Kış aylarının harika sebzelerinden olan alabaş, bizde turp zannedilerek tüketiliyor. İngilizcesi kohlrabi olan turpgiller familyasından alabaş, çiğ olarak tüketildiği için içeriğindeki vitamin ve minerallerin vücudumuza daha çok fayda sağlaması için önerilen sebzelerden birisi…
Vitamin ve mineral zengini olan alabaş, sofralardan eksik edilmemesi gereken besinlerden birisi sayılıyor. Sıfır kalorili alabaş, kilo vermek isteyenlerin diyetinde sıklıkla yer alması gerektiği belirtiliyor. Dengeli beslenmede mutlaka yer verilmesi gereken bir gıda olarak kabul edilen alabaş, astım, kanser, katarakt, yüksek tansiyon, böbrek taşı, gözde leke, sinir sistemi hastalıkları ve felce iyi geldiği için tavsiye edilmektedir. Lif açısından zengin olan alabaş, tok tuttuğu için sofralarda salatalara eklenmeli, ya da çiğ olarak tüketilmelidir. A, B1, B2, B3, B6 ve C vitaminleri yönünden oldukça zengin olan alabaş, bol miktarda selenyum, demir, fosfor, kalsiyum, sodyum ve potasyum içermektedir. Sağlığımız açısından birçok yararları olan alabaş neye iyi geliyor, özetle sıralayabiliriz…
Alabaş nasıl yenir?
Turp gibi yumru şeklinde bir gövdesi ve bu gövdenin üzerinden çizgi şeklinde bolca yaprağı olan alabaşı pek çok şekilde tüketebilirsiniz. Yumrusundan çeşitli çorbalar, yemekler hazırlayabilirsiniz. Ancak en çok çiğ olarak tüketilen salatası tavsiye edilir. Alabaşın yapraklarından ise lahana gibi sarma yaparak pişirebilirsiniz. Ancak bütün turpgiller gibi alabaş da vücuttaki iyot emilimini azaltan özelliğe sahiptir. Bu nedenle eğer haftada 3-4 defadan daha fazla tüketenlerin, iyotlu tuzlar ya da iyot bakımından zengin beslenmesi gerekiyor.
Eğer hala tüketmediyseniz, artık pazarlarda dört mevsim satılan bu sebzeyi bir an önce sofralarınıza taşımalısınız.