Hızlı kilo vermenin sakıncaları

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Kilo kaybında, kısa sürede büyük hedeflere yönelmek insan sağlığı açısından oldukça risklidir. Hızlı kilo kaybının nelere yol açabileceğini çok iyi değerlendirmek gerekir.

Günümüzde 800 kalorinin altında hazırlanan düşük kalorili diyetlerin hedefi, hayati öneme sahip yağsız vücut kitlelerini koruyarak mümkün olduğunca en fazla kilonun verilmesini sağlamaktadır. Ancak bunların sorumsuzca kullanılması da bir çok komplikasyonlara ve ölümlere neden olabilir. Özellikle bunların aşırı şişman olmayanlar veya yeterli tıbbi gözetim altında bulunmayanlar tarafından kullanılması, ileri derecede tehlikeli olabilmektedir.

Aşırı kilolu olanların büyük bölümü bu gibi tehlikelere karşı yağ depolarının daha fazla olması, vücutlarında azotu daha iyi tutmaları ve yağsız vücut kitlesinin hafif şişmanlardakinden anlamlı şekilde daha yüksek olması gibi nedenlerle, en azından kısmen korunmuş olurlar.

Yarı aç kalarak zayıflama yöntemleri ile verilen kiloların 2/3ü vücut kas kitlesi, geri kalan kısmı ise vücut suyundan olup, kısa sürede yağ olarak ağırlık kazanma ile sonuçlanır. Bunun sebebi, vücudun kendisinden beslenmeye başlamasıdır. Karbonhidrat depoları yetersiz kaldığından, kas proteini yakıt kaynağı olarak yakılır ve diyet ne kadar ağır olursa, o kadar kas kitlesi kaybedilir. Ayrıca şu sakıncaları da beraberinde getirir; kan şekerinde ani düşmeler, minerallerin atılışında artma, kansızlık, takatsizlik, düşük tansiyon, ödem, karaciğer fonksiyon bozuklukları, kalp yetmezliği ve ani ölümler görülebilir.

Düşük kalorili diyetler vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler. Bu durumda “kıtlık”moduna geçen metabolizma yağları yakma yerine yağ birikimini korumaya yönelir. Nasıl deprem olduğunda insanlar göçük altından 10 gün sonra canlı olarak kurtarılabiliniyorsa; metabolizmanın suyu ve tüm enerji rezervlerini ölmemek için çok ekonomik kullanabilme özelliğinin var oluşundandır. Halbuki insanoğlunun susuz yaşayabilme süresi 3 ya da 5 gündür. Düşük kalorili diyetler metabolik ritmi % 15-30 oranında düşürerek kilo kaybını daha da zorlaştırır.

Diyete ara verdiğimizde yağ depolama konusunda uyarılmış olan sistem, derhal en yüksek seviyede çalışarak eksilen tüm yağları yerine koyup vücudu eski kilosuna getirir. Düşük kalorili diyetlerin en büyük olumsuz etkenlerinin başında, önerilen yiyeceklerin vitamin ve mineral bakımından yetersiz olması gelir. Vitamin ve mineral eksikliği de kilo vermeyi zorlaştırır. Depodaki yağlarımızın yanması yiyecekler yoluyla içeri soktuğumuz vitamin, mineral ve su yoluyla gerçekleşir.

Hızlı verilen kilolar, aynı hızla fazlasıyla geri döner. Kilolu iken mevcut olan vücut yağ yüzdesinde, kilolar geri döndükten sonra anlamlı artışlar olduğu gözlenmiştir. Yağsız vücut kitlesindeki kayıplar nedeniyle bu olumsuz bulgular ortaya çıkmıştır.

Yaşla birlikte aktif hücrelerimiz, kaslarımız azalırken bir de düşük kalorili diyetler ile yakılan kaslar dahil olursa o zaman sağlığımızı da bozmuş oluruz.

Burada amacınız yağsız vücut kitlesini de arttırarak bazal metabolizmayı yükseltip, bu yolla enerji harcamasını arttırmak olmalıdır. Bunu sağlayabilmek için yeterli ve dengeli beslenip vücudun gereksinmesi olan tüm besin öğelerini tüketip, fiziksel hareketliliğimizi arttırıp düzenli bir egzersiz programını da yaşantınıza adapte etmeniz şarttır.

Tek düşünceniz, yavaş ve kalıcı kilo kaybı olmalıdır.

Yarı aç kalarak zayıflama yöntemleri ile verilen kiloların 2/3ü vücut kas kitlesi, geri kalan kısmı ise vücut suyundan olup, kısa sürede yağ olarak ağırlık kazanma ile sonuçlanır.

Hızlı kilo vermenin sakıncaları adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.