Düşük Kan Şekeri (Hipoglisemi) Depresyona Yol Açar Mı?
Hipogliseminin en sık görülen tipi ve kişilerin düşük kan şeker düzeyi ile mizaç arasındaki ilişkiden söz ederken kasdettikleri, akut reaktif hipoglisemidir. Bu, bir kişi yemek yedikten 2 ile 4 saat sonra ortaya çıkabilir.
Yemek yediğiniz zaman vücudunuzda pankreas adındaki bir organ kan şekeri metabolizmasını düzenlemek için insülin salgılar. Bazı kişilerde çok miktarda şekerli yiyeceğin hızlı bir şekilde tüketilmesine bağlı olarak pankreas fazla miktarda insülin salgılar. Bazılarında ise insülin pankreastan salgılandıktan sonra onun düzeyini kontrol altında tutacak mekanizmada bir bozukluk olabilir. Her iki durumda da artmış insülin etkinliği kan şeker düzeyinin normalin alt sınırına ya da normalin altına düşmesine neden olur. Kişide anksiyete, kalp çarpıntısı, huzursuzluk, terleme, yorgunluk ve güçsüzlük gibi geçici belirtiler olabilir. Bazıları kendilerini sinirli hissedebilir ya da başka kişilik değişiklikleri olabilir. Kişi bir şey yemezse bu etkiler 4 ile 6 saat sürer.
Kan şeker düzeyindeki geçici dalgalanmanın bu türü, sık tekrarlasa bile, depresif hastalığın tek nedeni olamaz gibi görünmektedir. Hatta ağır depresyonu olan hastalarda, insülin salgılanması sonrası, abartılı bir azalma olmadığı, ortaya çıkan kan şekeri düzeyindeki düşüşün normalden daha az olduğu bulunmuştur. Bu, depresyonlu kişilerde insülinin etkinliğini baskılayan bir madde olan kortizol seviyesinin yükselmesi sonucu olabilir.
Örneğin insülin salgılayan bir tümörün neden olduğu kronik hipoglisemi depresyonu taklit edebilir. Ancak insülin salgılayan tümörler ve diğer kronik hipoglisemi nedenleri oldukça nadirdir.
Gerçek anlamda hipoglisemik olarak tanımlanmanız için (a) glukoz tolerans testinde (GGT) kan şekeri düzeyinizin düşük olarak saptanması ve (b) yukarıda belirtilen belirti ve bulguların olması, bunların düşük kan şekeriyle aynı zamanda ortaya çıkması ve şeker ya da başka bir yiyecek alımıyla ortadan kalkması gerekmektedir. Tanı için b şıkkının mutlaka olması gereklidir çünkü GGT testinde normalden daha düşük kan şeker düzeyi olan kişilerin % 25’inde hiçbir belirti olmamaktadır. GGT’de normal kan şekerinden daha düşük düzeylere sahip kadınlarda hiçbir belirti olmama oranı % 50’ye kadar varmaktadır.
Bazı “hipoglisemi hekimleri” testi daha rahat bir bakış açısı ile değerlendirirler, örneğin GGT testinde kan şeker düzeyinin düşüşü çok hızlı oluyorsa hipoglisemi tanısı koyarlar. Ve bazı alternetif tıp uygulayıcıları antihipoglisemik diyetin depresyon üzerindeki etkisine güvendiklerini söylemektedirler.
Depresyonu olan bir kişi ne yapmalıdır? Birincisi, şunu kabul etmelisiniz ki “hipoglisemi hekimleri”nin iddiaları sadece iddiadır. Hipogliseminin depresyona sık neden olan bir şey olduğunu düşündürecek hiçbir kanıt yoktur. Ayrıca, depresyon tedavisinde antihipoglisemik diyetlerin ilk sırada uygulanacak etkili bir yöntem olduğunu destekleyen kanıtlar da yoktur. Akut re-aktif hipoglisemiyi akla getirecek belirtileriniz varsa bir GGT testi yaptırabilirsiniz. Ya da istiyorsanız diyetinizde değişiklikler yapabilirsiniz. Her durumda, bazı değişiklikler sağlığınız için iyi olabilir. Benzer şekilde canınız çok fazla tatlı ya da karbonhidrat istiyorsa ve aşırı yeme eğiliminiz varsa o zaman bu soruna yardımcı olacak şekilde diyetinizi ayarlayabilirsiniz. Lütfen ayrıntılar için 11. Bölüme bakınız.
Bazı depresyonlu hastalar tatlıları ve nişastalı yiyecekleri fazla miktarda yerler. Bu, bazı bireylerde akut reaktif hipogliseminin varlığının arttığını destekleyebilir. Aynı zamanda tatlı ve karbonhidrat alımına karşı isteğin çok arttığı dönemlere de neden olabilir. Bu probleme sahip birisi, özellikle kışın, istemeden kilo alabilir. Fakat bunların tümü depresyonun nedeni değil sonucudur. Uygun şekilde tedavi edildiğinde depresyondaki bir kişinin tatlılara ya da abur cubura karşı olan isteği azalır.