılaşmada hangi dokunun hangi hormona tepkime göstereceği saptanabilir. Dokunun görevi kalıtım faktöründe gizlidir. Bu aşağıdaki şekilde gerçekleşir:
Operon modeli hormon etkisi ile iki şekilde ilişkiye girebilir:
a) Dokunun görevi muhtemelen tamamen belli genler tarafından saptanır. Bu belirleme Operon modeline uygun olarak farklılaşmada gerçekleşir.
b) Gen aktivasyon mekanizmasına göre hormon etkisi aynı şekilde Operon Modeline göre olur.
Hormon Sisteminin Bozulması
Şeker hastalığının temelinde hormon sistemindeki bozukluk yatar. İnzulinin yeterli olmayışı sonucunda ortaya çıkan kan şekeri yoğunluğundaki artış, artan susama hissine ve hatta metabolik olayların dengesini de bozduğundan, genel metabolik bozukluklara yol açar. Açlık ve çalışma isteksizliği bu hastalığın semptomlarıdır.
Hormonlar çok az miktarda bile etkilidir. Bu yüzden hormon yoğunluğundaki en ufak bir değişme bile, vücudun normal işlevlerinde bozukluğa yol açar. Tedavi için hormon preperatları verilirken, miktarın çok iyi ayarlanması gerekir. Büyüme bozukluklarında büyüme hormonu ile tedavi yapılır. Günümüzde bu yöntemin yan etkileri anormal büyümeden daha fazla olduğu için bu yöntem terkedilmiştir.