Hekimler, yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitimi alamıyor
Uzmanlar, yoğun bakımlarda hizmet kalitesinin artırılabilmesi için en kısa süre içinde uzmanlık eğitiminin önünün açılması gerektiğini belirtiyor.
Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği üyesi ve Hacettepe Üniversitesi (Hü) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Yorgancı, yoğun bakımın, Türkiye’de ve dünyada her geçen gün öneminin ve ihtiyaç alanının arttan bir bilim dalı olduğunu söyledi.
Eskiye oranla daha yoğun bakım hastası olduğuna dikkat çeken Yorgancı, bu oranın gelecekte de daha da artacağından, hem uzman, hem yatak, hem de teknik imkanların artırılması gerektiğini belirtti.
Türkiye’de yoğun bakım bilim dalının henüz gelişme aşamasında olduğunu ifade eden Yorgancı, ”Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemizde yoğun bakımcının tanımı ve eğitim programı tamamen oluşturulmuş değil. Bu nedenle Türkiye’de ciddi bir yoğun bakımcı açığı bulunmaktadır” dedi.
Yorgancı, fizik olanakları açısından da Sağlık Bakanlığı’nın önemli çabaları olduğunu vurgulayarak, yoğun bakımın Bakanlığın da gündeminde yer aldığını söyledi. Bu konuda henüz yoğun bakımcının da, Türkiye’deki yoğun bakım imkanlarının da ve yoğun bakım ünitelerinde verilen hizmet kalitesinin de ”çok iyi olduğunun söylenemeyeceğini” ifade eden Yorgancı, ”Türkiye’de bu alandaki en büyük sorun, yoğun bakım uzmanı sayısının yetersizliğidir” dedi.
Yorgancı, yoğun bakım uzmanlığının şu an mevcut olan yasa ile birlikte bir üst ihtisas olarak çıktığını, ancak mahkemeye intikal ettiği için eğitimlerin verilemediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
”Mahkeme süreci çözümlendiğinde yoğun bakım uzmanı yetiştirilecek ve Türkiye’nin her yerine yoğun bakım uzmanları gidecek, oradaki standartları sağlamış olacak.
18 Temmuz’da 2009’da Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Yönetmeliği yayımlandı. Orada, yoğun bakım, yan dal olarak yeni bir bilim dalı olarak belirlendi. Buna göre, iç hastalıkları, genel cerrahi, göğüs hastalıkları, anesteziyoloji, nöroloji, nöroşirurji ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlığını bitiren uzmanlar, yan dal olarak da bunun eğitimi alarak yoğun bakım uzmanı olabileceklerdi. Bunu içeren tebliğ, Sağlık Bakanlığınca yayımlandı. Ancak tebliğde bazı uyumsuzlar bulunuyordu. Örneğin, Daha sonra, enfeksiyon hastalıkları uzmanlığının üzerine yoğun bakım eğitimi alınması dünyanın hiçbir yerinde yapılmadığından, biz dernek olarak buna itiraz ettik. Benzer şekilde nöroloji ve nöroşirurji uzmanlarının da genel yoğun bakım uzmanı olamayacağını belirttik ve bu konuda yürütmeyi durdurma kararı aldırdık. Türk Yoğun Bakım Derneği de farklı itirazlarda bulunarak yönetmeliğin yoğun bakımla ilgili yürütmesini tümden durdurma kararı aldırdı.
Yasanın uygulanması halinde, şu anda yoğun bakım sorum uzmanı olarak görev yapan hekimler, bir kurula girecek ve buradan yoğun bakım uzmanı olacak, bu aşamadan sonra da 3 yıl sürecek bir eğitimle üst ihtisasla doktora alacaktık. Üç yıl sonra da yoğun bakım uzmanı yetiştirmeye başlayacaktık. Bu sayede, yoğun bakım uzman sayısı hızla artacak, bu ünitelerde görev yapan nitelikli insan gücü eksiği giderilecekti.”
Hukuk sürecinin şu anda devam ettiğini, ancak her geçen sürenin Türkiye’nin aleyhine çalıştığını ifade eden Yorgancı, ”Bakanlığın, bu konudaki savunması alındı. Şu anda sonuç bekleniyor” dedi.
”Yoğun bakım uzamanı sayısı, 150’den 2 bin üzerine çıkmalı”
Prof. Dr. Yorgancı, Türkiye genelinde şu anda yaklaşık 150 yoğun bakım sorumlu uzmanı bulunduğunu, ancak bu sayının kesinlikle ihtiyacın çok çok altında olduğunu belirterek, ”Kaliteli bir sağlık hizmeti sunabilmek için yoğun bakım uzman sayısı 2 binin üzerine çıkmalı” dedi.
Türkiye’de aktif çalışan yoğun bakım yatağının 4 bin 183 adet olduğunu ifade eden Yorgancı, ”Tüm yoğun bakım yatak sayısı 7 bin 300. Olması gereken yatak sayısı ise 30 bin. Bu sayı, yoğun bakım gerektiren hasta sayısı göz önüne alınarak belirlenmiş. 3. basamak yoğun bakımların hemen tamamı üniversite ve eğitim hastanelerinde bulunuyor” diye konuştu.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Kaya da yoğun bakım konusundaki sıkıntıların ortadan kaldırılabilmesi için hem Bakanlığın hem de derneklerin ciddi hazırlıklar yaptığını, yoğun bakım ünitelerin standartlarının belirlenmesinde çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi.
Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nda yürütülen toplantılara dernek temcilerinin de katıldığını, fikir ve önerilerini sunduklarını belirten Kaya, ”Bu toplantıda, ‘bir yoğun bakım ünitesi nasıl olmalıdır, burada hangi cihazlar bulunmalıdır ve hangi personel bulunmalıdır?’ gibi standartlar oluşturuluyor. Biz de katkıda bulunuyoruz” diye konuştu.
Kaya, yoğun bakım ünitelerinin hastanenin yatak kapasitesine göre belli bir oranda yoğun bakım yatağının bulunmasının zorunlu olduğunu söyledi. Yoğun bakımın 1., 2. ve 3. olarak derecelendirildiğini anlatan Kaya, şöyle devam etti:
”En üst yoğun bakımın, her türlü teknik donanıma sahip olması gerekiyor. Örneğin, her yatakta mekanik ventilatör ve monitör bulunması isteniyor. Her türlü müdahaleye uygun teknik donanın mevcut olması gerekiyor. Oradaki yoğun bakım uzmanı ve sorumlu doktorun 24 saat bulunması zorunlu tutuluyor. Yatak ve hasta sayısına göre hemşire oranları bulunuyor. Hastanın sağlık durumuna göre iki ya da her yatak başına bir hemşire bulundurulması gibi standartlar aranıyor.
Bu standartlar, şu ada da uygulanıyor, ancak yürütülen çalışma ile daha detayları palanlanıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu da Sağlık Bakanlığınca şu anda mevcut tanımlara göre ödeme yapıyor. Şimdi, hem yoğun bakım standartları düzenlenerek standartların iyileştirilmesi için detaylar ele alınıyor, hem de SGK’nın ödeme planlamaları yapılıyor. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı, çok ağır bir hastanın üst düzey bir yoğun bakımı olan merkeze sevk edilebilmesine olanak verecek bir ağ üzerinde de çalışıyor. Böylece, hiçbir şekilde yoğun bakım hastası mağdur olmayacak.”
Kaya, her 100 yatak kapasitesine sahip olan bir hastanenin, yüzde 10 oranında yoğun bakım yatağına sahip olması gerektiğini sözlerine ekledi.