Türkiye’de ısınma amaçlı, düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin yaygın kullanımının yanı sıra yanlış yakma tekniklerinin uygulanmasıyla oluşan hava kirliliğinin, akciğer fonksiyonlarında azalmaya yol açtığı bildirildi.
Artan enerji talebinin genellikle petrol ve kömür gibi fosil yakıtlarla karşılanması atmosferdeki karbondioksit miktarını artırmasının yanı sıra oluşturduğu hava kirliliği de insanlarda solunum yolu hastalıklarının yaygınlaşmasına yol açıyor.
Özelikle düşük kaliteli linyitin aşırı tüketimi ile motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, baca filtresi olmaması ile yüksek kükürtlü yakıtların kullanılması da hava kirliliğini artırıyor.
Bitkiler üzerinde öldürücü ve büyümelerini engelleyici olabildiği bildirilen hava kirliliği, sanatsal ve mimari yapılar üzerinde de bozucu ve tahrip edici etkiler yapıyor.
Renksiz, keskin kokulu gaz olan ve kömür, fueloil gibi kükürt içeren yakıtların yanması sırasında ortaya çıkan kükürtdioksit ve partiküller, özellikle kış aylarında hava kirliliğini önemli ölçüde artırarak, çocuklar ve astımlı yetişkinleri olumsuz etkiliyor.;
İnce partiküllere uzun süreli maruz kalmanın hassas grup olarak çocuklar, yaşlılar ve kronik akciğer hastalığı ya da kalp hastalığı olan kişilerde solunum hastalıklarına, akciğerlerin savunma mekanizmasında değişikliklere ve mevcut kalp hastalıklarının kötüleşmesine sebep olabildiği bildirildi.
HAVA KİRLİLİĞİN OLUMSUZ ETKİLERİ
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Remzi Altın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hava kirliliği akciğer fonksiyonlarında azalma, astım semptomlarında kötüleşme ve solunumsal semptomlarda ise artışa yol açtığını söyledi.
Hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde astım, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ile kalp ve damar hastalıklarının, temiz bölgelere oranla daha yüksek görüldüğüne dikkati çeken Altın, şöyle dedi:
“Yapılan çalışmalarda, hava kirliliğinin özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığı, kanser riskini de yükselttiği tespit edilmiştir. Türkiye’de kentlerdeki hava kalitesi göstergelerini yansıtan istatistikler kükürtdioksit ve partiküller gibi hava kirleticilerin konsantrasyonlarının zaman zaman Türkiye Hava Kalitesini Koruma Yönetmeliğinin belirlediği sınırların üzerine çıktığını göstermektedir. Partiküllere maruz kalındığında, mevcut akciğer hastalığı olan kişiler ve çocuklar normal koşullarda yapabildikleri halde, derin veya kuvvetli olarak soluk alamayabilirler, öksürük ve kesik kesik nefes alma gibi belirtiler de görülebilir.”
ÖLÜM RİSKİ
Altın, astım, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı ve kalp hastalığı olan kişilerin partiküllere maruz kaldığında, erken ölüm riskinin arttığına işaret ederek, şöyle dedi:
“Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu gruplardan biri yaşlılardır. Fizyolojik kapasitesi ve fizyolojik savunma mekanizması fonksiyonlarındaki azalma, kronik hastalıklardaki artma nedeniyle yaşlılar normal popülasyondan daha duyarlıdır, bu nedenle daha kolay etkilenmektedir. Araştırmalar hava kirliliğinin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Kentlerde ısınma amaçlı doğal gaz kullanılmasının sağlanması durumunda kirliliğin azalacağından, olumsuz yansımalar da giderilecektir.”