20’Lİ YAŞLAR
Stresle mücadele yılları
Kadınlar, haftada 70 saat çalışmaları, geri kalan vakitlerinde de sürekli erkek arkadaş değiştirmeleri ve gece geç saatlere kadar barlarda eğlenmeleri nedeniyle, ilk depresyon belirtilerini 20’li yaslarda göstermeye başlıyor. Bunun faturası ise sadece zihne çıkmakla kalmıyor. Stres yüklü bir yasam tarzı genellikle şeker, yağ ve kaloriyle dolu yalapşap bir beslenme tarzına yol açıyor. Bu yüzden, vücudumuzun gerçek potansiyelinden de yararlanamıyoruz. 20’li yaşlar yeni kemikler geliştirmek için son sansın. Çünkü 30 yasına geldiğinde iskelet sistemin oturmuş oluyor. Kötü beslenme, sadece kemiklerinin gelişimini kısıtlamakla kalmayarak, bu dönemde ya da ileriki senelerde hastalığa yakalanma, kilo alma ve sinir rahatsızlığı geçirme riskinin artmasına da neden oluyor. Bütün bu olumsuz etkilere karsı mücadele etmek senin elinde: Beslenmene dikkat et.
30’LU YAŞLAR
Yağları eritme yılları
20’li yaşlarında, gece yarılarına kadar içtikten sonra bir büfeye gidip atıştırdığın şeyleri yakabilmeni sağlayan metabolizman artık yavaşlamaya başlıyor. Tartının gösterdiği rakam artmasa bile, elbisenin etiketinde yazan beden, büyük ihtimalle artmaya başlamıştır. American Journal of Clinical Nutrition’a göre, kilolarını korumayı başaran kişilerde bile, yağsız vücut kütlelerinin yerini, yıllar geçtikçe bir yağ kütlesi almaya başlıyor. Vücudun çeşitli yerlerinin sarkmaya başlaması, karşılaştığın tek tehlike değil. 30’lu yaşlardan itibaren her 10 yılda bir, sistolik tansiyon da dört puan yükseliyor ve eklemler sorun çıkartmaya başlayabiliyor, iyi haberlerimiz de var: Eski kuşakların yaşlanmanın bir parçası olarak kabul ettiği rahatsızlıkların sırtını yere getirebilirsiniz.
40’LI YAŞLAR
Hastalıklarla savaş yılları
Bugüne kadar, en olası ölüm sebebin sokakta yürürken kafana düŞen piyanoydu. Oysa artık kalp krizi ve kanser gibi ürkütücü kelimeler, kadınların karşılaştıkları önde gelen sağlık sorunları haline gelmeye başladı. 50’li yaslara yaklaştıkça, körlüğün en önemli nedeni olan makula dejenerasyonu gibi, ölümcül olmamasına rağmen ciddi sorunlar yaratan rahatsızlıklara yakalanma riski de artıyor. Üstelik 30’lu yaslarında kilo almamayı başarmış olsan bile, bel ölçünü kontrol altında tutmak, bu yaşlara gelindiğinde daha da zorlaşıyor. Çözüm: Vücudunun doğal düşmanlarına karsı önleyici bir savaş açmak. Silahların: Bir çatal ve bir bıçak.